Esas No: 2020/4188
Karar No: 2022/1316
Karar Tarihi: 14.03.2022
Danıştay 10. Daire 2020/4188 Esas 2022/1316 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2020/4188 E. , 2022/1316 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/4188
Karar No : 2022/1316
KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVALI) : ... Bakanlığı
VEKİLİ : 1. Hukuk Müşaviri Yrd. ...
KARŞI TARAF (DAVACILAR) : Kendi adına asaleten, ..., ....,
...., ..., ....,
..., .... adına velayeten
VEKİLLERİ : Av. ...
İSTEMİN_KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının bozulmasına dair Danıştay Onuncu Dairesinin 25/11/2019 tarih ve E:2019/2998 K:2019/8625 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacıların murisi ...'ün, güvenlik güçleri tarafından öldürülen iki teröristi ihbar ettiği ve güvenlik güçlerine yardımcı olduğu gerekçesiyle Siirt ili, Eruh ilçesi, .... mevkiinde bölücü terör örgütü mensuplarınca öldürüldüğünden bahisle uğranıldığı belirtilen 100.000,00 TL maddi zararın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince; ...'ün, güvenlik güçleri tarafından öldürülen iki teröristi ihbar ettiği ve güvenlik güçlerine yardımcı olduğu ileri sürülerek bölücü terör örgütü mensuplarınca öldürülmesine ilişkin olay nedeniyle uğranıldığı belirtilen maddi zararın tazmini talebiyle açılan davanın, genel hükümlere göre değil, 5233 sayılı Kanun hükümlerine göre açılması gerektiği, ayrıca 5233 sayılı Kanuna göre açılan davanın da Mahkemenin ... esas sayılı dava dosyasında derdest olduğu, uğranıldığı belirtilen maddi zararın genel hükümlere göre tazminine olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Davacıların temyiz başvurusu üzerine Danıştay Onuncu Dairesince, Mahkeme kararının gerekçesinde belirtilen davanın konusunun davacılardan ...'ün mal varlığına ilişkin olduğu, bakılmakta olan davanın konusu olan ölüm olayı ile bir ilgisinin olmadığı, ayrıca davacıların, murisleri ...'ün ölümü nedeniyle ... Valiliği Terör Zararları Tespit Komisyonuna başka bir başvurularının daha olduğu, söz konusu başvuru dikkate alınarak, davacılara bir ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılarak yapılacak değerlendirme sonucunda 5233 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle temyize konu karar hukuk ve usule aykırı bulunmuş ve kararın bozulmasına karar verilmiştir.
KARAR DÜZELTME
TALEP EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Zarar Tespit Komisyonunca toplam ... TL'nin davacılara ödenmesine karar verildiği, 5233 sayılı Kanun kapsamında başvuru konusu olaydan dolayı zararları tazmin edilen davacıların talep edebilecekleri bir haklarının kalmadığı ileri sürülerek Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Davalı idarenin karar düzeltme istemi kabul edilerek ve Dairemizce verilen bozma kararı kaldırılarak, İdare Mahkemesi kararının gerekçesi değiştirilerek onanmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, kararın düzeltilmesi isteminin kabulü ile Danıştay Onuncu Dairesinin 25/11/2019 tarih ve E:2019/2998, K:2019/8625 sayılı kararı kaldırılarak davacıların temyiz istemleri yeniden incelendi:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacıların murisi Abdullah Öztürk'ün, güvenlik güçleri tarafından öldürülen iki teröristi ihbar ettiği ve güvenlik güçlerine yardımcı olduğu gerekçesiyle Siirt ili, Eruh ilçesi, ... mevkiinde bölücü terör örgütü mensuplarınca öldürüldüğünden bahisle uğranıldığı belirtilen 100.000,00 TL maddi zararın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Sosyal risk ilkesinin, terör olaylarına ilişkin olarak 5233 sayılı Kanun ile yasalaşması karşısında, terör eylemleri nedeniyle uğranılan maddi zararlara yönelik istemlerin anılan Kanun çerçevesinde karara bağlanması gerektiği açıktır. Ancak, 5233 sayılı Kanun, sosyal risk ilkesi dışında, nedensellik bağına dayalı hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk sebebine dayanılarak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 13. maddesine göre tam yargı davası açılmasına engel oluşturmadığı gibi, olayda idarelerin hizmet kusurunun ya da kusursuz sorumluluğunun saptandığı durumlarda, olay terör eylemi olsa bile uyuşmazlığın 5233 sayılı Kanun kapsamında çözümlenemeyeceğinde duraksama bulunmamaktadır. Danıştay Onuncu Dairesinin konuyla ilgili yerleşik içtihadı; terör eylemi sonucu bir zararın ortaya çıkması durumunda, öncelikle söz konusu olayın meydana gelmesinde idarelere atfı kabil bir hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk hallerinin bulunup bulunmadığının araştırılması, idarenin gerek hizmet kusuru gerekse kusursuz sorumluluk hallerinin olayda bulunmaması durumunda 5233 sayılı Kanun kapsamında gerekli inceleme ve araştırma yapılarak karar verileceği yönündedir.
