11. Hukuk Dairesi 2016/11139 E. , 2018/1393 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasında görülen davada ...... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/03/2016 tarih ve 2014/475-2016/131 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 10 yıl içinde davalı bankadan kullandığı krediler nedeniyle ücret, komisyon, masraf adı altında kesintiler yapıldığını, bu kesintilerin genel işlem şartlarına aykırılık taşıdığını, tip sözleşmelere yazılan bu tür masraf ve komisyonların alınacağına dair hükümlerin geçersiz olduğunu ileri sürerek şimdilik 500 TL"nin kesinti tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, ıslah dilekçesi ile talep sonucunu 2.863 TL"ye çıkarmıştır.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının, sadece kredinin verilmesi ve yapılandırılması için zorunlu, makul ve belgeli masrafları tüketiciden isteyebileceği, maktuen belirlenen miktarların tüketiciden alınacağına dair sözleşme hükümlerinin 4077 sayılı Kanunun 6. maddesine göre haksız şart niteliği taşıdığı, somut olayda zorunlu masraflardan olmayan ve zorunlu masraf olmakla birlikte geçerli bir belge ile kanıtlanamayan 2.863 TL tutarındaki kesintinin haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 2.863 TL"nin 500 TL"sine dava, bakiyesine ıslah tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taraflar arasında imzalanan 16.10.2009 tarihli Ticari Kredi Sözleşmeleri uyarınca davalı banka tarafından kesilen kredi tahsis ücretinin istirdadı istemine ilişkindir. Davacı, davalıdan kullandığı krediler uyarınca banka tarafından yapılan kesintilerin haksız olduğunu ileri sürmüştür. Anılan kredi sözleşmesi Genel Kredi Sözleşmesi olup 6098 sayılı TBK"nin yürürlük tarihi olan 01.07.2012 tarihinden önce akdedilmiştir. 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un 1. maddesinde ""Türk Borçlar Kanunu"nun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak, Türk Borçlar Kanunu"nun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine
../..
tabidir. "" hükmü düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemece, dava konusu kredi sözleşmesinin 16.10.2009 tarihli olduğu, somut uyuşmazlığa sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK"nın ilgili hükümlerinin uygulanması gerektiği, ticari kredi mahiyetindeki kredi sözleşmesi hakkında 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanma olanağının bulunmadığı nazara alınıp taraflar arasında aktedilen sözleşmede yer alan komisyon ve ücretlere ilişkin hükümler de değerlendirilerek ulaşılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken taraflar arasındaki kredi sözleşmesinin ticari kredi olduğu kabul edilip davaya ticaret mahkemesi sıfatıyla da bakıldığı halde, sözleşmede diğer ücret ve masraflar başlığı altında maktuen belirlenen miktarın tüketiciden alınacağına dair sözleşme hükümlerinin 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun"un 6"ncı maddesine göre haksız şart niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 26/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
....