16. Hukuk Dairesi 2016/7534 E. , 2019/7456 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ... Köyü çalışma alanında bulunan 142 ada 66 ve 149 ada 16 parsel sayılı sırasıyla 72.971,48, 76.026,54 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden oldukları belirtilerek, ham toprak ve taşlık vasfıyla Hazine adına tespit edilmişlerdir. Davacı ..., tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, taşınmazların bir bölümüne yönelik dava açmıştır. Yargılama sırasında davacı ...’ın ölümü nedeniyle dava mirasçıları ... ve arkadaşları tarafından takip edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 142 ada 66 ve 149 ada 16 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanaklarının iptaline, fen bilirkişisi ...tarafından tanzim olunan 25.11.2015 hakim havale tarihli rapor ekindeki krokide (A) harfi ile kırmızı kalemle gösterilen 26.510,90 ve (C) harfi ile 17.647,90 metrekare kısımların 149 ada 16 parselden ifraz edilerek 149 adanın son parsel numarası verilmek suretiyle tarla vasfı ile, dosyaya celp edilen aile nüfus kayıtlarına göre taşınmazın tamamı (1) pay kabul edilerek ölü davacı evlatları davacılar adına (1)"er pay olarak, bakiye (B) harfi ile yeşil kalemle gösterilen 31.867,74 metrekare kısmın ada ve parsel numarası korunarak ham toprak ve taşlık vasfı ile Hazine; fen bilirkişisi ... tarafından tanzim olunan 03.02.2015 hakim havale tarihli rapor ekindeki krokide (A) harfi ile kırmızı kalemle gösterilen 9.689,09 metrekare kısmın 142 ada 66 parselden ifrazı ile 142 adanın son parsel numarası verilmek suretiyle tarla vasfı ile dosyaya celp edilen aile nüfus kayıtlarına göre taşınmazın tamamı (1) pay kabul edilerek ölü davacı evlatları adına (1)"er pay olarak, (B) harfi ile gösterilen 63.182,39 metrekare kısmın ada ve parsel numarası korunarak ham toprak ve taşlık vasfı ile Hazine adına tapuya tespit ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 298/2. maddesi uyarınca, Mahkemece tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli kararın birbirine uyumlu olması zorunludur. Bu zorunluluk; açık, adil ve güvenli yargılanma ilkelerinin gereğidir. Somut olayda; Mahkemenin 09.03.2016 tarihli kısa kararında, dosyada dahili davalılar bulunmadığı halde, çekişmeli taşınmazların ifraz edilmesine karar verilen kısımların "dahili davalılar" adına tesciline karar verilmiş olup, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ise, ifraz edilmesine karar verilen bu kısımların pay-payda eşitsizliği oluşturacak ve infazı kabil olmayacak şekilde pay oranı belirlenerek ve davacılar adına tesciline karar verilmek suretiyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulmuştur. Kararların farklı ve çelişkili olması mahkemelere olan güven ilkesini zedeler. Bu durum 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas ve 1992/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da benimsendiği gibi bozma nedenidir.
Hal böyle olunca; mahkemece, önceki kararla bağlı kalınmaksızın çelişkiyi kaldırmak suretiyle yeniden bir hüküm kurulması gerekli olup, temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.