Esas No: 2021/7371
Karar No: 2022/1317
Karar Tarihi: 14.03.2022
Danıştay 10. Daire 2021/7371 Esas 2022/1317 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2021/7371 E. , 2022/1317 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2021/7371
Karar No : 2022/1317
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- ...
2- ...
3- ...
VEKİLİ : Av. ...
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Bakanlığı
VEKİLİ : 1. Hukuk Müşaviri Yrd. V. ...
İSTEMLERİN_KONUSU : .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:.... sayılı kararının, taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar murisi ...’in Diyarbakır Sağlık Polis Merkezi Amirliğindeki nezarethanede göz altında tutulduğu sırada intihar etmesi nedeniyle, uğramış oldukları ileri sürülen maddi ve manevi zararlarına yönelik olarak, murisin eşi ... için 50.000,00 TL (miktar artırım dilekçesiyle 156.388,00 TL), kızları ... ve ... için ise ayrı ayrı 40.000,00 TL olmak üzere toplam 236.388,00 TL maddi tazminatın, murisin eşi için 10.000,00 TL, kızları için ise ayrı ayrı 5.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faiziyle ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Mahkemece; Danıştay Onuncu Dairesinin 16/03/2021 tarih ve E:2016/2000, K:2021/1175 sayılı bozma kararına uyulmak suretiyle verilen kararda, müteveffa ...'in sağlık raporu alınmadan nezarethaneye konulmuş olduğu, nezarethanenin standartlara uygun olarak yapılmamış olduğu, ...'in içinde bulundurulduğu ortama bağlı olarak kendi hayat bütünlüğü bakımından tehlike ve risk oluşturması nedeniyle etkili ve sıkı gözetim altında tutulması gerekirken, anlık görüntüsünü gösteren kamerayı izleyip gelişen olaylara müdahaleyi sağlamakla görevli olan polis memurunun bunu yapmakta ihmal ve gecikme gösterdiği, intihar olayının meydana gelmesinde davalı idarenin hizmet kusuru olduğu, olay nedeniyle davacıların uğradığı zararların idarece tazmini gerektiği, bununla birlikte olayın gelişim süreci, intiharın aniden meydana gelmesi ve önceden öngörülmesinin her zaman beklenemeyecek olması nedeniyle doğan zarardan bütünüyle idarenin sorumlu tutulmasına hakkaniyet ve nesafet ilkesi gereğince olanak bulunmadığı, bu nedenle, tazminat miktarının takdiren 1/4 oranında indirilmesi gerektiği gerekçesiyle bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen 03/06/2014 tarihli raporda hesaplanan tazminattan 1/4 oranında indirim yapılarak, davacı ... için 117.291,63 TL, ... ... için 21.211,72 TL, ... için 18.520,05 TL olmak üzere toplam 157.023,40 TL maddi tazminat isteminin kabulüne, 79.365,44 TL maddi tazminat isteminin reddine; eş ve babalarını kaybetmiş olan davacıların duydukları acı ve ızdırapları kısmen de olsa giderecek, idarenin kusurunun ağırlığını ortaya koyacak düzeyde bir manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davacıların manevi tazminat istemlerinin kabulü ile davacı ... için 10.000,00 TL, ... ... ve ... için ise ayrı ayrı 5.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL manevi tazminatın davalı idare tarafından davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : I. Davacılar tarafından, olayın davalı idarece gerekli tedbirlerin alınmamasından kaynaklandığı, davalı idarenin ağır hizmet kusuru bulunduğu belirtilerek İdare Mahkemesi kararının davanın reddine ilişkin kısmı yönünden bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
II. Davalı idare tarafından, müteveffanın kusurlu fiilinin idarenin fiili ile meydana gelen zarar arasındaki illiyet bağını kestiği, bu nedenle idarelerinin zarardan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı belirtilerek, İdare Mahkemesi kararının davanın kabulüne ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmakta olup, davacılar tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Davacıların temyiz istemi ile davalı idarenin manevi tazminata ilişkin temyiz isteminin reddi, kararın manevi tazminata ilişkin kısmının onanması; davalı idarenin maddi tazminata yönelik temyiz isteminin kabulü ile olayın meydana gelmesinde asli kusurlu davacılar yakını müteveffa ... olduğundan, hükme esas alınabilecek nitelikte olan 03/06/2014 tarihli bilirkişi raporu uyarınca hesaplanan tazminat tutarından Mahkemece 1/4 oranında yapılan indirimin yetersiz olduğu gerekçesiyle kararın maddi tazminata ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosya tekemmül ettiğinden davacıların yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacılar murisi ...’in 01/06/2005 tarihinde adli bir olayda kolluk görevlilerince "şüpheli" görülmesi nedeniyle yakalanarak gözaltına alındığı ve Diyarbakır Sağlık Polis Merkezi Amirliği'nde bulunan nezarethanede gözetim altına alındığı, aynı gün içinde nezarethanenin giriş bölümünü kapatan ve dikey-yatay eksenlerde birbirlerine bağlı demir çubuklarla örülü bulunan nezarethane duvarında dikey ve yatay demir çubukların kesişim noktasına üzerinde giymekte olduğu pantolonunu geçirmek ve bu cismin geri kalan kısmını boğazına bağlamak suretiyle kendisini asmış vaziyette bulunduğu, olayla ilgili karakoldaki polis memurları hakkında görevi kötüye kullanmak suçundan başlatılan tahkikatta 09/05/2007 tarihinde takipsizlik kararı verildiği, bu karar üzerine davacılar vekili tarafından davalı idareye 30/05/2007 tarihinde başvurularak tazminat ödenmesi yolundaki talebin 02/07/2007 tarihinde davacılar vekiline tebliğ edilen işlemle reddedildiği, bu arada takipsizlik kararına yapılan itiraz üzerine “görevi kötüye kullanma suçu olmasa da görevlilerin ihmalinin olup olmadığının araştırılması gerektiği” belirtilerek takipsizlik kararının 27/06/2007 tarihli kararla kaldırıldığı, bilahare 03/09/2007 tarihinde de ölümden kaynaklı maddi ve manevi zararların tazmini istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa'nın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, aynı maddenin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
İdare kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup, idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru, hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır.
Tazminat hukukunda asıl olan, ortaya çıkan zarar ile idari faaliyet arasında nedensellik bağının bulunması olup, hizmet kusuru nedeniyle idarenin sorumluluğuna gidebilmek için ortaya çıkan zarar ile idari faaliyet arasında nedensellik bağının bulunması şarttır. Zarar ile idari faaliyet arasında nedensellik bağının kurulabildiği hallerde öncelikle idarenin hizmet kusurunun bulunup bulunmadığının araştırılması, hizmet kusuru yoksa kusursuz sorumluluk ilkesine göre zararın tazmin edilip edilmeyeceğinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu sebeple, hizmet kusurundan dolayı sorumluluk, idarenin sorumluluğunun doğrudan ve asli nedenini oluşturmaktadır.
Kamu hizmetlerinin yerine getirilmesi sırasında bu hizmetten doğan nedenlerle kişilerin uğradığı zararların hizmetin sahibi idarece karşılanması esas olmakla birlikte, tazminata hükmedilirken, olayın meydana geliş şekline göre zarara uğrayan kişilerin de kusurlu olup olmadığının, dolayısıyla olayda müterafik kusur bulunup bulunmadığının da ortaya konulması gerekmektedir.
Müterafik kusur (ortak kusur), zarara uğrayanın; zararın doğumuna veya zararın artmasına yardım (etki) etmesidir. Böyle bir durumda, zarara uğrayana veya mirasçılarına ödenecek tazminat miktarları müterafik kusur oranında orantısal olarak azaltılmalıdır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
I. Kararın Manevi Tazminat İstemlerinin Kabulü ile Maddi Tazminat İstemlerinin Reddine İlişkin Kısımları Yönünden İncelenmesi:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın manevi tazminat istemlerinin kabulü ile maddi tazminat istemlerinin reddine ilişkin kısımları usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın belirtilen kısımlarının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
II. Kararın Maddi Tazminat İsteminin Kabul Edilen Kısmı Yönünden İncelenmesi:
İşbu temyiz incelemesine konu kararı veren ... İdare Mahkemesinin uymuş olduğu Danıştay Onuncu Dairesinin ... tarih E:..., K:... sayılı bozma kararında; ...'in sağlık raporu alınmadan nezarethaneye konulmuş olduğu, nezarethanenin standartlara uygun olarak yapılmamış olduğu, ...'in içinde bulundurulduğu ortama bağlı olarak kendi hayat bütünlüğü bakımından tehlike ve risk oluşturması nedeniyle etkili ve sıkı gözetim altında tutulması gerekirken, anlık görüntüsünü gösteren kamerayı izleyip gelişen olaylara müdahaleyi sağlamakla görevli olan polis memurunun bunu yapmakta ihmal ve gecikme gösterdiği, intihar olayının meydana gelmesinde davalı idarenin hizmet kusuru olduğu, dolayısıyla olay nedeniyle davacıların uğradığı zararların idarece tazmini gerektiği belirtildikten sonra olayın gelişim süreci, intiharın aniden meydana gelmesi ve önceden öngörülmesinin her zaman beklenemeyecek olması nedeniyle doğan zarardan bütünüyle idarenin sorumlu tutulmasının hakkaniyet ve nesafet ilkesi gereğince mümkün olmadığı belirtilmiştir.
Mahkemece bozmaya uymak suretiyle verilen kararda, daha önce bilirkişiye hesaplattırılan tazminat miktarından 1/4 oranında indirim yapılmak suretiyle maddi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bununla birlikte olayda, davalı idarenin denetim ve gözetim yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmemesi nedeniyle kusurlu olduğu açık ise de, polis memurlarınca şahsın üst aramasının yapıldığı, kendisine zarar verebilecek eşyalarının çıkartıldığı, intihar eyleminin şahsın pantolonunu boynuna sarmak suretiyle gerçekleştiği, polis memurlarınca şahsın pantolonun da çıkartılmasının beklenemeyeceği hususları dikkate alındığında, intihar olayının meydana gelmesindeki asli etkenin davacılar murisinin davranışı olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, İdare Mahkemesince tazminatın belirlenmesinde 1/4 oranında indirim yapılması yetersiz olduğundan, indirim oranının yeniden takdir edilerek karar verilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz istemi ile davalı idarenin manevi tazminata yönelik temyiz istemlerinin oy birliğiyle REDDİNE,
2. Davalı idarenin maddi tazminata yönelik temyiz isteminin oy çokluğuyla KABULÜNE,
3. Davanın maddi tazminat yönünden kısmen kabulüne, kısmen reddine, manevi tazminat yönünden kabulüne ilişkin temyize konu ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:.... sayılı kararının, manevi tazminata ilişkin kısmı ile maddi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmının oy birliğiyle ONANMASINA, maddi tazminat isteminin kabulüne ilişkin kısmının oy çokluğuyla BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesi, 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/03/2022 tarihinde karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
Temyizen incelenen karar hukuk ve usule uygun olup, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde belirtilen bozma nedenleri bulunmadığından, tarafların temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesi kararının maddi tazminata ilişkin kısmının da onanması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına bu kısım yönünden katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.