3. Ceza Dairesi Esas No: 2019/5188 Karar No: 2019/14278 Karar Tarihi: 03.07.2019
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2019/5188 Esas 2019/14278 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2019/5188 E. , 2019/14278 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyetler
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1) Katılanın yaralanmasına ilişkin ... Devlet Hastanesinin 05.11.2013 tarihli raporunda katılanın hayati tehlikesi olması sebebi ile uzmanı olan hastaneye sevk edildiğinin belirtildiği, ... Devlet Hastanesinin 25.11.2013 tarihli raporunun ise plastik cerrahi uzmanı tarafından düzenlenen kısmında yaralanmaların yüzde sabit iz bakımından değerlendirildiği ve aynı hastanenin 27.11.2013 tarihli üst yazısında katılanın beyin cerrahi uzmanına da muayene olması gerektiğinin yazılmasına rağmen dosyada bu yönde bir rapor bulunmadığı, Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğünce 27.11.2014 tarihinde düzenlen raporun ise yüzde sabit iz bakımından değerlendirmeye ilişkin olduğu ve buna ilişkin olan ... Devlet Hastanesinin 25.11.2013 tarihli raporunun esas alındığı fakat ...Devlet Hastanesinin 27.11.2013 tarihli üst yazısında belirtilen katılanın beyin cerrahi hekimine muayene ettirilmesi gerekliliği hususunda hiçbir değerlendirme bulunmadığı, bu haliyle Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 27.11.2014 tarihli raporunun hükme esas alınacak ölçüde yeterli olmaması nedeniyle, katılanın beyin cerrahi uzmanına muayene ettirilerek tedavi evrakları, geçici ve kesin raporlarıyla birlikte en yakın Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğüne sevk edilerek, özellikle söz konusu yaralanmanın hayati tehlikeye neden olup olmadığı, silahtan sayılan herhangi bir alet ile işlenip işlenmediği hususunu gösterir şekilde, 5237 sayılı TCK"nin 86. ve 87. maddelerinde belirlenen ölçütlere göre rapor alınması gerektiği gözetilmeden, yetersiz rapora dayanılarak eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2) Katılanın soruşturma aşamasında sanıkların yumrukla kendini yaraladıklarını, kovuşturma aşamasında ise sert bir cisimle vurduklarını söylemeleri dikkate alındığında yaralanmanın ne surette meydana geldiği tartışılmadan, hükmün gerekçe kısmında sanıkların TCK’nin 86/3. maddesine göre cezalandırılmaları yönüne gidildiğinin belirtilmesine rağmen hüküm kısmında bu yönde bir artırım yapılmaması suretiyle hükmün karıştırılması, 3) İddianamede talep edilmediği halde, sanıklara 5271 sayılı CMK"nin 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmeden, 5237 sayılı TCK"nin 87/1-son maddesinin sanıklar aleyhine uygulanmasına karar verilmesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, 4) Sanıklar hakkında verilen hapis cezaları yönünden Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas- 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK"un 326/son maddesi gereğince sanıkların kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 03.07.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.