Esas No: 2021/8215
Karar No: 2022/1876
Karar Tarihi: 15.02.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/8215 Esas 2022/1876 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/8215 E. , 2022/1876 K."İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
No : 2021/1397-2021/1793
İlk Derece
Mahkemesi : ... 1. İş Mahkemesi
Dava, davalı Kurumca yapılan tespit nedeniyle dava dışı sigortalı hakkında belge istemine ve davacı şirket hakkında 5510 Sayılı Yasanın 81’inci maddesinin (ı) bendinde yer alan teşvik indirimlerinden 1 yıl süreyle faydalandırılmamaya dair işleminin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince davalı Kurumun istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, SGK ... İl Müdürlüğünün 23.01.2013 tarihli yazısı ile 17.12.2012 tarihli Sosyal Güvenlik Denetmeni Raporunda çalıştığı tespit edilen ... isimli işçinin 13.12.2012 tarihli işe giriş bildirgesinin ve 2012/12. aya ait ek prim hizmet belgesinin düzenlenmesi gerektiğini, ayrıca şirketin 5 puanlık prim indiriminden ve diğer teşviklerden faydalanma hakkının 01.01.2013-31.12.2013 tarihleri arasında 1 yıl süreyle iptal edildiğinin belirtildiğini, bunun dışında 1881 TL tutarında idari para cezasına hükmedildiğini, her iki yazının da 07/03/2013 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine ... 1. İdare Mahkemesi'nde dava açıldığını, 5 puanlık prim indirimi ve diğer teşviklerden faydalanma hakkının iptaline yönelik işlemin ve İtiraz Komisyonunun ret kararının iptali için dilekçenin reddi nedeniyle iş mahkemesine dava açma zorunluluğu doğduğunu, ... adlı kişinin ne davacı şirket ne de taşeron firmanın işçisi olduğunu, Ölmezler Limited Şirketi adlı taşeron firma işçisi olan ...'ın dışarıdan arkadaşı olup şirketle veya şantiye ile sözleşmesel veya fiilî ve hukuki, organik hiçbir bağının bulunmadığını, Kurum tarafından gönderilen 23/01/2013 tarihli yazıda yalnızca ... isimli şahsın sigortasız çalıştırıldığının tespit edildiği ve belgelerinin istendiğinin belirtilmesine karşın itiraz komisyonunca verilen 22/03/2013 tarihli kararda taşeronlar Proses Limited Şirketi, BBA Limited Şirketi'nin de sigortasız işçi çalıştırdığının tespit edildiği şeklinde yeni nedenler yaratılmaya çalışıldığını, bu durumun hukuka aykırı olduğunu beyanla; "Davalı idarenin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun nitelikteki (itiraz) konulu 22/03/2013 tarihli davacı şirketin itirazının reddine dair verdiği kararın; 5 puanlık prim indirimi ve diğer teşviklerden faydalanma hakkına yönelik kısmının ve bu karara dayanak teşkil eden 23/01/2013 tarihli kararın tüm sonuçları ile birlikte iptaline ve ortadan kaldırılmasına karar verilmesi" talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı Kurum; 17/12/2012 tarihli Sosyal Güvenlik Denetmenliği raporuna istinaden ...'nın söz konusu işyerinde 13/12/2012 tarihinde sigortasız çalıştığının tespit edilmesi üzerine davacı işyerinden 23/01/2013 tarihli Kurum yazısı ile 2012/12 döneminde 1 günlük aylık prim hizmet belgesinin talep edildiğini, yazının işverene 07/03/2013 tarihinde tebliğ edildiğini, davacı İşveren tarafından evraklar 1 aylık yasal süresinde düzenlenmediğinden Kurum tarafından resen düzenlenerek sisteme işlendiğini, yerel denetim tutanağında ayrıca Proses Ltd. Şti., BBA Ltd. Şti. ve... Ltd. Şti. adlı işyeri taşeronlarının da sigortasız işçi çalıştırdıklarının tespit edildiğini, mevzuat gereğince davacının sorumlu bulunduğunu, sigortasız işçi çalıştırmasından dolayı 17/12/2012 tarihli rapor içindeki tutanak tarihini takip eden ay başından itibaren 5510 sayılı kanunun 81. maddesinin (ı) bendine istinaden işyerinin 5510 sayılı teşvik indiriminden yararlanma hakkının 1 yıl süreyle engellendiği beyanla; davanın reddini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi; Somut olayda, 17.12.2012 tarihli Sosyal Güvenlik Denetmeni raporuna istinaden işyerinde fıilen/kayden çalıştığı belirlenen sigortalı ... adına, 13.12.2012 tarihli işe giriş bildirgesi ve 2012/12. aya ilişkin ek aylık prim hizmet) belgesinin bir ay içinde düzenlenerek müdürlüğe verilmesi istenerek, yazının (Önemli not) şerhinde: "5510 sayılı Yasanın 81 maddesinin (ı) Bendi ve 2009/139 sayılı Genelge gereği 5 puanlık prim indiriminden ve diğer teşviklerden faydalanma hakkının 01.01.2013-31.12.2013 tarihleri arasında 1 yıl süreyle iptal edildiğinin bildirildiği; davacı işverenin anılan işleme SGK Komisyonu nezdinde itiraz etmesi üzerine, Kurum İtiraz Komisyonunun 22.03.2013 tarihli kararında; ... adlı kişinin inşaat alanında görülmesi üzerine işverenin bu kişiye ait 13.12.2012 tarihli işe giriş bildirgesini vermediği ve sigortalı bildirimi yapmadığı için rapora istinaden yapılan işlemlerin yerinde olduğu, 5510 sayılı Kanunun 81. maddesinin (a) bendine göre işverene ait inşaat işyerinde ... adlı kişinin 13.12.2012 tarihinde sigortasız çalıştırdığı tespit edildiğinden rapor gereğince 13.12.2012 tarihli denetim tarihini takip eden 01.01.2013-31.12.2013 tarihleri arasında işverenin 5510 5 puanlık prim indirimi ile diğer teşviklerden yararlanma hakkının iptaline yönelik işlemlerin de yerinde olduğundan itirazın reddine karar verildiği, kararda -ek olarak-; (Ayrıca, ... adlı kişinin çalıştırıldığı tespitinin yanında, işyeri taşeronlarından Proses Limited Şirketi BBA Limited Şirketi ve... Limited Şirketinin de aynı rapora istinaden 13.12.2012 tarihinde sigortasız işçi çalıştırdıklarının tespit edildiği ve ana firma olan Günaylar Otel İşletmeleri Anonim Şirketinin taşeronlardan sorumlu olması sebebiyle de teşvik iptalinin yerinde olduğunun) belirtildiği görülmektedir.
İtiraza dayanak Kurum işlemi; 17.12.2012 tarihli Sosyal Güvenlik Denetmeni raporuna istinaden işyerinde fiilen/kayden çalıştığı belirlenen ... için işe giriş bildirgesi ve 2012/12. aya ilişkin ek aylık prim hizmet) belgesinin bir ay içinde düzenlenerek müdürlüğe verilmesi; ayrıca, "5510 sayılı Yasanın 81 maddesinin (ı) bendi ve 2009/139 sayılı Genelge gereği 5 puanlık prim indiriminden ve diğer teşviklerden faydalanma hakkının 01.01.2013- 31.12.2013 tarihleri arasında 1 yıl süreyle iptal edilmesine ilişkindir.
Eldeki davada, ... Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Sosyal Güvenlik Denetmenliğinin 17.12.2012 tarih ve EY/2012-200 sayılı Denetim Raporunda; ... ifadesinde, "arkadaşım ...'a yardıma geldim. Bareti de arkadaşım söylediği için taktım" şeklinde beyanda bulunmuştur.
Somut olayda ...'nın tanık olarak alınan ifadesinde; ...'da sadece Titanic Otel İnşaat yapımında çalıştığı, 2014 yılı diye hatırladığı, çalışmasının 1 ay sürmediği, beton işçisi olduğu, inşaatın ... Belek'te bulunduğu, kendisine sigorta yapılmadığı, yaşının tutmadığı, 18 yaşından küçük olduğu, ...'ın köylüsü olduğu, normalde kardeşi Mehmet Kaya'mn bu inşaatta beton işçisi olarak çalıştığı, kaza geçirdiği, ayağı burkulduğu, onun yerine kendisinin gittiği, 15 gün kadar çalıştığı, sonra SGK denetmenlerinin kendisini gördüğü, yaşının küçük olduğunu öğrendikleri ve işten çıkardıkları, kendisinin ... ile birlikte çalıştığı, ...'ında beton işçisi olduğu, ... 'in yanında çalıştığı, ...'ı da ... ya da... grubun çalıştırdığı, İfadede adı geçen tanık ...'ın ifadesinde; bir gün arkadaşı ...'mn yanına misafirliğe geldiği, tam giderken denetime geldikleri, vedalaşırken kendi isimlerini sormaları gerekirken ...'ın ismini sordukları, kayıtlara baktıklarında orada çalışmadığını tespit ettikleri, denetime geldikleri sırada kendilerinin çalıştığı, ancak ...'ın oturduğu, denetmenlere "arkadaşı" olduğunu anlatmasına rağmen tutanak tuttukları, ayrıca arkadaşı geldiğinde "şantiye sahasına barelsiz girmek yasak, baret tak da gel" diye kendisinin söylediği, bareti çalışmak için takmadığı, korumak amaçla taktığını, beyan ettikleri, diğer tanıkların da dava dışı ...'yı tanımadıklarını ifade ettikleri görülmektedir.
... Bölge İdare Mahkemesinin 30.04.2014 tarih ve 2014/1088 Esas, 2014/1262 Karar sayılı ilamında; dava konusu işleme dayanak teşkil eden 13.12.2012 tarihinde davacı şirkete ait iş yerinde yapılan denetim sonucu düzenlenen tutanağın incelenmesinden, ... isimli işçinin taşeron firmasında işçi olan arkadaşı ...'a yardıma geldiğini, bareti de arkadaşı söylediği için taktığını beyan etliği, bu nedenle işyerindeki inşaat işlerini taşeron firmalara yaptıran davacı şirketin taşeron firma işçisi olan arkadaşının yardımına geldiğini iddia eden kişiden haberdar olması ve sigortasız çalıştırıldığını bilmesinin mümkün olmadığı kanaatine varıldığından, bu kişiye ait işe giriş bildirgesinin verilmediği gerekçesiyle para cezası verilmesine ilişkin işlemlerde hukuka uygunluk bulunmadığı belirtilerek; 24.01.2014 tarih 2013/65 karar sayılı kararın "Bozulmasına, dava konusu işlemin iptaline " karar verildiği anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, tanık ifadeleri, idari yargı karan ve denetim raporu birlikte ele alındığında, davacı Günaylar Otel İşlet. İn. San. ve Tic. A.Ş. ile dava dışı ... arasında hizmet akdi ilişkisinin varlığı belirlenemediğinden, sigortasız işçi çalıştırmak nedenine bağlı teşvik iptallerine dair Kurum işlemlerinde de isabet bulunmadığı, Muratpaşa Sosyal Güvenlik Merkezi'nin 23.01.2013 tarihli işlemi ile itiraz sonucu verilmiş olan 22.03.2013 tarihli İtiraz Komisyonu kararının iptalinin gerektiği değerlendirilmiş ve davanın kabulüne dair karar vermiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi, Muratpaşa Sosyal Güvenlik Merkezince, 17/12/2012 tarihli Sosyal Güvenlik Denetmenlerinin raporuna istinaden 01/01/2013-31/12/2013 tarihleri arasında davacı şirketin bir yıl süre ile 5 puanlık prim indiriminden ve diğer teşviklerden faydalanma hakkının iptal edildiği anlaşılmıştır.
... 1. İdare Mahkemesinin 24/01/2014 tarih ve 2013/868 Esas, 2014/60 Karar sayılı ilamı ile idari para cezası iptali talebinin reddine karar verildiği; ... Bölge İdare Mahkemesinin 30/04/2014 tarih ve 2014/1088 Esas, 2014/1262 Karar sayılı ilamı ile, kararın bozulmasına ve dava konusu işlemin iptaline karar verildiği ve kararın bu şekilde kesinleştiği anlaşılmıştır. Alınan tanık beyanları, Kurum kayıtları, ... Bölge İdare Mahkemesi kararı ve tüm dava dosyası birlikte değerlendirildiğinde; Kurum işlemlerinde isabet bulunmadığı ve itiraz komisyonu kararının iptalinin gerektiği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararı yerinde görülmüş ve dosya kapsamı, delil durumu itibariyle, ... 1. İş Mahkemesi 2013/604 Esas, 2020/372 Karar sayılı kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Mahkemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili, kurum işlemlerinde herhangi bir hatanın olmadığını, reddine dair karar verilmesi gereken davanın kabulüne dair yazılı şekilde verilen kararın usule ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
V- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Eldeki davada, davalı Kurumca yapılan tespit nedeniyle sigortalı olduğu kabul edilen dava dışı ... hakkında fark prim tahakkuku ve çalışmaya ilişkin bordro ve belge istemi yanında, 5510 sayılı Yasanın 81’inci maddesinin (ı) bendinde yer alan teşvik indirimlerinden 1 yıl süreyle faydalandırılmamaya ilişkin kurum işlemlerinin iptali istenmiştir.
Öncelikle belirtilmelidir ki, davaya konu uyuşmazlığın dava dışı sigortalıların çalışmalarının varlığı noktasında toplandığı dikkate alındığında, günlerinin eksik bildirildiği iddia edilen sigortalıların da davada taraf olmasında hukuki yararının olduğu anlaşıldığından, davanın sadece ... hakkında yürütülüp sonuçlandırılması isabetsizdir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14.12.2011 günlü 2011/21-632 E;, 2011/784 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere dava sonucunda verilecek karar, günlerinin eksik bildirildiği iddia edilen sigortalının da hak alanını ilgilendirdiğinden, davacı tarafa harcı da yatırılmak suretiyle yöntemince söz konusu sigortalıların davaya HMK 124. Madde uyarınca katılımının sağlanması (davanın teşmil edilmesi) için süre verilmesi, anılan sigortalının gösterdiği deliller de toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece, belirtilen eksiklik giderilmeden ve pasif ehliyet yönü halledilmeden yargılamanın sürdürülmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Diğer taraftan, yargılama ve temyiz aşamasında 01.04.2018 tarihi itibari ile 5510 sayılı Yasanın ek 17. maddesi yürürlüğe girmiş, olup, bu maddenin ilk fıkrasında aynen:
“Bu Kanun veya diğer kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabileceği halde yararlanılmadığı ay/dönemlerde gerekli tüm koşulların sağlanmış olması ve yararlanılmayan ayı/dönemi takip eden altı ay içerisinde Kuruma müracaat edilmesi şartlarıyla, başvuru tarihinden geriye yönelik en fazla altı aya ilişkin olmak üzere, yararlanılmamış olan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabilir veya yararlanılmış olan prim teşviki, destek ve indirimleri başka bir prim teşviki, destek ve indirimi ile değiştirilebilir.” Hükmü ve ikinci fıkrasında ise;
“Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemlere ilişkin olmak üzere tüm şartları sağladığı halde bu Kanun veya diğer kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanmamış işverenler ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yararlanılan prim teşviki, destek ve indirimlerin değiştirilmesine yönelik talepte bulunan işverenler tarafından en son bu maddenin yürürlük tarihini takip eden aybaşından itibaren bir ay içinde Kuruma başvurulması halinde, yararlanılmamış olan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabilir veya yararlanılmış olan prim teşviki, destek ve indirimleri başka bir prim teşvik, destek ve indirimi ile değiştirilebilir.” şeklinde belirtilmiş hükümleri mevcut olup, bu yeni madde hükümleri ile tüm teşvik unsurlarından faydalandırılma veya fazla ödemelerin iadesi veya değiştirme istemleri hakkındaki uyuşmazlıklarda ek 17.maddede yer alan hükümlerin irdelenmesi gerektiği açıktır.
Değinilen Ek 17. maddenin üçüncü fıkrasında ise; “Bu maddenin ikinci fıkrası kapsamında talepte bulunan işverenlere iade edilecek tutar, maddenin yürürlük tarihinden önce talepte bulunanlar için maddenin yürürlük tarihini takip eden aybaşından, yürürlük tarihinden sonra talepte bulunanlar için ise, talep tarihini takip eden aybaşından itibaren kanuni faiz esas alınmak suretiyle hesaplanarak bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak üç yıl içinde ödenir. Ödeme, öncelikle bu Kanunun 88 inci maddesinin on dört ve on altıncı fıkralarına göre muaccel hale gelmiş prim ve her türlü borçlardan, sonrasında ise ilgili kanunlar uyarınca yapılandırma veya taksitlendirme de dâhil olmak üzere müeccel haldeki prim ve her türlü borçlarından mahsup yoluyla gerçekleştirilir. Ancak, üç yılsonunda ilgili kanunları gereği yapılandırılma veya taksitlendirilme sebebiyle vadesi gelmemiş taksit ödemelerinden peşinen mahsup edilir. Kuruma borcu bulunmayan işverenlere altı ayda bir eşit taksitlerle iade yapılır.” Hükümleri mevcuttur.
Eldeki davada ise, Ek 17. Maddenin yürürlüğe girmesi ile birlikte “5510 Sayılı Yasa veya diğer kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabileceği halde yararlanılmadığı ay/dönemlere ilişkin olarak 5510 sayılı Yasa ile birlikte anılan ilgili kanunların teşvik veya destek hükümlerinde yer alan yararlanma şartlarının mahkemelerce irdelenmesi gerekmekle birlikte, değiştirme veya oluşabilecek fark prim tutarlarının iadesi istemleri hakkında yapılacak değerlendirmede; aynı maddenin ikinci veya üçüncü fıkrasındaki hükümlerin de uygulanıp uygulanmayacağı hususunda bir değerlendirme yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Diğer taraftan Ek 17.Maddenin 4. Fıkrası hükmündeki “Görülmekte olan davalarda, ayrıca bir başvuru şartı aranmaksızın, dava öncesi yapılan idari başvuru tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte hesaplanacak tutar üçüncü fıkra hükümlerine göre mahsup veya iade edilir. Mahkemelerce, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış davalarda davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilir. Yargılama giderleri idare üzerinde bırakılır ve vekâlet ücretinin dörtte birine hükmedilir. Ayrıca, ilk derece mahkemelerince verilen kararlar hakkında Sosyal Güvenlik Kurumu'nca kanun yollarına başvurulmaz ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan kanun yolu başvurularından vazgeçilmiş sayılır.” İbaresinin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda bulunulmuş ve Anayasa Mahkemesince 19.02.2020 gün ve 2018/139 E. 2020/12 K. Sayılı karar ile bu hükmün iptaline karar verilmiş olup, karar 05.05.2020 tarih ve 31118 sayılı Resmi gazetede yayımlanmıştır.
Anayasa'nın 153. maddesi uyarınca, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamamakta ve ancak Resmi Gazete'de yayımlandıktan sonra yürürlüğe girmektedir. Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararlarının yasama, yürütme ve yargı organları, idari makamlar, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı açıktır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 33. maddesi hükümlerine göre, Türk hukukunu resen uygulamakla yükümlü olan mahkemelerin ve giderek Yargıtay’ın iptal kararı ile yok hükmünde olan ve böylece yürürlükten kalkan bir yasa maddesine dayanarak inceleme yapma ve karar verme yetkilerinin bulunmadığının kabulü doğal olup, bu yönde bir uygulama yapılmasına imkânı yoktur. Belirtilmelidir ki, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararları, bozma kararları ile oluşan usulü kazanılmış hakların istisnasını teşkil ederler. Buna göre; usulü kazanılmış hak gereğince uygulanması gereken bir kanun maddesi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği takdirde artık usulü kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararıyla ortaya çıkan yeni hukuki duruma göre karar verilir. Şu halde, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı karşısında, yeni oluşan durumun kesin hüküm halini almamış derdest tüm davalar yönünden uygulanmasının zorunluluğu ortadadır.
Eldeki davada ise, mahkemece, yazılı şekilde davanın kabulüne dair karar verilmiş ise de, kurumca yapılan bütün teşvikleri bünyesinde topladığı anlaşılan Ek 17. maddenin gelmesi ile oluşan bu yeni durumun dikkate alınması ile maddenin 4. fıkrasındaki hükmün iptali ile oluşan bu yeni durumun dikkate alınması, davaya konu uyuşmazlığa ilişkin yasal tüm dayanakların irdelenmesi ile beraber, teşvik hükümlerinden faydalandırılma ve faydalandırılma sonrasında fazla ödenen tutarların iadesi/mahsubu istemleri bakımından, ek 17. maddenin ilk üç fıkrası da dâhil olmak üzere yasal tüm dayanaklar irdelenmeli, davalı Kurumun da bu madde kapsamında resen veya davacı şirketin başvuru üzerine, işlem yapıp yapmadığı hususu ile teşvik veya destekten faydalandırılma şartlarının varlığı ile birlikte incelenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, mahkemece yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15.02.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.