3. Hukuk Dairesi 2017/8853 E. , 2019/5484 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dava dilekçesinde özetle; davalının Milli Eğitim Bakanlığına tahsisli taşınmaz üzerinde bulunan ... İlkokul-Ortaokulu’ndaki kantinin işletme hakkını 01.10.2012 tarihli sözleşme ile aldığını, davalının sözleşmenin Genel Şartlar 7. Maddesi uyarınca Okul Aile Birliği kararıyla, daha önce yapılan uyarılara karşın ödeme yapmaması nedeniyle 5 Haziran 2013 tarihinde Malatya 3, Noterliği aracılığıyla ödemelerini yapması hususunda tekrar uyarıldığını, Okul Aile Birliğinin 11/07/2013 tarihinde süresinde ödenmeyen işletme bedelleri için sözleşmenin feshi kararı alarak davalıya ihtarname gönderdiğini, ihtarname ile kantin işletmesi sözleşmesinin feshinin davalı tarafa bildirildiğini, alacağın cezai işlemler başlıklı 22. maddesi gereğince cari yıl kira bedelinin tazminat olarak ödenmedi gerektiğini belirterek alacağın doğuşu tarihinden itibaren hesaplanacak gecikme bedeli ile gecikme zammı ve sözleşmenin 22. Maddesi gereğince hesaplanacak tazminat ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, savunmasında özetle; davacının sözleşmenin tarafı olmadığını ve davacı ile sözleşme ilişkilerinin bulunmadığını, fesihte kusuru bulunmadığını, öğrencilerin son dönemde kantinden yararlanmadığını, kar gelirinden mahrum kaldığını, okulun öğrenci sayısının azalarak bazı öğrencilerin okuldan ayrılması doğrultusunda kusuru bulunmadığını, tazminat yahut cezai şart talep edilemeyeceğini, davadan haberdar olmaması nedeniyle savunma imkanından yoksun kaldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının dava konusu sözleşmenin tarafı olmadığı, sözleşmeden doğan alacağını talep konusunda sözleşmenin tarafı olan okul aile birliğinin husumet ehliyetinin bulunduğu, davacının ise sözleşmenin tarafı olmaması nedeni ile aktif husumet ehliyetinin olmadığı gerekçesiyle davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK"nun 4/1-a maddesine göre; kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda "Sulh Hukuk Mahkemesi" görevlidir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Somut olayda; uyuşmazlık, kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Dava 03/10/2013 tarihinde açılmış olup, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nın 4/1-a maddesi uyarınca, dava değerine bakılmaksızın davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesine aittir.
Hal böyle olunca, mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK"nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.06.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.