Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6095
Karar No: 2019/4859
Karar Tarihi: 26.09.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/6095 Esas 2019/4859 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/6095 E.  ,  2019/4859 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL



    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 26.09.2019 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Avukat..., davalı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen asli müdahil ... vekili Avukat gelmedi yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:


    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakanları ...’ın 209 parsel sayılı taşınmazını mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla davalı ...’e ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle temlik ettiğini, adı geçen davalının da taşınmazı kısa süre sonra yakın arkadaşı diğer davalıya devrettiğini, davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ettiklerini, taşınmazı ölünceye kadar murisin kullandığını ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali ve tescil istemişlerdir.
    Davacılar yanında davaya müdahil olarak katılmak istediğini bildiren ..., temlikin muvazaalı olduğunu, mirasbırakan eşine ölene kadar kendisinin baktığını ileri sürerek miras payı oranında tapu iptali ve tescil istemiştir.
    Davalı ..., muvazaa iddiasının doğru olmadığını, bakım borcunu yerine getirdiğini, mirasbırakanın başkaca malvarlığı bulunduğunu bildirmiş; davalı ... ise taşınmazı iyiniyetle ve bedelini banka aracılığıyla ödeyip satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ..."ın 209 parsel sayılı taşınmazını (15.900,00 m2, bağ ve fıstıklık) 31.1.2006 tarihli ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile davalı oğlu ...’e temlik ettiği, taşınmazın 19.12.2011 tarihinde davalı ... adına tescil edildiği, adı geçen davalının da taşınmazı 05.04.2012 tarihinde diğer davalı ...’e satış suretiyle devrettiği, 1942 doğumlu mirasbırakanın 26.11.2011 tarihinde öldüğü, geriye mirasçıları olarak ... dışındaki davanın taraflarının kaldığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği gibi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (818 s. Borçlar Kanununun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)).
    Bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
    Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
    Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
    Her ne kadar, mahkemece mirasbırakanın bakıma ihtiyacı olmadığı, davalının mirasbırakana baktığının kanıtlanamadığı gerekçe yapılarak dava kabul edilmiş ise de, akit tarihinde bakım alacaklısının bakıma muhtaç olduğu koşulunu aramak yasada olmayan bir unsur ilave etmek olduğu gibi mirasbırakan sağlığında bakılmadığı iddiasına dayalı bir dava açmadığına göre bakıldığının kabulü zorunludur.
    Ne var ki, mirasbırakanın amacı diğer mirasçılardan mal kaçırmak ise bu durumda temlikin muvazaalı olduğu kabul edilecektir.
    Somut olaya gelince, mahkemece yukarıdaki ilkeler uyarınca yeterli bir inceleme yapıldığını söyleyebilme imkanı yoktur.
    Öte yandan, velayeten adlarına dava açılan davacılardan ... .... ile...’nın yargılama sırasında 18 yaşını ikmal ettikleri, velileri ...’nın bu tarih itibariyle adları geçen davacılar adına vekil tayin etme yetkisinin sona erdiği anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, öncelikle yargılama sırasında ergin olan davacılar... ile ...’ya tebligat çıkartılması, yukarıda açıklanan ilke ve olgular uyarınca gerekli araştırma ve incelemenin eksiksiz yapılması, halen mirasbırakan adına kayıtlı taşınmazların tespiti ile mahallinde keşif yapılarak değerlerinin uzman bilirkişiler aracılığıyla belirlenmesi, mirasbırakanın akit tarihindeki mal varlığının tamamının değerinin saptanması, özellikle ölünceye kadar bakım akdiyle davalıya devredilen taşınmazın mirasbırakanın tüm mamelekine oranı ve bunun makul karşılanabilecek sınırlar içinde kalıp kalmadığının belirlenmesi, davalının dinlenmeyen tanığı ...’un dinlenmesi, mirasbırakanın temlikteki gerçek iradesinin açık ve tereddüte yer bırakmayacak şekilde saptanması ve ondan sonra hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davalıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekilleri için 2.037.00."şer-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi