13. Hukuk Dairesi 2015/36753 E. , 2017/842 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat ... ile davalı vekili avukat ..."ın gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı, ... Devlet Hastanesinde işçi statüsünde çalışmakta iken, yasa uyarınca memur statüsüne geçirildiğini, İş Yasasına tabi olduğu dönemde Türkiye Sağlık İşçileri Sendikasına üye olduğunu, bu sendika ile işveren SSK arasında imzalanan sözleşme uyarınca ödenmesi gereken alacaklarının tahsili için davalıya vekaletname verdiğini, hakettiği TİS"den kaynaklanan ücret farkı, ikramiye, sosyal yardım, hizmet zammı, konut ve vasıta yardımı, fazla çalışma, genel tatil ve yıllık izin ücretlerinin tahsili için açılan ... 9. İş Mahkemesi"nin 2008/131 esas sayılı davanın karara çıktığını ve kesinleştiğini, mahkeme kararının takibe konulduğunu, vekil olan davalının hatalı ve eksik hesaplamalar yaptığını, gerek faiz başlangıçlarında gerekse faiz türlerinde hataları bulunduğunu, kararın davalı tarafından temyiz edilmemesi suretiyle kesinleştiğini, zarara uğradığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 9.000,00 TL"nin temerrüt tarihi olan 7.6.2010 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dilemiş, 6.1.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarını 36.615,99 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 2.163,81 TL"nin 8.6.2010 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, eldeki davasında vekili olan davalının işçilik alacaklarıyla ilgili olarak açmış olduğu davada gerek faiz türü gerekse faiz başlangıcı yönünden hatalı istemde bulunarak zarara uğradığını ileri sürerek tazminat istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen ilk karar, Dairemizin 18.6.2013 tarih 2012/11887 E ve 2013/16514 K sayılı kararı ile davalının savunmasında belirttiği dava dosyalarının da incelenmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş olup, bozma ilamı sonrasında mahkemece bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalının savunmasında ileri sürdüğü dosyalarda Halk Bankasının faiz oranları uygulandığından iş bu dosyada da tazminat hesabında Halk Bankasının faiz oranı esas alınarak hesaplama yapılmıştır. Esasen uyuşmazlık işletme kredisi faizinin hesabında hangi bankaların uygulamalarının esas alınacağı ve bu oranların sürekli olup olmadığı konusunda toplanmaktadır. Bunun için ilk ilamda belirtildiği üzere Toplu İş Sözleşmesininin belirlenen ödeme tarihi başlangıç alınarak birer yıllık devreler belirlenmeli ve bu devrelerde işletme kredisi faizini fiilen uygulamış bankaların uyguladıkları faiz oranları esas alınmalıdır.
İlamda hükmedilen ücret alacaklarına uygulanacak en yüksek işletme kredisi faiz oranının tespiti için ise HGK.nun 20.09.2006 tarih, 2012/594-534 Esas ve Karar sayılı kararında ve Yargıtay 8. Hukuk Dairesi ile 12. Hukuk Dairesi"nin emsal içtihatlarında da vurgulandığı, üzere; mahkemece, tarafların bildirdikleri bankalardan hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde işletme kredilerine fiilen uyguladıkları en yüksek faiz oranının sorulması; hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarı ile varsa eksik istenen faiz miktarının bilirkişiye hesaplatılması gerekir.
Somut olayda davalı taraf cevap layihasında banka isimlerini bildirmiş; mahkemece, davacı tarafa banka isimlerini bildirme imkanı verilmeden bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonuca gidilmiştir. Bu durumda mahkemece, yapılacak iş davacı tarafa da işletme kredisi faiz oranlarının sorulmasını istediği banka isimlerini bildirmek üzere süre ve imkan verildikten sonra, bildirilen tüm bankalardan fiilen uyguladıkları işletme kredisi faiz oranları getirtilerek en yüksek işletme kredisi faiz oranı tespit edilerek bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle, faiz hesaplanırken birer yıllık dönemler halinde hesaplanması gerektiği de gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 1480,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan 27,70 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.