Esas No: 2021/8084
Karar No: 2022/1971
Karar Tarihi: 16.02.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/8084 Esas 2022/1971 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/8084 E. , 2022/1971 K."İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
İlk Derece
Mahkemesi : ... 21. İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu.
I-İSTEM
Davacı, davalı iş yerinin ... İli, ... İlçesi, ..., ... Mahallesi, ... Caddesinde bulunan evlere Tüp Gaz ve oksijen tüpleri dağıtım bayisinde, 1994 yılında 120 gün çalıştığını ancak Kurum’a tahsis başvurusundan sonra Kurumca, bu iş yerinden bildirilen hizmetlerin sistemde giriş çıkış tarihlerinin bulunmamasından dolayı yapılan inceleme ve araştırma neticesinde buradan yapılan bildirimlerin tahsise esas alınmadığını belirterek Kuruma bildirilen fakat primleri yatırılmamış olan çalışmalarının tespiti ile bu çalışmalarına ait yatırılmayan primlerin işverenden tahsiline, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ile dava etmiştir.
II-CEVAP
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ... Ticaret Siciline kayıtlı bir turizm şirketi olduğunu, ...'de ... ilçesinde turizm sektöründe faaliyet gösterdiğini, otel işletmeciliği yaptığını, faaliyetleri arasında Aygaz Bayiliği'nin olmadığını, kuruluşundan bu yana hiç bir zaman böyle bir faaliyetinin olmadığını, hatta müvekkili şirketin ...'da başka bir faaliyeti de olmadığını, davanın öncelikle husumet yönünden reddini, esasa girildiği takdirde esastan reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; istemin öncelikle süre yönünden reddini talep ettiklerini, çünkü davanın sadece hizmet başlangıç tespiti davası olmayıp prim tespitine de yönelik olduğunu, esas yönünden Yargıtay kararlarında; bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığının yeterli olmadığının belirtildiğini, davacının iddialarının kurum kayıtları ile bağdaşmadığını, davacının huzurdaki dava ile ileri sürdüğü iddialarının müvekkili kurum kayıtlarına eş değerde belgelerle kanıtlanması gerektiğini, bu nedenle davacının iddialarını tanık anlatımlarına dayalı olarak kanıtlamasına muvafakatlarının olmadığını, celp ve ibraz olunacak deliller ile diğer hususlarda davanın esasına karşı beyanda bulunmak hakları saklı kalmak kaydıyla haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın usulden ve esastan reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
“Davanın reddine’’ karar vermiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Celp olunan ticari sicil kayıtları ve kurum kayıtlarına göre davalı şirketin faaliyetinin ...'da tatil köyü işletmeciliği faaliyeti olduğu, davalı şirketin .../...'da tüpgaz satımına /ticaretine yönelik bir faaliyetinin bulunduğunun tespit edilemediği, davacının davalı şirketten Kuruma verilmiş işe giriş bildirgesinin ve çalışma bildiriminin bulunmadığı, dinlenilen iş yeri çalışanının davacıyı tanımadığı, davacı tanıklarının ise çalışmaları kayıtlara geçmiş tanıklardan olmamaları nedeni ile beyanlarına itibar edilmesinin mümkün olmadığı, davacının davaya konu dönemde davalı iş yerinde çalıştığı yönündeki iddiasının ispatlanamadığı, davalı Kurumun davacının 1994/1 döneminde davalı şirkette çalışmasının bulunmadığı yönündeki işleminin belirtilen nedenlerle hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince davacının davasının reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı herhangi bir yön görülmemiş, davacı Fazıl Erener'in istinaf isteminin 6100 sayılı HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı ..., mahkemenin davalı iş yerinin ...'de bulunan başka bir iş kolundaki şubesine ait 1990 ile 1997 yılları arasında çalışmış bir kişinin beyanını hükme esas aldığını, ancak bu tanığın 1994 yılında davalı iş yerinde çalışmadığını, dava konusu olan olayın ...'da meydana geldiğini, dava dilekçesinde belirtilen adreste araştırma yapılması gerektiği belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Husumet konusu, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 116. maddesinde yer alan ilk itirazlardan olmadığından, davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi gerek mahkemece, gerekse Yargıtay’ca tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur.
Bilindiği üzere taraf ehliyeti, davada taraf olabilme yeteneğidir. Taraf ehliyeti, Medeni Hukuktaki medeni haklardan istifade (hak) ehliyetinin Medeni Usul hukukunda büründüğü şekildir. Kimlerin taraf ehliyetine sahip bulunduğu Medeni Kanuna göre belirlenir (TMK m.8 ve m.48). Buna göre, medeni haklardan istifade (hak) ehliyeti bulunan her gerçek (TMK m.8) ve tüzel (TMK m.48) kişi, davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.12.2007 tarih ve 2007/5-972 Esas, 2007/972 Karar sayılı ilamı)
Bu nedenle, davanın tarafları, taraf ehliyetine sahip olmalıdır. Yani, bir davada taraf olabilmek için, ya hakiki şahıs; ya da hükmi şahıs olmak gerekir. Zira taraf ehliyeti, medeni hukukun haklardan istifade ehliyetine tekabül eder ( Saim Üstündağ, Medeni Yargılama Hukuku, C.I-II, 7. Baskı, ... 2000, s.288 ).
Öte yandan, HMK.nın “Tarafta iradi değişiklik” başlıklı 124. maddesinde, bir davada taraf değişikliğinin, ancak karşı tarafın açık rızası ile olanaklı olduğu bildirildikten sonra, ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği isteminin, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edileceği, dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakimin karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği istemini kabul edebileceği açıklanmıştır.
Davaya konu somut olayda, davacının iddiası gözetildiğinde; ... İli, ... İlçesi, ..., ... Mahallesi, ... Caddesinde bulunan evlere Tüp Gaz ve oksijen tüpleri dağıtım bayisinde, 1994 yılında 120 gün çalıştığını belirtmiş olması ve hizmet cetvelinde bu sürenin bildirilmesi tahsis talebi sonrası, Kurum’un sistemde giriş çıkış tarihinin bulunmaması üzerine yapılan inceleme ve araştırma neticesinde Kurumca bu sürenin tahsis aşamasında dikkate alınmaması üzerine mevcut uyuşmazlığın çıktığı, husumet yöneltilen davalı işverenin ticari sicil kayıtları ve kurum kayıtlarına göre davalı şirketin faaliyetinin ...'da tatil köyü işletmeciliği faaliyeti olduğu belirgindir. Mahkemece; davacının; ... İli, ... İlçesi, ..., ... Mahallesi, ... Caddesinde bulunan evlere Tüp Gaz ve oksijen tüpleri dağıtım bayisindeki çalışma iddiasının bu adres üzerinden araştırılarak gerçek işverenin belirlenip tüm kanıtları toplandıktan sonra yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvularının esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm sair hususlar incelenmeksizin bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 16.02.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.