Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/779 Esas 2022/1913 Karar Sayılı İlamı

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, iş kazası sonucu vefat eden sigortalının yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, (kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin bozma kararına uyularak
lamında belirtildiği şekilde, davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına göre, davalı ...'in aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, 16/11/2007 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu vefat eden sigortalının anne ve babası ile kardeşlerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece Kapatılan 21. Hukuk Dairesi’nin 12/09/2019 tarih ve 2018/5696 E. - 2019/5108 K. sayılı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davalı şirket aleyhine açılan davanın reddine, davalı ... aleyhine açılan maddi tazminat davasının Kısmen Kabulüne, davacı ... için (42.675,31+15.679,31) toplam 58.354,62-TL, davacı ... için 7.839,65-TL ve davacı ... için 7.839,65-TL maddi tazminatın 16/11/2007 tarihinden yasal faiziyle davalı ... den tahsili ile davacılara ödenmesine, manevi tazminatlar yönünden verilen hüküm kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden davacı tarafça 24/03/2016 tarihli bozma ilamından sonra 27/03/2018 tarihinde başvuru harcı yatırıldığı, mahkemece buna istinaden 16/12/2014 tarihli dilekçeye ek dava dilekçesi olarak değer verildiği ve hatalı hesap raporu ile sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. Ancak bozma ilamından sonra başvuru harcı yatırılmış ise de 16/12/2014 tarihli dilekçenin ek dava dilekçesi olarak kabulü mümkün değildir. Zira davacı vekilinin 16/12/2014 tarihli dilekçesi ile başvuru harcı da yatırılmadığından ortada usulüne uygun açılmış bir ek davadan söz etmenin mümkün olmadığı ve davacı vekilinin yukarıda tarihi belirtilen dilekçesi ile arttırılan miktar (22/01/2014 tarihli dilekçe ile artırılan kısmın aşan kısım yönünden) yönünden talebin usul yönünden reddine karar vermek gerektiği, 22/01/2014 tarihli dilekçesi talep edilen tutarlar dosyadaki diğer bilgi ve belgeler birlikte değerlendirilerek bu dilekçedeki talep aşılmadan karar verilmesi gerektiği, 16/12/2014 tarihli dilekçede belirtilen tutarlar dikkate alınarak davacı anne yönünde 22/01/2014 tarihli dilekçede belirtilen tutarın diğer bir deyişle talebin de aşılması suretiyle yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu açıkça belirtilmesine ve bu durumun davalı ... yararına kazanılmış hak oluşturmasına rağmen davalı ... yararına oluşan kazanılmış hak gözönünde bulundurulmadan bozma ilamından sonra yatırılan başvuru harcı dikkate alınarak 16/12/2014 tarihli dilekçenin ek dava dilekçesi olarak kabulü ile sonuca gidilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş; maddi tazminat talebi bakımından 07/12/2017 tarihli hesap raporunda belirlenen tazminat tutarlarına hükmetmek ancak 22/01/2014 tarihli dilekçe ile artırılan aşan kısım yönünden talebin usul yönünden reddine karar vermektir.
O halde, davalı ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, 15/02/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.