Esas No: 2021/11229
Karar No: 2022/2202
Karar Tarihi: 21.02.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/11229 Esas 2022/2202 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/11229 E. , 2022/2202 K."İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
No : 2020/2739-2021/617
İlk Derece
Mahkemesi : Hatay İş Mahkemesi (Müstemir Yetkili)
No : 2014/125-2020/50
Dava, davacının tarım Bağ-Kur sigortalılığının iptali ve yaşlılık aylığının kesilmesine dair Kurum işleminin iptali, davacının ziraat odası kaydının geçerli olduğunun tespiti istemlerine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi davalı Kurum vekili tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, davacının ziraat odası kaydının geçersiz olduğu gerekçesiyle tarım Bağ-Kur sigortalılığının ve yaşlılık aylığının iptal etmesine dair davalı kurumun 28.10.2013 tarih ve 3946246 sayılı işleminin iptaline ve usulsüz olduğu iddia edilen Reyhanlı Ziraat Odası üyelik kaydının geçerli olduğuna karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı vekili, Kurum müfettişleri tarafından yapılan incelemede Reyhanlı Ziraat Odası üye kayıtlarının usulsüz olarak düzenlendiğinin tespit edildiğini, bunun üzerine davacının sigortalılığının iptal edildiğini, kurum işlemlerinde hata bulunmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesince, “oda kaydının aslının incelenmesinde ... isminin üstünün kalemle çizilerek ve davacının isminin yazılarak tahrifat yapıldığının açıkça görüldüğü, o halde bu tahrifat nedeniyle davacıya ait ziraat odası kaydına itibar edilemeyeceği, dolayısıyla oda kaydının usulsüz olduğuna dair kurum işleminin yerinde olduğu, tarım Bağ-Kur sigortalılığı ile ilgili kayıtları bildirmek üzere davacı vekiline süre verilip bu kayıtların toplandığı ve gelen kayıtların incelenmesinde dava konusu dönemde sonradan düzenlenmesi mümkün olmayan bir belge niteliğinde davacının sigortalılık iradesini ortaya koyacak herhangi bir başvurusu, prim ödemesi, ürün satışı veya bu satışlardan yapılan prim tevkifatının olmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, “davacının, 15.10.1994 tarihlerinde sattığı ürünlerin bedellerinden yapılan prim tevkifatları ve prim ödemeleri olduğu gibi yapılan araştırmalar neticesinde tarımsal faaliyetine devam ettiği anlaşılmakla, 5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesinin (4) numaralı alt bendi uyarınca sigortalı kabul edilmesinde yasal zorunluluk olduğu” gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile, davacının aylık bağlama kararında belirtilen 01.11.1994-31.10.2009 tarihleri arasında tarım Bağkur'lu olduğunun tespiti ile kurumun aylığın iptaline ilişkin işleminin iptaline karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili, davacının oda kaydının usulsüz olduğu, sigortalılık iradesini ortaya koyacak herhangi bir başvurusu, prim ödemesi, ürün satışı veya bu satışlardan prim tevkifatı olmadığı, Kurum işleminin yerinde olduğundan bahisle kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dosya kapsamından, davacının 18.08.2008 tarihli Bağ-Kur giriş bildirgesi ile tarım Bağ-Kur tescilinin yapıldığı, 1994, 2008, 2009, 2015 tarihinde teslim ettiği üründen Bağ-Kur primi kesildiği, ziraat odası kaydının 01.01.1992 tarihinden devam ettiği, Bağ-Kur prim borcunu 27.10.2009 tarihinde ödemesi sonrasında, 01.11.1994-31.10.2009 sigortalılık süresi ile 30.10.2009 tarihli tahsis talebine istinaden 01.11.2009’dan itibaren aylık bağlandığı, Kurum tarafından davacının ziraat odası kayıtlarının usulsüz olduğu tespit edildiğinden bu kayıtlar esas alınarak sağlanan hizmet sürelerinin iptal edilmesi sonucu davacı yaşlılık aylığı bağlama şartlarını yitirdiğinden aylığın başlangıç tarihi itibariyle iptal edildiği, davacının Kurum tarafından kabul edilen tarım Bağ-Kur sigortalılığının 01.11.1994-31.12.1994 ve 18.08.2008 devam eder şekilde olduğu anlaşılmaktadır.
09.04.2013 tarihli müfettiş raporunda, Reyhanlı Ziraat Odasından temin edilen noter onaysız üye kayıt defterinin incelenmesi neticesinde, sigortalılık belgelerinde ve Bağ-Kur giriş bildirgesinde yer alan sigortalıların oda kayıt ve oda sicil numaralarının gerçekle ilişkisinin bulunmadığı, Reyhanlı Ziraat Odası tarafından bildirilen üyelik bilgilerinde bir başka kişinin kayıtlı olduğu, odanın üye kayıt defterinde yer alan isimlerin üzeri tahrifat yapılması veya geriye dönük yeni bir kayıt yapılması şeklinde işlemlerle sigortalılık belgelerinin veya Bağ-Kur giriş bildirgesinin onaylandığının tespit edildiği belirtilerek davacının oda kaydının sahte olmasından dolayı geçersiz sayıldığı, ziraat odası üye kayıt defterinde başka bir üyeye ait sayfada... adı çizilerek davacının adının yazıldığının açıkça görülebildiği, aralarında davacının da şüpheli olarak yer aldığı ceza soruşturmasında eylemin dolandırıcılık suçunu oluşturmayacağından bahisle takipsizlik kararı verildiği, Mahkemece Sosyal Güvenlik Kurumuna müzekkere yazılarak davacının 6552 sayılı Yasadan yararlandırılmasının mümkün olup olmadığının sorulduğu, gelen cevapta, Kurum tarafından tescil veya resen tescil işlemi yapılanlardan üye kayıtları usulüne uygun olmadığı gerekçesi ile sigortalılıkları iptal edilenlerin prim borçlarını 31.12.2013 tarihine kadar ödemiş olmaları durumunda sigortalılık sürelerinin 6552 sayılı Kanunun 58. maddesiyle eklenen 54. maddeye istinaden geçerli sayılacağı,ancak sigortalının tescili tevkifat kesintisine istinaden geriye dönük yapıldığından 6552 sayılı Yasanın 58. maddesi kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığının bildirildiği, Mahkemece tarımsal faaliyetinin devam edip etmediği konusunda araştırma yapıldığı anlaşılmaktadır.
11.09.2014 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun 58. maddesi ile 5510 sayılı Kanuna eklenen geçici 54. maddesi "Mülga 4355 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları, Esnaf Odaları ve Ticaret Borsaları Kanunu, mülga 5373 sayılı Esnaf Dernekleri ve Esnaf Dernekleri Birlikleri Kanunu ve mülga 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Kanununa göre; esnaf ve sanatkâr siciline veya odasına ya da her ikisine birden kayıtları bulunmakla birlikte üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine, Kuruma kayıt ve tescili yapılmakla birlikte, 4'üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılık süreleri geçersiz sayılarak iptal edilen sigortalılardan 22.3.1985 tarihinden sonraki sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31.12.2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılır.
4'üncü ve 7'nci maddeler ile 2926 sayılı Kanunun 2'nci, 5'inci ve 9'uncu maddelerine göre kayıt ve tescili yapılanların, sigortalılık tescil ve sürelerine esas tarımsal faaliyetleri ile ilgili kurum ve kuruluş üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine sigortalılıkları geçersiz sayılarak iptal edilenlerin, tescillerinin yapıldığı tarihten 31.12.2010 tarihine kadar geçen sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31.12.2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla, 4'üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılır. Ancak, tevkifat kesintisine binaen geriye dönük yapılan tescillerden, tevkifatın yapıldığı tarihte ziraat odası kaydı bulunmayan, daha sonra geriye dönük tesis edilen kayıtlar geçerli kabul edilmez. " hükmüne amir olup, anılan yasal düzenlemeyle getirilen lehe uygulamanın, sahte sigortalılıkta uygulanması mümkün değil ise de; Mahkemece öncelikle sigortalını nanılan yasal düzenlemeden yararlandırılıp yararlandırılmayacağı, yararlandırma hususunun kurumun kabulünde olup olmadığı konusunda bu hususta çıkarılan 2014/32 sayılı genelge çerçevesinde davacıya verilecek mehille Kuruma başvuru sağlanmalı ve varılacak sonuca göre değerlendirme yapılmalıdır.
Sonucun olumsuz olması durumunda, tarım Bağ-Kur sigortalılığının yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Kanunda, bildirimsiz kalan sigortalılar için 506 sayılı Kanunun 79 ve 5510 sayılı Kanunun 86. maddesinde öngörülen "hizmet tespiti" davasına koşut bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Anılan düzenlemede, kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takiben başlayacağının hükme bağlanmış olması karşısında, kayıt ve tescil, yada tescil yerine geçen iradi prim ödemesi veya prim tevkifatı öncesine isabet eden tarımsal faaliyet ve buna dayalı "tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti" söz konusu olamayacağından, davacının da 15.10.1994, 2008, 2009 tarihli tevkifatları dışında dosyada başka prim kesintisi,ürün teslimi bulunmadığından talep edilen dönemde tarım bağkur sigortalısı sayılması mümkün değildir.
Bu durumda, Mahkemece, davalı Kurumdan, davacı tarafından tarım Bağ-Kur sigortalılığı kapsamında yapılan toplu prim ödemesinin (Kurumun kabulünde olan 18.08.2008 den devam eden süre dışlandıktan sonra) ilgili yılın cari primine göre hesaplanmak suretiyle, ne kadarlık isteğe bağlı sigortalılık süresine denk geldiği sorularak, davacının zorunlu sigortalılık kapsamında yaptığı prim ödemesinin karşıladığı sürede isteğe bağlı sigortalı olduğu kabul edilip, sonucuna göre yaşlılık aylığı koşulları irdelenerek aylığın kesilmesine dair Kurum işleminin yerinde olup olmadığı değerlendirilmelidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 21/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.