7. Hukuk Dairesi 2021/3485 E. , 2021/1797 K.
"İçtihat Metni"7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18/08/2014 tarihinde verilen dilekçeyle asıl davada alacak ve cezai şart, birleştirilen davada elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne dair verilen 22/05/2019 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı ve davalılar vekili tarafından talep edilmiştir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince istinaf talebinin birleştirilen dava davacıları yönünden kabulüne dair verilen kararın davacı ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin dava konusu taşınmazı davalılardan haricen satın aldığını ancak tapuda devredilmediğini, davacı tarafından açılan harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescili davasının reddedilerek kesinleştiğini, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre satış bedeli ve sözleşmede belirlenen cezai şartın davalılardan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.
Davalı-birleştirilen dava davacıları İsmail ve Muzaffer cevap dilekçesinde, davacının on yılı aşkın zamandan beri dava konusu taşınmazı ekip biçtiğini, açılan tapu iptal tescil davasının reddedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Birleştirilen davada, davacı ... ve diğerleri vekili dava dilekçesinde, müvekkillerinin murisleri öldükten sonra her ne kadar ... dava konusu taşınmaz hakkında davacı ile bir satış sözleşmesi yapmış ise de, diğer davalıların kabul etmemesi üzerine aldığı parayı icar bedeline sayarak 2009 yılına kadar kullanmasını daha sonra terk etmesini talep ettiklerini, ancak davacının kullanmaya devam ettiğini belirterek elatmanın önlenmesini ve ecrimisil talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında, davacı vekili ve davalılar-birleşen dava davacıları vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, bölge adliye mahkemesince davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine, davalılar-birleşen dava davacıları vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı vekili ve davalılar-birleşen dava davacıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Asıl dava; harici satış sözleşmesine dayalı satış bedeli ve cezai şartın tahsiline, birleşen dava ise; çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talebine ilişkindir.
1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacı vekilinin tüm, davalılar-birleşen dava davacıları vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Somut olayda, taraflar arasında tarihsiz akdedilen satış sözleşmesi incelendiğinde; 76 ada 569 parselin, Ömer oğlu Laver Uzun mirasçıları tarafından 3.000.000 TL bedel üzerinden anlaşıldığı, 3.742 dolar verildiği, kalan bedel 1.000.000 TL’nin tapu tesliminde ödeneceği, ...’un parayı aldığı, tapu veremediğinde 5.000 dolar ceza olarak ödeyeceğinin belirtildiği, tutanağın üst kısmında .... oğlu ..mirasçıları olarak ..., ..., ..., ..., ... ve ... adına yer verildiği, ... dışındaki mirasçıların adlarının yanında imzaların mevcut olduğu, yargılama sırasında alınan davalı ...’un beyanında, 2.500.000 TL para aldığını, 500.000 TL’yi sonra alacağını, kardeşleri adına imzayı kendisinin attığını belirttiği görülmektedir.
Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan, Yeşilhisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/01/2013 tarihli, 2011/109 Esas, 2013/9 Karar sayılı ilamı ile, resmi şekilde yapılmayan satışın geçersiz olduğu, ancak tarafların verdiklerini geri isteyebilecekleri gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar Yargıtay 8. Hukuk Dairesince onanarak 27/02/2014 tarihinde kesinleşmiştir. Tapu iptal tescil davasının yargılaması sırasında, davalı ... sözleşmeyi kendisinin imzaladığını, sözleşmede belirlenen parayı aldığını, davalı ..., Ahmet ve Adem ise, sözleşmeyi İsmail’in imzaladığını sözleşmedeki bedelinin kendi payına düşen kısmını aldıklarını ancak daha sonra kardeşler arasında ihtilaf çıkınca icar parasına saydıklarını ayrı ayrı beyan etmiş, davalı ... ve davalı ..., ....,... ve ...’in murisi ... ise, davalı ...’in kendilerinden habersiz satış yaptığını, rızalarının olmadığını, herhangi bir satış bedeli almadıklarını beyan etmiştir.
Eldeki davada, davacı tanıkları ve aynı zamanda sözleşme tanıkları da, sözleşmeyi sadece tanık olarak imzaladıklarını, satış bedelinin alınıp alınmadığına dair bilgileri olmadığını beyan etmiştir.
Eldeki dava ve daha önce taraflar arasında görülen Yeşilhisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/109 Esas sayılı dosyanın yargılama aşamalarındaki davalı beyanları, bir kısım davalıların murisi olan Abdullah’ın sözleşmede imzasının bulunmaması ve sözleşme nedeniyle ödenen bedelden pay almadığını belirtmesi, yine davalı ...’in de diğer davalı tarafından yapılan satışa muvafakat etmeyip satış bedelinden pay almadığını beyan etmesi birlikte değerlendirildiğinde, davalılardan ... mirasçıları...,...,...,.,...,...,..,..,..,..,..ve davalı ...’in aleyhine hüküm kurulması ve tazminat ile sorumlu tutulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile 6100 sayılı HMK"nın 373/2. maddesi uyarınca Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, 1. bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının REDDİNE, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın temyiz edene iadesine, 12.10.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.