Abaküs Yazılım
3. Daire
Esas No: 2019/4950
Karar No: 2022/1055
Karar Tarihi: 10.03.2022

Danıştay 3. Daire 2019/4950 Esas 2022/1055 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2019/4950 E.  ,  2022/1055 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2019/4950
    Karar No : 2022/1055

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı/…
    (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : …Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına, … İş Makinaları Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi'nden alınamayan 2008 ve 2009 yılına ait muhtelif kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu ödeme emrinin, asıl borçlu şirket adına defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmemesi nedeniyle 2008 yılının muhtelif dönemleri için salınan cezalı vergiler ve kesilen özel usulsüzlük cezası ile sonraki yıla devreden indirilecek katma değer vergisi bulunmadığından bahisle 2009 yılının Ocak ve Şubat dönemleri için salınan cezalı vergileri içerdiği, bu vergi ve cezalara karşı açılan davalarda verilen Mahkemelerinin … tarih E:… -…, K:…- … sayılı kararlarının davanın taraflarına tebliğ edilmeden ve borç kesinleşmeden, dosya içerisine sistem üzerinden alınan 18/04/2014 tarih ve 8553 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesine göre asıl borçlu şirketin 15/04/2014 tarihinde ticaret sicilinden re'sen silindiği ve bu durumun tescil ve ilan olunduğu, söz konusu ret kararları üzerine şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin, şirket tüzel kişiliğinin sona ermesinden sonraki bir tarihte ilanen tebliğ edildiğinin görüldüğü, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre, şirketlerin tüzel kişilikleri, ticaret sicilinden silinmeleriyle sona erdiğinden ve hukuki varlıklarının sona ermesinden sonra bu tür şirketlerin haklara sahip olması, borçlu kılınması mümkün olmadığından, sicilden kaydı silinen şirket hakkında tesis edilen işlemlerin hüküm ve sonuç doğurmasının da olanaklı bulunmadığı, bu hukuki durum karşısında, tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan şirketler için 6102 sayılı Kanun hükümlerine göre adli yargı yerinde açılacak davayla şirketin ihyasının ve yeniden tescilinin sağlanması ve bundan sonra alacağın şirket adına kesinleştirilmesi ve şirketten tahsili yoluna gidilmesi, tahsil edilememesi halinde sorumluluğu çerçevesinde kanuni temsilciye başvurulmasının gerektiği dolayısıyla tüzel kişiliği sona eren asıl borçlu şirketin hak ve fiil ehliyetini kaybetmesi sebebiyle alacaklı ve borçlu kılınamayacağı, hakkında herhangi bir hukuki işlem de tesis edilemeyeceği açık olduğundan, asıl borçlu şirket adına tüzel kişiliği sona erdikten sonra tebliğ edilen Mahkeme kararları ve bu kararlar üzerine düzenlenen ödeme emirlerinin, şirket yönünden borcun kesinleştiği sonucunu doğurması hukuken mümkün olmadığından, şirket nezdinde kesinleşmemiş borcun kanuni temsilci sıfatıyla davacıdan tahsiline yönelik olarak düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu ödeme emri iptal edilmiştir.
    Bölge Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının ilgili dönemde kanuni temsilcisi olduğu şirketin defter ve belgelerinin ibraz edilmemesi üzerine yapılan tarhiyat nedeniyle tahakkuk eden kamu alacağının tahsilinden 213 sayılı Kanun'un 10.maddesi kapsamında sorumluluğu bulunduğu, tahsil zamanaşımının gerçekleşmediği, asıl borçlu şirketten tahsil imkanı kalmayan alacağın davacıdan istenilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge idare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Davacının kanuni temsilcisi olduğu asıl borçlu şirketin defter ve belgelerini vergi incelemesine ibraz etmemesi nedeniyle 2008 ve 2009 yılına ilişkin yapılan tarhiyatlara karşı açılan davalarda verilen … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… -…, K:…- … sayılı ret kararları üzerine şirket adına düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin şirketin bilinen adresine gönderildiği, adresinde bulunamaması nedeniyle ödeme emrinin ilanen tebliğ edildiği, asıl borçlu şirketin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun geçici 7.maddesi uyarınca 15/04/2014 tarihinde ticaret sicilinden re'sen silindiği, borcun şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması üzerine de davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği anlaşılmaktadır.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Kanuni Temsilcilerin Ödevi" başlıklı 10. maddesinde, tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, temsilcilerin bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi veya buna bağlı alacakların, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı hükme bağlanmıştır.
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 93. maddesinde, tahakkuk fişinden gayri vergilendirme ile ilgili olup hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmuhaberli taahhütlü olarak adresleri bilinmeyenlere ilan yolu ile tebliğ edileceği, 101. maddesinde bilinen adreslerin sayıldığı, şirket müdürünün ikametgah adresinin bilinen adresler arasında yer almadığı, 102. maddesinde, muhatabın zarf üzerinde yazılı adresini değiştirmesinden dolayı bulunamamış olması halinde posta memurunun durumu zarf üzerine yazacağı, aynı maddenin son fıkrasında da adreste bulunamama halinin, komşulardan bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden biri veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyet taahhüt ilmühaberine yazılarak tarih ve imza vaz'edilmek ve hazır bulunanlara da imzalatılmak süretiyle tespit olunarak merciine iade olunacağı, 103. maddesinde muhatabın adresi hiç bilinmezse, bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa tebliğin ilanen yapılacağı, 104. maddesinde ilanın ne şekilde yapılacağı kurala bağlanmıştır.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerine karşı açılan davalarda, ancak asıl borçlu şirket adına tanzim edilen ödeme emirlerinin tebliğine ilişkin hukuka aykırılıklar incelenebilecek ise de uyuşmazlık konusu olayda, şirket adına salınan cezalı vergi tebliğ edilerek dava konusu edilip bu dava sonuçlandıktan sonra fakat ödeme emri düzenlenip tebliğ edilmeden önce 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun geçici 7.maddesi uyarınca şirketin 15/04/2014 tarihinde ticaret sicilinden re'sen kaydının silindiği dikkate alındığında, şirket hakkında hukuki varlığı sona ermeden önce tahakkuk etmiş bir borç bulunması şartıyla şirket adına ödeme emri düzenlenmesine gerek olmaksızın kanuni temsilcinin sorumluğuna gidilebileceğinden cezalı verginin şirket yönünden tahakkuk edip etmediğinin belirlenmesi gerekmektedir.
    Asıl borçlu şirket adına düzenlenen ihbarnamelerin, tebliği üzerine dava konusu edilmekle içeriği vergi ve cezaların tahsil işlemleri durmakla birlikte söz konusu davalarda 28/03/2014 tarihinde verilen ret kararları, yargılama aşamasında ve kararın verildiği tarihte tüzel kişiliği devam eden şirket hakkında hüküm ifade edecek olup, bu kararın davalı idareye tebliği ile tahakkuk eden vergi ve cezaların tahsili aşamasına geçilebileceğinden dolayısıyla şirket hakkında ödeme emri düzenlenmesi ve tebliğ edilmesine gerek olmaksızın kanuni temsilci takip edilebileceğinden, dava konusu ödeme emrini yazılı gerekçeyle iptal eden Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurunu reddeden Vergi Dava Dairesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin kabulüne,
    2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının BOZULMASINA, 10/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.


    (X)- KARŞI OY:
    Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ve kararın onanması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi