14. Hukuk Dairesi 2016/6585 E. , 2019/5254 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03/06/2015 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 18/11/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, İİK"nun 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak alacaklı tarafından açılan ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, ...’nın müvekkiline olan borcu nedeniyle Antalya 13. İcra Müdürlüğünün 2009/2316 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra mahkemesinden iş bu davayı açmak üzere yetki verildiğini ileri sürerek borçlunun elbirliği halinde malik olduğu 8 adet taşınmazdaki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İcra İflas Kanununun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra hakiminden yetki belgesi alınması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan icra müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip davacı tarafa icra hakiminden yetki belgesi almak üzere süre verilmelidir.
İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekir.
Borçlu ortağın alacaklısı tarafından açılan davalarda birden fazla taşınmaz dava konusu edilmiş ise icra takibine konu borç miktarına göre dava tarihi itibariyle taşınmazlardan borçlu ortağın payına düşecek değerin tespit edilerek borca yetecek kadar (sayıda) taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilmesi, fazlaya ilişkin istemin reddi gerekir.
Bu şekilde açılacak davalarda borçlu ortak (paydaş) dahil tüm ortakların (paydaşların) davaya dahil edilmeleri zorunludur.
Somut olaya gelince, dava konusu 30, 31, 131, 84, 85, 88, 89 ve 90 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydında halen borçlu ...’ın murisi ... paydaş olup mirasçılarına intikal gerçekleşmediğinden, davalılar yönünden elbirliği mülkiyeti devam etmektedir. Elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlarda paydaşların müstakil payı olmadığı için ortaklığın giderilmesi davası açmakta davacının hukuki yararı bulunmaktadır. Öte yandan 131, 30, 31 ve 110 ada 88 parsel sayılı taşınmazların tapu maliklerinden ..., ..., ..., ... mirasçılarının, 110 ada 84, 85, 89 ve 90 parsel sayılı taşınmazların tapu maliklerinden de ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...(... oğlu), ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...(... oğlu), ..., ..., ..., ..., ..., ...’ın davada yer almadıkları anlaşılmaktadır. O halde, adı geçen paydaşlar sağ ise kendilerinin, ölü iseler ilgililerinden mirasçılık belgelerinin alınarak mirasçılarının usulüne uygun olarak davaya dahil edildikten sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde taraf teşkili sağlanmadan ve savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle, yanılgılı değerlendirmeyle hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 16.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.