Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/9357
Karar No: 2022/1868
Karar Tarihi: 15.02.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/9357 Esas 2022/1868 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2021/9357 E.  ,  2022/1868 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
    No : 2021/1053-2021/1320
    İlk Derece
    Mahkemesi : ... 2. İş Mahkemesi
    No : 2017/120-2020/269

    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı ve fer’i müdahil Kurum vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince davalı ve fer’i müdahil Kurum vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı ve feri müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalıya ait işyerinde 15/03/2014 tarihinden itibaren paket taşı, bordür, paletleme işinde çalıştığını, ancak davalı işverenin davacı emekli olduğu gerekçesiyle sigorta girişini yapmadığı ve primlerini yatırmadığını, işyerine robot alan ve işlerin büyük bölümünü robot ile halletmeye başlayan davalı işveren tarafından 25/08/2016 tarihinde iş akdine haksız ve hukuka aykırı olarak son verildiğini, davacının yasal hak edişlerinin de ödenmediğini, davacı tarafından iş bu haklara ilişkin olarak ... 7. İş Mahkemesinin 2016/419 E sayılı dosyası ile dava ikame edilmiş olup iş bu davanın derdest olduğunu ileri sürerek, davacının davalıya ait işyerinde 15/03/2014-25/08/2016 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak kesintisiz çalıştığını tesbitine karar verilmesini talep etmiştir.
    II.CEVAP:
    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davalı aleyhine ... 7. İş Mahkemesinin 2016/419 E sayılı davasını açarak bir takım işçilik alacakları talep ettiğini, söz konusu davada davacının şirkette hiçbir çalışmasının olmadığı yönündeki açıklamalar ve kurumdan da işyeri ile ilgili herhangi bir kaydının tesbit edilmediği şeklinde cevap gelmesi üzerine davacının hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli davayı açtığını, davacının davalı işyerinde hiçbir zaman çalışmadığını, sözlü ya da yazılı herhangi bir iş akdi mevcut olmadığını, davacının oğlu olan ... ın davalıya ait işyerinde götürü usulü palet istifleme işinde çalıştığını, davacının ise zaman zaman oğlunun yanına gelmek için işyerine gelip gittiğini, davacının oğlu olan ...'ın ... 7. İş Mahkemesinin 2016/420 E. sayılı dava ile işçilik alacaklarının talep ettiğini, davacının davalıya ait işyerinde herhangi bir çalışması olmadığından davalıda herhangi bir kaydı veya özlük dosyası da bulunmadığını, davacının iddia ettiği tüm hususların gerçek dışı olduğunu davacı ile davalı arasında herhangi bir iş akdinin olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
    Feri müdahil Kurum vekili, davanın reddini savunmuştur.
    III.MAHKEME KARARI
    A.İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
    Davacının davalı işyerinde 15.03.2014 - 25.08.2016 tarihleri arasında hizmet akdi ile Sosyal Güvenlik Destep Primine tabi olarak çalıştığının tespitine, karar verilmiştir.
    B.BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
    Dosya kapsamı, delil durumu itibariyle, ... 2. İş Mahkemesi 2017/120 Esas, 2020/269 Karar sayılı kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekili ve feri müdahil Kurum vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Mahkemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine, karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı vekili, mevcut delil durumunun davayı ispat etmeye yeterli olmadığı gibi gerçekten de davacının müvekkil şirket ile arasında herhangi bir iş akdi mevcut olmadığını, tanıklardan davacı yanın tek bordro tanığı oğlu olduğunu ve kendisinin de müvekkil şirkete karşı davası bulunduğunu, davacının diğer tanıkları ise bordro tanığı olmadığını, tarafımızca bildirilen tanıklardan ...’in davacının oğlunun yanına gelip gittiğini beyan ettiğini, diğer tanığımız ...’in beyanı ise özü itibariyle davacının davalı işyerine gidip geldiği yönünde olduğunu, işbu tanığın beyanları bu anlamda net değildir ve hükme esas alınamayacağını, 30.11.2015 tarih ve gün kısmını okuyamadığımız 11.2015 tarihli iki faturada teslim alan kısmında ... ve imza yer aldığını, söz konusu imzaların davacıya ait olup olmadığı müvekkil şirket yetkilisi tarafından bilinmediğini, fatura ve sevk irsaliyeleri koçanlarının bir ara kaybolduğunu bildiren müvekkil şirket yetkilisi, söz konusu imzaların kendisi huzurunda atılmadığını belirttiğini süreklilik arzetmeyen sadece bir iki belgede imza olması davanın ispatı için yeterli olmadığını, davacının oğlu ...’ın müvekkil ile arasında iş akdi olduğu düşünüldüğünde oğlunun sigortasının yapılması ama davacı babanın sigortasız çalışması zaten hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kararın bozulmasını talep etmiştir.
    Fer’i Müdahil Kurum vekili, salt işe giriş bildirgesi verilmesinin sigorta başlangıcı için yeterli olmadığını, fiili çalışmanın ortaya konması gerektiğini, bu hususun somut deliller ile kanıtlanamadığı beyan ile kararın bozulmasını talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Hizmet tespitine ilişkin talebin yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçiş hükümlerini içeren Geçici 7. maddesi gereğince 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleri olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
    Dosya kapsamına göre, davacının 01.05.2012 tarihinden beri yaşlılık aylığı aldığı, davalı işyerinin inşaat malzemeleri satış ve imali işyeri olup, davalı şirket adına düzenlenen ve davacının imzasını içeren 07.11.2015 ve 30.11.2015 tarihli iki adet sevk irsaliyesinin bulunduğu, uyuşmazlık konusu dönem bordrolarında dinlenmeyen bordrolu çalışanların bulunduğu buna rağmen bordrolu çalışan vasfı taşımayan tanıkların dinlendiği, bordrolu tanıkların ise davacının oğlu, aşçı ve ustabaşı olduğu, aşçı ... ve ustabaşı tanık ...’in beyanlarının ise hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmadığı anlaşılmaktadır.
    Mahkemece davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek, davacının talebine göre, uyuşmazlık konusu dönemi kapsayacak şekilde, dosyada mevcut bordrolar nazarında, yeteri kadar bordro tanığı resen tespit edilerek dinlenilmeli, tanık beyanları arasında çelişki oluşması halinde bu çelişki giderilmeli, böylece uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
    Mahkemece yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular gözetilmeksizin eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalı ve feri müdahil Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin istinaf istemlerinin reddine ilişkin kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine,15/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi