Esas No: 2021/2952
Karar No: 2022/1882
Karar Tarihi: 15.02.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/2952 Esas 2022/1882 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/2952 E. , 2022/1882 K."İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi
No : 2020/216-2020/28
İlk Derece
Mahkemesi : ... 2. İş Mahkemesi
No : 2014/372-2018/580
Dava menfi tespit karşı dava ise tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle asıl ve birleşen reddine dair verilen karara karşı, davacı karşı davalı ve davalı karşı davacı vekillerinin istinafa başvurması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesince davacı karşı davalının istinaf istemlerinin esastan reddine, davalı karşı davacının istinaf isteminin kabulü ile yeniden esas hakkında kısmen kabul ve kısmen redde dair karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesince verilen karar davalı karşı davacı vekili tarafından süresi içersinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I- İSTEM:
Davacı, karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili işveren ile davalı işçinin 24.07.2013 tarihli iş kazası nedeni ile doğan maddi ve manevi zararlar için uzlaşmaya vardıklarını ve toplamda maddi ve manevi tazminat olmak üzere 80.000,00 TL üzerinde anlaştıklarını, bu konuda ... 2. Noterliğince ibraname ve feragatname imzalandığını, bu ibraname gereğince davalıya 80.000 TL tutarında çek keşide edilerek verildiğini, davalı ile yapılan anlaşma gereğince çeklerin tesliminden sonra sigorta şirketinden toplamda 32.000,00 TL’nin davalının banka hesabına yatırıldığını belirterek fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile iş kazası nedeni ile davalıya haricen ödenen 30/05/2014 keşide tarihli 6945380 seri nolu 20.000,00 TL miktarlı çek ve 30/04/2014 keşide tarihli 6945379 seri nolu 20.000,00 TL çekler nedeni ile toplamda 32.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine, çeklerin davalı elinde olması ve kötü niyetli olarak tahsilinin önlenmesi amacı ile ödemenin İİK 72/2 gereğince tedbiren durdurulmasına, yargılama gideri vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine %20 den az olmamak üzere inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II- CEVAP:
Davalı, karşı davacı vekili müvekkili sigortalının 24.07.2013 tarihinde uğradığı iş kazası nedeniyle 1.000 TL maddi ve 100.000 TL manevi tazminatın iş kazası tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sıfatıyla asıl dosya davacısı Süleyman Demiro ile, Gelik Gelişim Mad. Nak İnş Tur. İş Mak. San. ve Tic Ltd Şti’den tahsilini talep etmiştir.
Yargılamanın devamında karşı davalı, karşı davacı tarafın 28.05.2015 tarihinde sigortalının açmış olduğu dava nedeniyle Gelik Gelişim Mad. Nak İnş Tur. İş Mak. San. ve Tic Ltd Şti hakkındaki davasından feragat ettiği anlaşılmıştır.
Davalı, karşı davacı vekilinin müvekkili lehine maddi tazminat istemini 24.482,02 TL’ye artırdığı anlşılmıştır.
III- MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesince; “I-Davacı- karşı davalının açtığı menfi tespit davasının reddine, Karar kesinleştiğinde 30/05/2014 TEB ... Şubesine ait 30/04/2014 keşide tarihli 20.000 TL miktarlı 6945379 seri nolu çek ile yine aynı bankaya ait 30/05/2014 keşide tarihli 20.000 TL bedelli 6945380 seri nolu çek üzerine konan ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, tedbir için yatırılan nakdi teminatın davacı- karşı davalıya verilmesine, gereği için ilgili bankaya müzekkere yazılmasına,
II-Davalı- karşı davacının açmış olduğu maddi ve manevi tazminat davalarının ayrı ayrı reddine ” karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Bölge Adliye Mahkemesince “A)-Davacı-karşı davalının ileri sürdüğü istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden esastan reddine,
B)-Davalı-karşı davacının maddi tazminata dair istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-2. maddesi gereğince; ilk derece Mahkemesi kararının (bu yönden) kaldırılmasına,
I-Davacı-karşı davalının açtığı menfi tespit davasının (asıl davanın) reddine,
1-Karar kesinleştiğinde 30.05.2014 TEB ... Şubesine ait 30.04.2014 keşide tarihli 20.000,00 TL miktarlı 6945379 seri nolu çek ile yine aynı bankaya ait 30.05.2014 keşide tarihli 20.000,00 TL bedelli 6945380 seri nolu çek üzerine konan ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, tedbir için yatırılan nakdi teminatın davacı-karşı davalıya verilmesine, gereği için ilgili bankaya müzekkere yazılmasına,
II- Karşı davanın kısmen kabulüne;
1-Davalı-karşı davacının açmış olduğu manevi tazminat davasının reddine,
2-Davalı-karşı davacının açmış olduğu maddi tazminat davasının kabulü ile 24.481,02 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 24.07.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı, karşı davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle: Dosya kapsamında taraflarca imzalanan "ibraname" belgesinin TBK’nun 420. maddesi gereğince ibraname niteliğinde olmadığı ve makbuz niteliğinde olduğunun Bölge Adliye Mahkemesi kararında açıkça belirtildiğini, bu kapsamda ibranamede belirtilen 80.000 TL ödemenin nakit değil çekle yapıldığını ve bu çeklerden iki adedi olan 40.000 TL lik kısmın müvekkiline ödenmediğini, çeklerin arkasına mahkeme tedbir kararı işlendiğini ve bu suretle tahsilatın önüne geçildiğini, yine çeklerde mevcut 3 yıllık müracaat zamanaşımı sürelerinin de geçtiğini, dolayısıyla ödenen 72.000 TL’nin maddi tazminat ödemesi olduğunun Bölge Adliye Mahkemesi kararında da vurgulandığını, bu kapsamda müvekkile manevi tazminat adı altında herhangi bir ödeme yapılmadığının ortada olduğunu, hal böyle iken manevi zararın oluştuğu lakin zararın gideriminin yapılmadığından olayda manevi tazminat talebinin reddedilmesinin hukuka aykırılık oluşturduğunu, zira müvekkilinin, iş kazasında tek gözünü kaybettiğini manevi tazminat açısından 100.000 TL’lik talebin fahiş değil bilakis adaletin tecellisine yönelik hakka uygun bir talep olduğunu, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da manevi tazminatın, maddi tazminata yakın bir bedelde hükmolunmasının fahiş olmadığını beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dava menfi tespit, karşı dava ise iş kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Bölge Adliye Mahkemesince verilecek kararlarda 6100 sayılı HMK’nun 359. maddesi gereğince
a) Kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesi ile başkan, üyeler ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları, sicil numaraları.
b) Tarafların ve davaya ilk derece mahkemesinde müdahil olarak katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin adı, soyadı ve adresleri.
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özeti.
ç) İlk derece mahkemesi kararının özeti.
d) İleri sürülen istinaf sebepleri.
e) Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan veya olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep.
f) Hüküm sonucu ile varsa kanun yolu ve süresi.
g) Kararın verildiği tarih, başkan ve üyeler ile zabıt kâtibinin imzaları.
ğ) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi.
(2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
(3) (Ek fıkra: 22.07.2020 - 7251 S.K./38. md) Bölge adliye mahkemesi, başvurunun esastan reddi kararında, ileri sürülen istinaf sebeplerini özetlemek ve ret sebeplerini açıklamak kaydıyla, kararın hukuk kurallarına uygunluk gerekçesini göstermekle yetinebilir.
(4) (Ek fıkra: 20/7/2017-7035 S.K./30. md) Temyizi kabil olmayan kararlar, ilk derece mahkemesi tarafından; temyizi kabil olan kararlar ise bölge adliye mahkemesi tarafından resen (Ek ibare: 22.07.2020 - 7251 S.K./38. md) tebliğe çıkarılır.
Davaya son veren taraf işlemlerinden olan davadan feragat 6100 sayılı HMK’nun 307 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, HMK 311. Maddesi gereğince “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.
Feragat beyanının dermeyan edildiği anda yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 168/2. maddesi gereğince alacaklı, diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirirse bunun sonuçlarına katlanır. Müteselsil sorumlulardan biri hakkındaki davadan feragat edilmesi diğer müteselsil sorumlu yönünden de teselsülden feragat niteliğini taşır ve böylece müteselsil sorumlu olan diğer davalı da bu çerçeve kapsamında sorumluluktan kurtulmuş olur.
Somut olayda, davalı/ karşı davacı sigortalı ...’ın açtığı davada 28.05.2015 tarihli celsede imzalı beyan ile davalılardan Gelik Gelişim Mad. Nak İnş Tur. İş Mak. San. ve Tic Ltd Şti hakkındaki davadan feragat ettiğini beyan etmiş olmasına karşın, temyize konu Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda iş bu davalı hakkındaki feragat beyanı nedeniyle olumlu olumsuz bir hüküm kurulmadığı gibi, davalı/ karşı davacı lehine hüküm altına alınan 24.481,02 TL maddi tazminattan davalıdan tahsiline karar verildiği halde, karşı davada iki davalı bulunduğu ve hangi davalının tazminatta sorumlu olduğunun açıkça hükümden anlaşılamaması hatalı olmuştur.
Öte yandan davalı/karşı davacının açtığı tazminat istemli davada davacı/karşı davalı ... ile davalı ... Mad. Nak İnş Tur. İş Mak. San. ve Tic Ltd Şti arasında asıl-alt işveren ilişkisinin bulunduğunu iddia ederek müteselsil sorumluluk ilkesine dayandığı yargılamanın devamına ise yukarıda açıklandığı üzere davalı şirket hakkındaki davasından feragat ettiği gözetildiğinde, bu feragat beyanının TBK 168/2. Maddesi kapsamında incelenip tazminat sorumlusu diğer davalı ... üzerindeki etkisinin gerekçede tartışılmadan karar verilmiş olması da usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı/karşı davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, bozma sebebine göre bu aşamada davalı/karşı davacı vekilinin sair temyiz itirazları incelenmeksizin ... Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesince yeniden esas hakkında verilen kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda ... Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/2 maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgilisine iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15.02.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.