16. Hukuk Dairesi 2016/11980 E. , 2019/7432 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında, ... Köyü çalışma alanında ve davacı ... ve ... adına tapuda kayıtlı bulunan eski 120 parsel sayılı 16.600,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 230 ada 4 parsel numarasıyla ve 16.512,79 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edildikten sonra, davacı ...’in itirazı kadastro komisyonunca kabul edilerek 16.594,63 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacılar ... ve ..., uygulama kadastrosu sırasında sınırın yanlış gösterildiğini ve taşınmazın yüzölçümünün eksildiğini ileri sürerek dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar, dava konusu taşınmazdaki yüzölçümü eksikliğinin hangi taşınmazdan kaynaklandığını belirtmeksizin, taşınmazın yüzölçümünün düzeltilmesi istemiyle Kadastro Müdürlüğüne karşı eldeki davayı açmışlardır. Mahkemece, taşınmaza ait tutanak aslı dosya içerisine alınmaksızın, dava konusu taşınmaz başında keşif yapılıp, diğer deliller toplanmadan, açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğinde olup, bu tür davalarda husumetin, yapılan tespit sonucunda, itiraz edenin taşınmazı aleyhine yüzölçümü artan ya da lehine ortak sınır değiştirilen taşınmaz maliklerine yöneltilmesi gerekir. Ancak, uygulama kadastrosu sonucunda lehine sınır değişikliği yapılan veya yüzölçümü artan taşınmaz veya taşınmazların bulunmaması halinde Kadastro Müdürlüğüne husumet yöneltilerek de dava açılabilir. Davanın kime yöneltilmesi gerektiğinin açıklığa kavuşturulabilmesi için, öncelikle mahallinde keşif ve uygulama yapılarak davacıya ait taşınmazın yüzölçümünde oluşan azalmaların hangi nedenden kaynaklandığının uzman fen bilirkişi raporuyla yöntemince saptanması ve ulaşılacak sonuca göre; davacılara ait taşınmazın yüzölçümünde oluşan eksilmenin hesaplama yönteminden kaynaklandığının anlaşılması halinde, Hazineye husumet yöneltilerek davanın açılması yeterli görülmeli, davacıya ait taşınmazın yüzölçümünde oluşan eksilmenin, komşu taşınmazlardan kaynaklandığının belirlenmesi halinde ise, komşu parsel maliklerinin davaya dahil edilmesi için davacıya imkan ve süre verilmeli, bu şekilde davacı tarafça Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 124. maddesi uyarınca yöntemince taraf teşkilinin sağlanması halinde, davanın esası hakkında karar verilmesi gerektiği düşünülmelidir. Mahkemece, açıklanan bu hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.