2. Ceza Dairesi 2020/22232 E. , 2021/515 K.
"İçtihat Metni"Karşılıksız yararlanma suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 163/3 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanun’un 51. maddesi uyarınca ertelenmesine dair Samsun 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/11/2017 tarihli ve 2017/240 esas, 2017/731 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 06/02/2020 gün ve 20288-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17/02/2020 gün ve 2020/19463 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Karşılıksız yararlanma suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 163/3 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanun’un 51. maddesi uyarınca ertelenmesine dair Samsun 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/11/2017 tarihli ve 2017/240 esas, 2017/731 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 17. Ceza Dairesinin 09/04/2018 tarihli ve 2018/616 esas, 2018/4761 sayılı kararında, "Kurum zararının soruşturma aşamasında ödenmesi halinde TCK"nın 168/5. fıkrası gereğince kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi gerekli olduğu, bu konuda soruşturma aşamasında yapılması gerekip yapılmayan usul işlemlerin kovuşturma aşamasında tamamlanması sebebiyle bilirkişi tarafından normal tarifeye göre hesaplanan vergili ve cezasız kurum zararının, varsa daha önce yapılan ödemeler kurumdan sorulup mahsup edildikten sonra kalan miktar belirlenip, verilecek makul sürede ödenmesi halinde etkin pişmanlıktan faydalanabileceği, TCK"nın 168/5 ve CMK"nın 223/8. fıkraları uyarınca kovuşturma şartı gerçekleşmediği için suç tarihine göre düşme kararı verileceği ödenmediği takdirde yargılamaya devamla dosyadaki delillere göre hüküm kurulacağı tebliğ ve ihtar edilip yüze karşı ise talep etmesi halinde, tebligat yapılıyor ise makul bir süre verilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği halde, eksik kovuşturma ile mahkumiyet hükmü kurulması,.." şeklinde belirtildiği üzere, 5237 sayılı Kanun"un 168/5. maddesi uyarınca etkin pişmanlıktan yararlanabileceği hususu hatırlatılıp, talep etmesi halinde zararı gidermesi için kendisine süre verilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği, somut olayda, katılan kurumun bilirkişi marifetiyle gerçek zararı belirlenerek sanığa bildirimde bulunulmadığı, aynı şekilde kovuşturma aşamasında da sanığa süre verilmiş ise de belirtilen şekilde zarar tespiti yapılmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
6352 sayılı Yasa"nın yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihi sonrasında işlenen karşılıksız yararlanma suçlarında 5237 sayılı TCK"nın 163/3. ve 168/5. maddelerine göre soruşturma aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığınca katılan kurumun cezasız ve vergili gerçek zararı bilirkişiye hesaplattırılıp, sanığa miktar da belirtilip usulüne uygun süre verilmek suretiyle “Bilirkişinin hesapladığı kurumun cezasız ve vergili gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair bildirimde bulunulması gerektiği ve bildirim sonrası verilen sürede kurumun gerçek zararının soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin edilmesi halinde bu hususun dava şartına benzer hukuki sonuçlara bağlandığı TCK"nın 168/5. maddesine göre kamu davasının açılamayacağı ve eğer soruşturma aşamasında bu ihtar işlemi yapılmamış olmasına rağmen sanık tarafından kovuşturma aşamasında katılan kurumun zararının tamamen karşılanması halinde bu ödemenin soruşturma aşamasında yapılmış gibi kabul edilerek sanık hakkında CMK"nın 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden düşme kararı verilmesi gerekeceği; somut olayda da bu açıklamalar ışığında; mahkemesince tutanak düzenleyen müşteki kurum görevlilerinin tanık sıfatı ile beyanlarının alınması, şikayet dilekçesi ekindeki olay mahallinde yapılan tespitlerin incelenip tutanağa bağlanmasının sağlanması, tutanaktaki bahse konu adreste sanığın hangi tarihlerde oturduğunun, halen bu adreste oturup oturmadığının kolluk tarafından tespitinin sağlanması, kurum bilgisi dahilinde kullanılan sayacın takılı olduğu döneme ilişkin elektrik enerjisi tüketim föyleri dosya arasına getirtildikten sonra sanık suça konu yerde halen oturmakta ise kaçak olarak kullanıldığı iddia edilen enerji miktarının sayaçtan geçirilerek kayıt altına alınan miktar ile kurulu güç ve kullanılan elektrikli aletler nazara alınarak uyumlu olup olmadığının ve vergili ve cezasız elektrik tutarının tespiti amacıyla keşif yapılması, oturmuyor ise tespit tutanağında belirtilen bilgiler ve soruşturma sonucunda dosya arasına toplanacak deliller esas alınmak suretiyle kaçak kullanım bulunup bulunmadığı ve varsa bedeli konusunda teknik bilirkişiden rapor alınıp sanığın karşılıksız yararlanma kastıyla hareket edip etmediği bu suretle tespit edildikten sonra sanığın karşılıksız yararlanma kastıyla hareket ettiğinin tespit edilmesi durumunda şikayetçi kurumun vergiler dahil cezasız zarar miktarı tespit edilip, sanığın bu miktarı şikayetçi kuruma ödemesi halinde hakkında dava açılmayacağına dair bir bildirimde bulunularak sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, belirtilen işlemler yapılıp, belirtilen hususlarda bilirkişi raporu alınmadan, sanığa soruşturma aşamasında ödeme ihtarı yapılmamış olması ve sanık tarafından yapılan herhangi bir ödeme olup olmadığı sorulduktan sonra varsa ödediği toplam miktarın bilirkişiye hesaplattırılacak olan katılan kurumun cezasız ve vergili gerçek zararını karşılaması durumunda sanık hakkında CMK"nın 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden düşme kararı verilmesi gerekeceğinden, karşılamaması durumunda ise yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (SAMSUN) 9. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 30.11.2017 tarihli ve 2017/240 Esas, 2017/731 Karar sayılı kararın, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine, 19/01/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.