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun'un "Amaç" başlıklı 1. maddesinde, "Bu Kanunun amacı, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddi zarara uğrayan kişilerin bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemektir." hükmü, 12. maddesinde, "Komisyon, doğrudan doğruya veya bilirkişi aracılığı ile yaptığı tespitten sonra 8 inci maddeye göre belirlenen zararı, 9 uncu maddeye göre hesaplanan yaralanma, sakatlanma ve ölüm hâllerindeki nakdî ödeme tutarını, 10 uncu maddeye göre ifa tarzını ve 11 inci maddeye göre mahsup edilecek miktarları dikkate alarak, uğranılan zararı sulh yoluyla karşılayacak safi miktarı belirler. Komisyonca, bu esaslara göre hazırlanan sulhname tasarısının örneği davet yazısı ile birlikte hak sahibine tebliğ edilir. Davet yazısında hak sahibinin sulhname tasarısını imzalamak üzere otuz gün içinde gelmesi veya yetkili bir temsilcisini göndermesi gerektiği, aksi takdirde sulhname tasarısını kabul etmemiş sayılacağı ve yargı yoluna başvurarak zararının tazmin edilmesini talep etme hakkının saklı olduğu belirtilir. Davet üzerine gelen hak sahibi veya yetkili temsilcisi sulhname tasarısını kabul ettiği takdirde, bu tasarı kendisi veya yetkili temsilcisi ve komisyon başkanı tarafından imzalanır. Sulhname tasarısının kabul edilmemesi veya ikinci fıkraya göre kabul edilmemiş sayılması hâllerinde bir uyuşmazlık tutanağı düzenlenerek bir örneği ilgiliye gönderilir. Sulh yoluyla çözülemeyen uyuşmazlıklarda ilgililerin yargı yoluna başvurma hakları saklıdır." hükümleri bulunmaktadır.
Anılan 12. maddenin gerekçesinde ise, "... Hukukumuzda feragat, kabul ve sulh gibi işlemler, görülmekte olan davaları sona erdiren işlemlerdir. Sulh işlemi, dava öncesi yapılmışsa dava açılmasını engelleyici özelliktedir. Sulh işlemine rağmen dava açılırsa bu durum itiraz olarak ileri sürülebilir ve dava ortadan kaldırılır. Böylece dostane bir çözüm şekli olan sulh bağlayıcı niteliktedir." açıklamalarına yer verilmiştir.
5233 sayılı Kanun'un yukarıda aktarılan amacının, gerekçesinin ve 12. madde metninin birlikte değerlendirilmesinden; terör eylemlerinden doğan maddi zararlar yönünden sulhnamenin imzalanmasından sonra maddi zararların tazmini isteminin hukuken değerlendirilebilmesine olanak bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden; davacılar tarafından, 02/11/2011 tarihinde 5233 sayılı Kanun kapsamında dava konusu olayla ilgili olarak ... Valiliği Zarar Tespit Komisyonuna başvurulduğu, Komisyonun 11/12/2013 tarih ve 771 sayılı kararıyla toplam 27.334,29 TL'nin davacılara ödenmesine karar verildiği, ardından davacılar vekili ile sulhname imzalandığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacıların maddi zararlarının 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılandığı görüldüğünden, İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz istemlerinin REDDİNE,
2. Davanın reddi yolundaki ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA, 14/03/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.