Esas No: 2018/5764
Karar No: 2022/1537
Karar Tarihi: 14.03.2022
Danıştay 4. Daire 2018/5764 Esas 2022/1537 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2018/5764 E. , 2022/1537 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/5764
Karar No : 2022/1537
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, kanuni temsilci sıfatıyla 2011/5,7,8,9,10. dönemlerine ilişkin olarak re'sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının kanuni temsilcisi olduğu asıl borçlu şirketin 28/09/2015 tarihinde tasfiyesinin tamamlandığı ve durumun 09/10/2015 tarihinde Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlandığı; tarh dosyası üzerinden yapılan inceleme üzerine, 2010 döneminden devreden KDV tutarının 0 TL olarak dikkate alınması gerektiği ve bir takım sahte faturaları kayıt ve beyanlarına aktardığı ve böylece haksız yere vergi indiriminden yararlandığından bahisle şirket adına 19/11/2015 tarihli vergi inceleme raporunun düzenlendiği, tasfiyesi tamamlanmış şirketin kanuni temsilcisi sıfatıyla davacı adına dava konusu vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin tarh edildiği ve özel usulsüzlük cezası kesildiği, davacının kanuni temsilcisi olduğu şirket hakkındaki incelemenin, şirketin ticaret sicilinden silinmek suretiyle tüzel kişiliği son bulduktan sonra tamamlandığı görüldüğünden davacı adına 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 17. maddesine eklenen 9. fıkrası uyarınca yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı, tarhiyatın, 2010/12 döneminden 2011/01 dönemine devreden KDV tutarının değişmesi sebebiyle yapılan kısmı bakımından; 2010 dönemi tarhiyatlarının iptali için … Vergi Mahkemesi'nin E:… sayılı dosyasında dava açıldığı, … tarih ve K:… sayılı karar ile, cezalı tarhiyatların kaldırılmasına karar verildiği anlaşıldığından, devreden KDV tutarındaki azalışa bağlı olarak yapılan dava konusu cezalı tarhiyatlarda da hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, şirketin tüzelkişiliğinin tasfiye kararının tescil edildiği tarihte son bulacağı, hükmi şahsiyeti olmayan şirketin hak ve borç sahibi olamayacağı, tasfiyesi tamamlanmış bir şirkete ilişkin tasfiye döneminden önceki dönemlere ilişkin vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmasını engelleyen kanuni bir düzenleme olmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan 9. fıkrasında; tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan mükelleflere tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin olarak salınacak her türlü vergi tarhiyatı ve kesilecek cezaların, müteselsilen sorumlu olmak üzere; tasfiye öncesi dönemler için kanuni temsilcilerden, tasfiye dönemi için ise tasfiye memurlarından herhangi biri adına yapılacağı, limited şirket ortaklarının, tasfiye öncesi dönemlerle ilgili bu kapsamda doğacak amme alacaklarından şirkete koydukları sermaye hisseleri oranında sorumlu olacakları, bu fıkra uyarınca tasfiye memurlarının sorumluluğunun, tasfiye sonucu dağıtılan tutarla sınırlı olacağı hüküm altına alınmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29. maddesinin (a) bendinde; mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri belirtilmiştir.
213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 3. maddesinin (B) bendinde ise; vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu kurala bağlanmıştır. Bu kuralın gereği olarak yükümlülerin Katma Değer Vergisi Kanununun yukarıda söz edilen 29. maddesi hükmünden yararlanabilmelerinin ön şartı fatura ve benzeri vesikaların gerçeği yansıtmasıdır. Gerçekleşmemiş teslim ve hizmetler dolayısıyla bir vergi ödemesi ve bunun sonucu olarak da vergi indirimi söz konusu edilemeyeceğinden, indirime dayanak teşkil eden faturaların gerçeği yansıtıp yansıtmadığı hususlarının tespiti anlaşmazlığın çözümü bakımından önem arz etmektedir.
Şirketlerin tüzel kişiliği ortadan kalksa dahi, tasfiye dönemi ve tasfiye öncesi döneme ilişkin vergi inceleme raporu düzenlenebileceği, tüzel kişilik sona erdikten sonra, şirket hak ve borç sahibi olamayacağından, rapor uyarınca yapılacak tarhiyatın ise tasfiye öncesi dönemler için kanuni temsilci, tasfiye dönemi için ise tasfiye memuru adına yapılması gerekmektedir.
Bu itibarla, tüzel kişiliği ortadan kalkan bir şirket hakkında vergi incelemesi yapılamayacağı gerekçesiyle vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin ve özel usulsüzlük cezasının kaldırılmasına ilişkin kararın kaldırılması isteminin reddine dair kararda hukuki isabet bulunmadığından uyuşmazlığın esası incelenerek bir karar verilmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, tarhiyatın 2010/12 döneminden 2011/01 dönemine devreden KDV tutarının değişmesi sebebiyle yapılan kısmı bakımından; 2010 dönemi tarhiyatlarının iptali için …. Vergi Mahkemesi'nin E:… sayılı dosyasında dava açıldığı, …. tarih ve K:… sayılı karar ile, cezalı tarhiyatların kaldırılmasına karar verildiği belirtilmekte ise de bahse konu kararın onanmasına ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E….., K….. sayılı kararının Danıştay Dördüncü Dairesi'nin 14/03/2022 tarih ve E.2018/6449, K.2022/1539 sayılı kararıyla bozulduğu anlaşıldığından, söz konusu bozma kararı üzerine oluşan yeni hukuki durum dikkate alınarak karar verilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin …. tarih ve E:…, K:.. sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 14/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.