11. Hukuk Dairesi 2016/8122 E. , 2018/1395 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasında görülen davada ..... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10.03.2016 tarih ve 2015/141-2016/316 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirket ve içinde bulunduğu grubun yüksek oranda faiz getirisi verileceği, paranın istendiği an geri çekilebileceği garantisiyle para topladığını, bu hususun ...... tarafından hazırlanan raporlarda defalarca ortaya konulduğunu, bu kapsamda aynı vaatlerle müvekkilinden de 15.000 DEM tahsil edilip karşılığında ......Ana Sözleşmesi adı altında bir belge ve tahsilat makbuzu verildiğini, grup şirketlerinin finansman ihtiyacını karşılamak için kurulan ....... iflas ettiğini, şirketin ...... tarafından yönetildiğinin tespit edildiğini, şirketlerin tüzel kişiliklerinin bertaraf edilerek malvarlıklarının birbirlerine karıştırıldığını, tüzel kişiliğin perde olarak kullanıldığını,....grubun yurtdışındaki uzantısı olduğunu, hileli işlemlerle müvekkilinin iradesinin sakatlandığını, davalı şirketin mevduat kabul ve aracılık etme yetkisinin bulunmadığını, şirket yöneticilerinin ..... mevzuatına aykırı eylemleri sebebiyle mahkum olduklarını, usulüne uygun olmayan, fiktif kayıtların tutulduğunu, taraflar arasında kanuna uygun bir ortaklık ilişkisinin kurulmadığını, davalı ..."ın da sorumlu olduğunu, ..... ... ... aracılığıyla toplanan paranın grubun diğer şirketlerine aktarıldığını ileri sürerek 7.669,38 Euronun (15.000 DEM) tahsil tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/A maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacının müvekkili şirkette bir ortaklığının bulunmadığını, ayrı tüzel kişiliği bulunan Yimpaş Verwaltungs Gmbh ortağının müvekkilinden ortaklık payı isteyemeyeceğini, müvekkilinin kimseye yüksek faiz verileceği ve istendiğinde paranın iade edileceği vaadinde bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkili ... hakkındaki iddia ve taleplerin dayanaksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
-/-
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının, davalı şirkette geçerli bir ortaklığının olduğu, TTK hükümlerine göre payını şirketten talep edemeyeceği, ortaklığının geçerli olmadığı kabul edilse dahi bu kez haksız fiil sorumluluğunun düşünülebileceği, davalılar hakkında hile ve desise teşkil edecek dolandırıcılık eyleminden yapılmış herhangi bir ceza soruşturması ve kovuşturmasının bulunmadığı, suçlamaların ..... muhalefet, güveni kötüye kullanmak ve ..... muhalefet olduğu, bunların da şirket işleyişinden kaynaklanan mevzuata aykırılıklar teşkil ettiği, davacının anonim şirkete ortak olduğunu bilmesi gerektiği, şirket yetkililerinin basit yalanlarının hile ve desise niteliği taşımadığı, dolandırıcılık eyleminin de davacı tarafından yasal delil ile kanıtlanamadığı, yabancı şirket ile davalı şirket arasında herhangi bir hukuki irtibat ve bağın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dairemizden geçen emsal dosyalardan anlaşıldığı üzere, .... ülkelerinde toplanan fonların doğrudan .... aktarıldığı, kayıt dışı sermayenin ... .. hisseleri ile değiştirildiği, ..... yatırım stratejisinin bulunmadığı, şirket ortaklarının mali yatırımlar ile ilgili bilgi ve deneyimlere sahip olmadığı, şirketin kâr dağıtımı yapmadığı, ..... varlığının . . Grubuna kredi vererek bilinçli olarak azaltıldığı, kredi ve iştiraklerin muhasebe defterine usulüne uygun kaydedilmediği,....."nin ikraz sözleşmeleri karşılığında alacağını ...şirketlerinin hisselerini devralarak tahsil yoluna gittiği,..... ile ikraz sözleşmesi düzenleyen şirketlerin yüklendikleri borçları için herhangi bir geri ödemede bulunmadıkları, borçlarını hisse senetleri ile takas etmek suretiyle kapattıkları tespit edilmiştir.
Bu durumda, Dairemizden geçen emsal dosyalardan anlaşıldığı üzere, .....şirketler arasında ikraz sözleşmeleriyle ..... şirketlere para akışı sağlandığı sabit olduğuna göre, mahkemenin, yabancı şirket ile davalı şirket arasında hukuki irtibat ve bağın ispat edilemediği yönündeki gerekçesi doğru olmadığı gibi, bu aşamadan sonra davacının zararından davalının haksız fiil hükümleri uyarınca sorumluluklarının bulunup bulunmadığı üzerinde durularak, haksız fiil, hile ve aldatma olgusunun tespiti yapılırken SPK, TBMM, MASAK raporları, davalı ... ve davalı şirketin diğer yöneticileri hakkındaki ceza dosyaları, bu dosyalardaki tanık beyanları da nazara alınarak, davalının hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi ve davalıların zamanaşımı def’inin de buna göre değerlendirilmesi suretiyle oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken, iddianın ileri sürülüş biçimine göre somut uyuşmazlığa uygun düşmeyen davacının, davalı şirkette geçerli bir ortaklığının bulunduğu, payını şirketten talep edemeyeceği, davacının anonim şirkete ortak olduğunu bilmesi gerektiği, davalılar hakkında açılan kamu davalarının şirketin işlemesinden kaynaklanan mevzuata aykırılıklardan doğduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 26.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
....