Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/10067
Karar No: 2019/3687
Karar Tarihi: 27.03.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/10067 Esas 2019/3687 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/10067 E.  ,  2019/3687 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, 22/02/2009 tarihinde davalıların ZMSS"si, maliki, sürücüsü olduğu aracın müvekkiline çarpması sonucu müvekkilinin yaralandığını, geçici ve sürekli iş göremez durumda kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, 15.000,00 TL manevi tazminatın da olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan delillere dayanılarak, Davacının davasının HMK"nun 114/g ve 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine, karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    6100 sayılı HMK’nun 114/g maddesinde gider avansı dava şartı olarak düzenlenmiştir.
    HMK’nun harç ve avans ödenmesi başlıklı 120. maddesinde; dava açılırken yargılama harçlarının mahkeme veznesine yatırılması zorunluluğu düzenlenmiştir.
    Maddede ayrıca, her türlü tebligat ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderleri karşılayacak tutarın, avans olarak davacı tarafından dava açarken yatırılması zorunluluğu getirilmiştir. Bu avansın yetmemesi durumunda ise tamamlanması için davacıya kesin süre verileceği hususu hüküm altına alınmıştır. 03.04.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 45. maddesinde, gider avansı ve delil avansı birlikte düzenlenmiş olup, gider avansının, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderler için davacıdan alınan meblağı ifade ettiği, delil avansının ise tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade ettiği vurgulanmıştır.
    Gider avansının yatırılmaması halinde açılan dava, dava şartı yokluğundan reddedilir (Yön. m. 45/3); delil avansının yatırılmaması halinde ise, o delilden vazgeçilmiş sayılır (Yön. m. 45/3).
    Bu yasal düzenlemeler göstermektedir ki, taraflar; dinlenmesini istedikleri tanık ve bilirkişinin veya yapılmasını istedikleri keşif ve sair işlemlerin masraflarını, mahkeme veznesine yatırmaya mecbur olup, hakim tarafından verilen sürede gerekli masrafı vermeyen tarafın talebinden sarfınazar ettiği kabul edilir. Hakimin, bu masrafların yatırılması konusunda verdiği sürenin kesin olduğunu usulünce karara bağladığı hallerde, kesin süreye uymayan tarafın bu delile dayanma olanağı kalmaz. Kesin süre tarafların yanında hakimi de bağlayacağından uyulmaması halinde, gereğinin hakim tarafından hemen yerine getirilmesi gerekir (YHGK"nın 12.12.2012 gün 2012/9-1170 E.2012/1172 K.).
    Temyize konu uyuşmazlık; mahkemece gider avansı kabul edilerek değerlendirme yapılan ücretin, dava şartı olan gider avansı mı yoksa delil avansı mı niteliğinde olduğu noktasında toplanmaktadır.
    6100 sayılı HMK’nın 120/2. maddesinde, gider avansının yatırılması için mahkemenin davacıya iki haftalık kesin süre vereceği ve 115/2.maddesi uyarınca dava şartı olan gider avansının yatırılmaması halinde, davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedileceği düzenlenmiştir.
    HMK’nın 324.maddesine göre ise, taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır.
    Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır.
    HMK’nın gider avansına ilişkin 120. maddesi ile delil avansına ilişkin 324. maddesi birlikte değerlendirildiğinde; gider avansının yatırılmaması ile delil avansının yatırılmamasının farklı hukuki sonuçlara bağlandığı dikkate alındığında; gider avansının tanık dinlenmesi, bilirkişi raporu alınması ve keşif gideri gibi delil ikamesine yönelik giderleri kapsayacak şekilde yorumlanmasına olanak yoktur.
    Bu durumda; dava şartı olan gider avansının delillerin ikamesi dışındaki yargılama giderlerini ifade ettiği kabul edilmelidir.
    Delil avansına yönelik ara kararında mahkemece, hangi delil için ne miktarda avans yatırılacağı açıkça belirtilmeli ve avansın kesin süre içinde yatırılmaması halinde bu delilin ikamesinden vazgeçildiğinin kabulü ile dosya kapsamındaki delillere göre karar verileceğinin ihtar edilmesi gerekir.
    Delil ikamesi avansının verilen kesin süre içinde yatırılmaması davanın dava şartı yokluğu ile reddine neden teşkil etmez. Taraf belirtilen sürede delil avansı giderini yatırmazsa dayandığı o delilden vazgeçmiş sayılır.
    Dosyanın incelenmesinde, mahkemece ".. Üç numaralı ara kararın ikmalini takiben, Dava dosyanın, Mahkememizce re’sen seçilecek hesap bilirkişisine verilerek; uyuşmazlık konusu hakkında rapor alınmasına; bilirkişiye, 350,00"er TL ücret takdirine; bilirkişi ücreti ile raporun tebliğ gideri olan 20,00 TL toplamı olan 370,00 TL’nin peşin yatan davacı avansından karşılanmasına; raporun, dönüşünde taraflara tebliğine,... Davacı vekiline eksik olan 400,00 TL avansı yatırması için iki haftalık kesin süre verilmesine, iki haftalık kesin süre içinde avans giderinin yatırılmaması halinde dava dosyasının dava şartları yönünden değerlendirilerek karar verileceği hususunun davacı vekiline ihtarına ( ihtar edildi. ) " şeklinde ara karar kurulduğu, bir celse sonrasında da avansın yatırılmaması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verildiği görülmektedir.
    Söz konusu ara karar ile delil avansı mahiyetinde olan bilirkişi ücreti ve diğer giderlerin gider avansı olarak nitelendirildiği ve HMK 324. madde gereğince doğru ihtaratın yapılmadığı görülmektedir.
    O halde; mahkemece; davacı tarafa usulüne uygun olarak delil avansını yatırması için kesin süre verilmesi, verilen kesin süre içerisinde yatırılmaması halinde ortaya çıkacak hukuki sonucu belirten ihtar yapılması, ihtara uymaması halinde mevcut delillere göre karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    2-Manevi tazminat, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı altında hak sahibine verilmesine karar vereceği ve zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer fonksiyonu olan özgün bir nitelikli bir meblağdır.Hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de kararında objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermeli, takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutmalı ve buna göre manevi tazminat takdir etmelidir.
    Bu çerçevede somut olaya bakılacak olduğunda, dosyada kusur raporunun alınmış olduğu, yine dosya içerisinde bulunan adli muayene raporlarından ve Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi"nden alınan 08.04.2013 tarihli özürlü sağlık kurulu raporundan davacının kaza nedeniyle yaralandığı ve manevi zarara uğradığı anlaşılmakla, davacı için yukarıda açıklanan kriterlere uygun düşecek şekilde manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken mahkemece yanılgılı değerlendirme ile manevi tazminat talebinin de dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi hatalı görülmüş ve bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 27/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi