Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2886
Karar No: 2018/8582
Karar Tarihi: 22.11.2108

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/2886 Esas 2018/8582 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2017/2886 E.  ,  2018/8582 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 17. İş Mahkemesi


    TÜRK MİLLETİ ADINA
    KARAR
    Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
    A)Davacı İstemi :
    Dava, davacının 01/04/1981-1983/12 tarihleri arasında davalı işyerinde hizmet akdine dayalı olarak geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
    B)Davalı Cevabı :
    Davalı K... Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekili; davacının müvekkili işyerinde 01.04.1981 tarihinde çalışmaya başladığını iddia ettiğini ancak şirketteki kayıtlarda davacının işe başlangıç tarihinin 1985 yılı olarak tespit edildiğini, iddia ettiği tarihlerde müvekkili şirkette çalıştığına dair herhangi bir bilgi ve kayıt bulunmadığını, ayrıca hak düşürücü sürenin dolduğunu ve davanın zamanaşımına uğradığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili; davanın beş yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, eylemli çalışma olgusunun Yargıtay içtihatlarında öngörülen yönteme uygun biçimde araştırılıp kanıtlanması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve kararı :
    Mahkemece, dinlenen tanık beyanları doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir
    İstinaf başvurusu :
    Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde özetle; hizmet cetvelinin incelenmesinde davacının iddia ettiği çalışmalarının kurum kayıtlarında görülmediği, dinelenen tanıkların bir kısmının kumu tanığı olmadığı, kurum kayıtlarının asıl olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    D)Bölge Adliye Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi :
    Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusu ; davacının davalı işveren şirkete ait işyerinde ayda 30 gün süreyle kesintisiz olarak çalıştığına ilişkin davalı Sosyal Güvenlik Kurumundan celp edilen dönem bordrolarında tespit edilen bordro tanıklarından ... ve ..."ün beyanlarıyla davacının fiili olarak 1981/1982 yılları arası dönemde hizmet akdine bağlı olarak çalışıldığının açık bir şekilde beyan edildiği, dönem bordolarında aynı işyerindeki bildirimlerin görüldüğü, davanın nitelikçe davalı işyerinde geçen çalışmanın tespiti işlemine ilişkin olup davanın bu niteliğine göre davalı işyerinde bildirimde bulunulan sürelerde davacının imzalı ücret bordrolarının ve puantaj cetvellerinin bulunup bulunmadığı hususunun araştırılarak imzalı bordro veya puantaj cetvelinin bulunması durumunda bu belgelerdeki süreler yönünden noksan bildirim varsa delil durumuna göre değerlendirme yapılması gerektiği ve İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sırasında davalı Sosyal Güvenlik Kurumundan dönem bordroları ile davacı işçinin işyerindeki çalışmasını belgeleyen belge bulunup bulunmadığı hususunda gerekli araştırmalar yapılarak ve dönem bordrolarında tespit edilen bordro tanıkları dinlenerek, dosyada mevcut Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları, bu kayıtları doğrulayan bordro tanığı beyanları, sigortalı işe giriş bildirgesi ve bilirkişi raporu kapsamına göre davacının davasının kısmen kabulü ile davacının 01/04/1981-31/12/1982 tarihleri arası dönem yönünden fiili çalışmaların ispatlanması, işyerindeki çalışmanın çıraklık sözleşmesine dayalı, öğreme yönü ağır basan bir çalışma değil, hizmet akdine tabi bir çalışma olduğunun belirgin bulunması dikkate alındığında, davanın kısmen kabulü yönündeki kararı yerindedir. İncelenen mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle esastan reddine karar vermiştir.
    E)Temyiz :
    Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili; istinaf başvuru gerekçelerini tekrarlayarak mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
    Davalı İşveren vekili, cevap dilekçesindeki hususları tekrarlayarak mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
    01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun Geçici 7. maddesinde yer alan “Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 17/07/1964 tarihli ve 506 sayılı, 02/09/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı, 08/06/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunlar ile 17/07/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 20"nci maddesine göre sandıklara tabi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları kanun hükümlerine göre değerlendirilir.” hükmü uyarınca, davanın yasal dayanağı mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 3, 79 ve 108. maddeleridir.
    506 sayılı Kanun’un 2"nci maddesine göre sigortalılık niteliği, hizmet akdinin kurulması ve 6"ncı madde gereğince çalışmaya başlanması ile edinilir. Aynı Kanun’un “Sigortalı Sayılmayanlar” başlıklı 3/II-B maddesinde; “Özel kanunda tarifi ve nitelikleri belirtilen çıraklar hakkında, çıraklık devresi sayılan süre içinde analık, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile bu Kanunun 35"inci maddesi hükümleri uygulanmaz.” hükmü öngörülmüştür.
    Atıf yapılan ve dava konusu dönemde yürürlükte bulunan özel kanun olan 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu"nun 3. maddesi, çırağı; “çıraklık sözleşmesi esaslarına göre bir meslek alanında mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve iş alışkanlıklarını iş içerisinde geliştirilen kişi” olarak tanımlanmıştır.
    Anılan Kanun"un “Çıraklık Şartları” başlıklı 10"uncu maddesine göre çırak olabilmek için,
    a)14 yaşını doldurmuş, 19 yaşından gün almamış olmak. (Bu bentte yer alan "onüç yaşını" ibaresi, 16/8/1997 tarih ve 4306 sayılı Kanunun 6 ncı maddesiyle "ondört yaşını" olarak değiştirilmiştir.)
    b)En az ilköğretim okulu mezunu olmak.
    c)Bünyesi ve sağlık durumu gireceği mesleğin gerektirdiği işleri yapmaya uygun olmak gerekmektedir.
    Ancak, 19 yaşından gün almış olanlardan daha önce çıraklık eğitiminden geçmemiş olanlar, yaşlarına ve eğitim seviyelerine uygun olarak düzenlenecek mesleki eğitim programlarına göre çıraklık eğitimine alınabilir. Kanun"un 13"ncü maddesi hükmüne göre ise; “Bu Kanunun uygulandığı yer ve meslek dallarında 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun çıraklık sözleşmesine dair hükümleri ile 18 yaşını doldurduktan sonra sözleşmesi devam eden çıraklar hakkında 1475 sayılı İş Kanunu"nun, İşçi Sağlığı ve Güvenliği başlıklı beşinci bölümünde yer alan hükümleri dışındaki hükümler uygulanmaz.”
    Bu hükümler çerçevesinde taraflar arasındaki ilişkinin niteliği belirlenirken, başka bir ifade ile, davacının uyuşmazlığa konu dönemde çırak olup olmadığına karar verilirken, çalışma ilişkisine bakılmalıdır.
    Gerçekten de çıraklık sözleşmesinde, akdi ilişkinin üstün niteliği çalışma olgusu değil, sigortalıya bir meslek ve sanatın öğretilmesidir. Ancak çırak, işyerinde üretimle ilgili çalışmalara bilfiil katılıyor, meslek ve sanat eğitimi arka planda tutuluyorsa, bu durumda çıraklık ilişkisinden söz edilemeyecektir.
    Sözü edilen öğrencilerin sigortalı sayılmamaları, “tatbiki mahiyetteki yapım ve üretim işleri” nin gördükleri öğrenimin doğal bir gereği olmasından ötürüdür. Bir başka anlatımla, bu işler -SSK anlamında sigortalı işçilerin gördükleri iş görünümünde bulunsalar bile- belirgin olarak öğrenim çevresine girmektedir. Bu bakımdan, bu gibi durumlarda, esasen bir hizmet akdinin varlığından söz edilemeyeceği için sigortalılık niteliği edinme hali de söz konusu değildir (Mustafa Çenberci, Sosyal Sigortalar Kanunu Şerhi; ..., 1977 Baskı, s;130).
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı işveren tarafından davacı adına düzenlenen 01.04.1984 tarihli işe giriş bildirgesinin 27.04.1984 tarihinde Kuruma verildiği, davalı işyerinden Kuruma bildirilen çalışmalarının olmadığı, bordroların alındığı ve kayıtlara geçen tanıkların dinlenildiği ve tanıklardan Sadiye Hacıahmetoğlu"nun davacının çırak olarak çalıştığını belirtmesine rağmen, nizalı dönemde 14 yaşında olan davacının çırak olarak çalışıp çalışmadığı ve eğitimine devam edip etmediği hususlarının araştırılmadığı ve buna göre mahkemece karar altına alınan şekilde çalışmanın kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır.
    Somut olayda, 11.11.1967 doğumlu olan davacının mahkemece sigortalı kabul edilen 01.04.1981 tarihinde 18 yaşından küçük olduğu anlaşıldığından, davacının eğitim-öğretim durumu ve hizmetinin tespitine karar verilen dönemde çırak olarak çalışıp çalışmadığına dair araştırma yapılmadan eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidilmesi doğru olmamıştır.
    Yapılacak iş, öncelikle davacının nizalı dönemde eğitimine devam edip etmediği hususları açıklığa kavuşturulmalı, giderek dava konusu edilen 01.04.1981 tarihin davacının davalı işyerinde çırak olarak çalışıp çalışmadığını araştırmak, davacı ile davalı işveren arasında çıraklık sözleşmesi bulunup bulunmadığını belirlemek, eğer yapılmış ise çıraklık sözleşmesini getirtmek, gerekirse önceden dinlenen tanıkların yeniden beyanları alınarak davacının bu dönemde davalı işyerinde yaptığı işin niteliğini tespit etmek, davacının işyerinde üretimle ilgili çalışmalara bilfiil katılıp katılmadığı veya meslek ve sanat eğitimi alıp almadığını belirlemek ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ :
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davalılardan K... Sanayii Ve Ticaret AŞ."ye iadesine, 22.11.2108 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi