Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/9011
Karar No: 2022/2159
Karar Tarihi: 17.02.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/9011 Esas 2022/2159 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2021/9011 E.  ,  2022/2159 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
    İlk Derece
    Mahkemesi : ... 3. İş Mahkemesi

    Dava, sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davacı ve davalı Kurum vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine, karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı ve davalı Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili, davacının 1983 yılı ve 1984/1 dönemindeki hizmetinin çıraklık olmadığının, bu dönemlerdeki mevcut hizmetinin 506 sayılı Yasa kapsamında hizmet akdine ilişkin olduğunun tespitini ve 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalının işe giriş bildirge tarihi olan 01/02/1983 tarihinde başladığının tespiti, bu olmadığında 01/01/1984 tarihinde başladığının tespitini talep ve dava etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı Kurum vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk Derece Mahkemesince “davanın kısmen kabulüne, davacının 01.02.1983 işe başlama tarihli ...'e ait iş yerinden bildirge geçerli sayılarak davacının bu iş yerinde çırak olarak çalışmadığının tespiti ile 18 yaşını ikmal ettiği 10.01.1986 tarihinin sigorta başlangıç tarihi olduğunun tespitine, fazlaya dair talebin reddine,” karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ GÖNDERME KARARI :
    Davacı ve davalı Kurum vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince “100. Yıl Çıraklık Eğitim Müdürlüğünün mahkemeye verdiği cevaba göre; davacının 1987 yılında 3308 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinden faydalanarak eğitime tabi tutulduğu ve sınava girerek kalfalık belgesi aldığı, işveren tarafından verilen işe giriş bildirgesinin çırak olarak bildirilmesi, 1984/1. dönem bordrosunun kısa vadeli sigorta kollarından verilmiş olması dikkate alındığında, davacının kalfalık belgesi aldığı 26.09.1987 tarihinden önce işçi sıfatıyla mı yoksa çırak olarak çalıştığı konusunda oluşan çelişkinin giderilmediği, yapılan araştırmanın yeterli olmadığı sonucuna varılmıştır.
    Bu yönde öncelikle 1984/1. dönem bordrosunda bildirilen ... tanık sıfatıyla dinlenilmeli, davacının beraber çalıştığı kişilerin kimler olduğuna dair beyanı alınmalı, önceki ve sonraki dönem bordrolarının verilip verilmediği araştırılmalı, ifadesine başvurulan tanık adına işyerinden verilen işe giriş bildirgesi bulunup bulunmadığı araştırılmalı, işyerine komşu işyerlerinin sahip ve çalışanları zabıta marifetiyle tespit edilerek çalışma ilişkisini bilebilecek diğer tanık beyanlarına başvurulmalı, tüm deliller toplandıktan sonra sonuca gidilmelidir.
    Yukarıda yer alan maddi ve hukuki açıklamalar ışığında, davanın esasına ilişkin deliller toplanmaksızın karar verildiği, kabule göre de 18 yaşın ikmal edildiği tarihin esas alınması nedeniyle davanın kabulü yerine kısmen kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, davacı ve davalı SGK vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının 6100 sayılı HMK 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, ” karar verilmiştir.
    C- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ GÖNDERME KARARI SONRASI İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
    İlk Derece Mahkemsince “Davanın kabulüne, davacının 01.02.1983 işe başlama tarihli ...'e ait iş yerinden bildirge geçerli sayılarak davacının bu iş yerinde çırak olarak çalışmadığının tespiti ile 18 yaşını ikmal ettiği 10.01.1986 tarihinin sigorta başlangıç tarihi olduğunun tespitine,” karar verilmiştir.
    D-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI :
    Davacı ve davalı Kurum vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine “davalı Kurum vekili ve davacı vekilinin istinaf istemlerinin 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine,” karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesi ile Yerel Mahkemece “davacının -sigortalılık süresi hesaplaması açısından başlangıcının - 18 yaş ikmali ile 10.01.1986 tarihi olduğunun tespitine” şeklinde karar verilmesi gerekirken sehven tespit ve infazda karışıklığa neden olacak şekilde “sigorta başlangıç tarihinin 10.01.1986 tarihi olduğunun tespitine” şeklinde karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu özet olarak belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
    Davalı Kurum vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesi ile Kurumun yapmış olduğu işlemlerinde herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı özet olarak belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak eksik inceleme ve araştırma neticesi kurulan İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin tüm, davalı Kurum vekilinin ise aşağıda belirtilen durum dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddesidir. 506 sayılı Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olması nedeni ile özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanması gerektiği özellikle göz önünde bulundurulmalıdır.
    506 sayılı Kanun’un 2'nci maddesine göre sigortalılık niteliği, hizmet akdinin kurulması ve 6'ncı madde gereğince çalışmaya başlanması ile edinilir. Aynı Kanun’un “Sigortalı Sayılmayanlar” başlıklı 3/II-B maddesinde; “Özel kanunda tarifi ve nitelikleri belirtilen çıraklar hakkında, çıraklık devresi sayılan süre içinde analık, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile bu Kanunun 35'inci maddesi hükümleri uygulanmaz.” hükmü öngörülmüştür.
    Atıf yapılan ve dava konusu dönemde yürürlükte bulunan özel kanun olan 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu'nun 3. maddesi, çırağı; “çıraklık sözleşmesi esaslarına göre bir meslek alanında mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve iş alışkanlıklarını iş içerisinde geliştirilen kişi” olarak tanımlanmıştır.
    Anılan Kanun'un “Çıraklık Şartları” başlıklı 10'uncu maddesine göre çırak olabilmek için,
    a)14 yaşını doldurmuş, 19 yaşından gün almamış olmak. (Bu bentte yer alan "onüç yaşını" ibaresi, 16/8/1997 tarih ve 4306 sayılı Kanunun 6 ncı maddesiyle "ondört yaşını" olarak değiştirilmiştir.)
    b)En az ilköğretim okulu mezunu olmak.
    c)Bünyesi ve sağlık durumu gireceği mesleğin gerektirdiği işleri yapmaya uygun olmak gerekmektedir.
    Ancak, 19 yaşından gün almış olanlardan daha önce çıraklık eğitiminden geçmemiş olanlar, yaşlarına ve eğitim seviyelerine uygun olarak düzenlenecek mesleki eğitim programlarına göre çıraklık eğitimine alınabilir. Kanun'un 13'ncü maddesi hükmüne göre ise; “Bu Kanunun uygulandığı yer ve meslek dallarında 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun çıraklık sözleşmesine dair hükümleri ile 18 yaşını doldurduktan sonra sözleşmesi devam eden çıraklar hakkında 1475 sayılı İş Kanunu'nun, İşçi Sağlığı ve Güvenliği başlıklı beşinci bölümünde yer alan hükümleri dışındaki hükümler uygulanmaz.”
    Bu hükümler çerçevesinde taraflar arasındaki ilişkinin niteliği belirlenirken, başka bir ifade ile, davacının uyuşmazlığa konu dönemde çırak olup olmadığına karar verilirken, çalışma ilişkisine bakılmalıdır.
    Gerçekten de çıraklık sözleşmesinde, akdi ilişkinin üstün niteliği çalışma olgusu değil, sigortalıya bir meslek ve sanatın öğretilmesidir. Ancak çırak, işyerinde üretimle ilgili çalışmalara bilfiil katılıyor, meslek ve sanat eğitimi arka planda tutuluyorsa, bu durumda çıraklık ilişkisinden söz edilemeyecektir.
    Sözü edilen öğrencilerin sigortalı sayılmamaları, “tatbiki mahiyetteki yapım ve üretim işleri” nin gördükleri öğrenimin doğal bir gereği olmasından ötürüdür. Bir başka anlatımla, bu işler -SSK anlamında sigortalı işçilerin gördükleri iş görünümünde bulunsalar bile- belirgin olarak öğrenim çevresine girmektedir. Bu bakımdan, bu gibi durumlarda, esasen bir hizmet akdinin varlığından söz edilemeyeceği için sigortalılık niteliği edinme hali de söz konusu değildir (Mustafa Çenberci, Sosyal Sigortalar Kanunu Şerhi; ..., 1977 Baskı, s;130).
    İnceleme konusu dosyada; davacının 10.01.1968 doğumlu olduğu, 01.02.1983 tarihli işe giriş bildirgesi üzerinde “Çırak” kaydı yer almakla, ...'e ait ... sicil sayılı iş yerince düzenlenmiş olup bildirgenin Kurum kayıtlarına 17.02.1983 tarih ve 38965 varide no ile intikal ettiği, aynı şekilde ...'e ait 45987 sicil sayılı iş yerince düzenlenmiş 1984/1 dönemi bordrosunda davacının 120 günlük hizmet süresi kaydının yer aldığı, dönem bordrosunun “malullük yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olmayanlar adına” düzenlendiği, 100 Yıl Çıraklık Eğitim Müdürlüğü yazı cevabı ile “davacının 26.09.1987 tarihinde kalfalık almaya hak kazandığının” belirtildiği, ekli belgelerden 06.03.1987 tarihli 3308 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesine göre kalfalık imtihanı başvuru belgesinde, davacının 02.03.1985 tarihinde Radyo Televizyon Tamiratı meslek dalında fiilen çalıştığının beyan edilmiş olduğu, duruşmalarda davacı ve kamu tanıklarının dinlendiği anlaşılmaktadır.
    Somut olayda; davacının işe giriş bildirgesinin “çırak” olarak Kuruma verilmiş olması, 01.01.1984 tarihinden itibaren kısa vadeli sigorta kolları kapsamında hizmet bildiriminin yapılmış olması, sonraki aşamalarda da kalfalık ve ustalık belgelerini alması, çıraklık dönemini bitirmeden kalfalık belgesine müracaatta bulunmasının mümkün olmaması karşısında, davacının hizmet başlangıcının tespitini talep ettiği tarihlerde “çırak” olduğu, tüm sigorta kolları kapsamında hizmetinin bulunmadığı açık olup davanın reddine karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde kurulan hüküm hatalı olmuştur.
    Mahkemece, yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular göz önünde bulundurulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usûl ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1. maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıdan alınmasına,
    dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 17.02.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi