Esas No: 2018/6251
Karar No: 2022/1524
Karar Tarihi: 14.03.2022
Danıştay 4. Daire 2018/6251 Esas 2022/1524 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2018/6251 E. , 2022/1524 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/6251
Karar No : 2022/1524
TEMYİZ EDEN (DAVALI) :… Bakanlığı
… Başkanlığı/ANKARA
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Birleşik Arap Emirliklerinden …'de mukim davacı şirket ile … A.Ş. arasında 01/07/2011 tarihli "2109 km Doğal Gaz Boru Hattının Akıllı Pig Yöntemi ile Fiziki Kontrolü İşi" sözleşmesi nedeniyle 2011-2014 yıllarına ilişkin hakediş ödemelerinden kesinti yoluyla tahsil edilen kurumlar vergisinin iade edilmesi istemiyle yapılan düzeltme - şikayet başvurusunun reddine dair … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile tahsil edilen tutarın kesinti tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte iadesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca davacının dar mükellef olmasına rağmen Türkiye Cumhuriyeti ile Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması hükümleriyle davacının … A.Ş. ile imzaladığı sözleşme dikkate alındığında davacı firmanın Türkiye'de her hangi bir iş yeri olmaması, hiç bir alt yüklenici veya taşeron kullanmadıkları, hiç bir iş ortaklığı içinde bulunmadıkları, sadece sözleşme imzalanma aşamasında Türkiye'den bir temsilci ile çalıştıkları, yapılan işin mühendislik işi olması nedeniyle devletler arasındaki çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması hükümleri gereği davacı firma tarafından yapılan işin "serbest meslek" olarak görülmesi ve ayrıca çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasının gelir ve kurumlar vergisini kapsadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde davalı idarece aksine adı geçen firmaya ait mükellefiyeti gerektirecek bir husus tespit edilmemiş olması karşısında, 213 sayılı Vergi Usul Kanunun'un 116 ile 125. maddeleri arasında düzenlenen "vergi hataları" hükümleri uyarınca davacının hak edişlerinden kurumlar vergisi kesintisi yapılması ile mükellefiyette hata yapıldığı anlaşıldığından davacının hakediş ödemelerinden tevkifat yoluyla tahsil edilen kurumlar vergisi kesintisinin iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Türkiye Cumhuriyeti ile Birleşik Arap Emirlikleri Arasındaki Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması hükümleri uyarınca vergilendirme yetkisinin Türkiye’ye ait olduğu, …’in davacı kurum adına … A.Ş. ile yazışmaları yürütüp iş takibi yaptığı ve sözleşmeleri imzaladığı için Anlaşmanın 5. maddesinin 4. fıkrasında düzenlenen daimi temsilci olduğu, ayrıca sözleşme süresinin 500 gün olması, faaliyetin anahtar teslim ve malzemeli olması, firma adına çalışan mühendislerin …’ın tesisinde kalmaları, sözkonusu faaliyetin geçici – kesin kabule tabi olmasının da önemli olduğu, mükellefin Türkiye’de yoklama ile tespit edilebilecek kendisine ait iş yeri olmasa da iş yapmakta olduğu Botaş tesislerinin dahi Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması uygulamasında iş yeri olarak kabul edilmesi gerektiği iddiasıyla kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 14/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Davacı firma ile … A.Ş. arasında 01/07/2011 tarihli "2109 km Doğal Gaz Boru Hattının Akıllı Pig Yöntemi ile Fiziki Kontrolü işi" sözleşmesi nedeniyle 2011-2014 yıllarına ilişkin hakediş ödemelerinden kesinti yoluyla tahsil edilen kurumlar vergisinin iade edilmesi istemiyle yapılan düzeltme ve şikayet başvurusunun reddine dair işlemin iptali ve tahsil edilen tutarın ödeme tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi istemiyle açılan davanın kabulüne ilişkin kararın temyizen bozulması istenilmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 116. maddesinde, vergi hatasının, vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olarak tanımlanmış, 117. maddesinde “Hesap hataları”, 118. maddesinde ise “Vergilendirme hataları” sayılmak suretiyle belirtilmiştir.
Aynı Kanunun 122. maddesinde, mükelleflerin, vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden yazı ile isteyebilecekleri, 124. maddesinde de, vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanların şikayet yoluyla Maliye Bakanlığına müracaat edebilecekleri hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda belirtilen kanun hükümlerine göre, dava açma süresi geçtikten sonra, ancak kanunda belirtilen durumlarla sınırlı olarak, hukuki ihtilaf içermeyen basit ve açık hataların düzeltme ve şikayet yolu ile dava konusu edilmesi mümkündür. Aksi takdirde, her türlü uyuşmazlığın düzeltme zamanaşımı içinde dava konusu edilebilmesi söz konusu olur ki, bu da dava açma sürelerine ilişkin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesinin konuluş amacına uygun düşmeyecektir.
Somut olayda, davacı şirket ile … A.Ş. arasında imzalanan sözleşme nedeniyle yapılan işe karşılık olarak verilen hakediş ödemelerinden kesilen kurumlar vergisinin iadesi isteminin, Türkiye Cumhuriyeti ile Birleşik Arap Emirlikleri Arasındaki Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması hükümleri ve konuya ilişkin hukuk kurallarının uygulanmasına ilişkin hukuki yorum gerektiren nitelikte bir uyuşmazlık olması nedeniyle yapılan vergilendirme işlemini vergi hatası kapsamında inceleyerek sonuçlandıran mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.