MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK"nın 37/1 maddesi delaletiyle TCK"nın 157/1, 62/1, 52/2-4 ve 53 maddeleri uyarınca ayrı ayrı mahkumiyet (ayrıca sanık ... hakkında TCK"nın 58.maddesinin tatbiki)

Dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 10/04/2007 tarih ve 2007/8-78 Esas ve 2007/85 Karar sayılı kararında vurgulandığı üzere, 5271 sayılı CMK"nın 331/4 maddesi kapsamında, adli tatile rastlayan sürelerin işlemeyeceği, tebligat adli tatilden önce yapılmış ve sürenin sonu adli tatil içine denk geliyorsa, temyiz süresinin, adli tatilin bitiminden itibaren uzamış sayılacağı dikkate alınarak, sanık ..."nun yokluğunda verilen hükmün, sanığa 16/07/2018 tarihinde tebliğ edildiği, temyiz süresinin son günü olan 23/07/2018 tarihinin adli tatil içinde olduğu, sanığın yokluğunda verilen hükmü 01/08/2018 tarihinde temyiz ettiği, bu nedenle sanık ..."ın temyiz isteminin süresinde olduğundan tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmeyerek, yapılan incelemede,
Katılanın, suç tarihinde Garanti Bankası... şubesinde oturduğu sırada sanık ..."ın yanına gelerek “Almanya"dan geldiğini, acil olarak Erzurum"a gitmesi gerektiğini, ancak yanında nakit parası olmadığını, üzerinde çok değerli altın bir saat olduğunu, bu saati acilen bozdurması gerektiğini” söylediği, bu sırada yanlarına aynı eylem ve fikir birliği içerisinde hareket eden diğer sanık ..."ın gelerek şaşırmış gibi yapıp “saatten anladığını, değerinin 17.000 ABD Doları olduğunu, saati kendisinin almak istediğini, evden altınlarını getireceğini” söyleyip olay yerinden ayrıldığı, akabinde sanık ..."ın katılana "saati ucuz yoldan sana vereyim, hem sen kazan hem benim işim görülsün" diyerek katılanı ikna ettiği, bunun üzerine birlikte katılanın evine gittikleri, sanık ..."a 3.000.TL değerinde iki adet altın burma bilezik ile 150.TL nakit para verip karşılığında çok değerli olduğu söylenen saati aldığı, katılanın eşinin saatin sahte olabileceğini söylemesi üzerine kuyumculara kontrol ettirdiğinde saatin sahte olduğunun anlaşıldığı, bu surette sanıkların iştirak halinde dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia ve kabul olunan somut olayda,

Sanıklara yüklenen dolandırıcılık suçu nedeniyle, hükümden sonra ve 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemleri yapılmasından sonra sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilmesi gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verildikten sonra her ne kadar uzlaşmanın gerçekleşmediğine ilişkin rapor esas alınarak sanıkların mahkumiyetlerine karar verilmiş ise de;
Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği’nin 29. madde 6. fıkrasına göre: ""Uzlaştırmacının uzlaşma teklifinde bulunacağı şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar gören ya da kanunî temsilcilerine iletişim araçlarıyla ulaşılamaması hâlinde açıklamalı uzlaşma teklifi büro aracılığıyla yapılır. Bu işlem uzlaştırmacının, büroya başvurarak teklif formunu vermesi üzerine gerçekleştirilir"" hükmüne yer verildiği,
Uzlaştırma Yönetmeliği ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca kendisine uzlaştırma işlemlerini gerçekleştirmek üzere dosya tevdi edilen uzlaştırmacının öncelikle uzlaştırma teklifi yapılacak ilgililere telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle uzlaştırma teklifi yapmak üzere çağrı yapması, şayet belirtilen şekilde çağrı yapılamaz ise bu defa uzlaştırmacının ilgili savcılık nezdinde kurulmuş uzlaştırma bürosundan uzlaşma teklifi yapılmasını talep etmesi gerektiği, böyle bir taleple karşılaşan büronun da muhatabına ulaşamaması durumunda öncelikle muhatabın bilinen son adresine tebliğ yapması, tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa muhatabın kayıtlı ise bu defa tebligat parçası üzerine adresin MERNİS adresi olduğu ve 7201 sayılı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca işlem yapılması belirterek tebliğ yapması gerektiği,
Somut olayda; 22/01/2018 tarihli uzlaştırma raporunda; katılan ile sanık ..."a dosyada bulunan adreslerine uzlaşma davet yazısı gönderildiği, diğer sanık ..."a herhangi bir davetiye gönderilmediği, uzlaşma davet yazıları tebliğ edilemediğinden uzlaşmanın sağlanamadığına dair rapor düzenlenmiş ise de; sanık ..."a herhangi bir uzlaşma teklif formunun çıkartılmadığı, katılan ve sanık ..."a kargo yoluyla çıkartılan tebligatların daha öncesinden aynı adreste tebligat yapılmasına rağmen tebligat iade nedeni yazılmadan bekleme müddet süreleri bittiğinden iade edildiklerinin anlaşıldığı, uzlaştırmacı tarafından uzlaştırma teklifi yapılacak ilgililere telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle uzlaştırma teklifi yapmak üzere çağrı yapılmadığı gibi yapılan tebligatlarının da usulsüz olduğunun anlaşılması karşısında, katılana ve sanıklara usulüne uygun olarak uzlaşma tebligatları yapılarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden usulsüz ve eksik yapılan tebligat işlemlerine dayanılarak ve uzlaşmanın gerçekleşmediği kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, sair yönleri incelenmeyen hükmün BOZULMASINA, 25/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.