23. Hukuk Dairesi 2016/1216 E. , 2018/5584 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl davada davacı vekili, taraflar arasında 30.06.2007 tarihinde Sistem Kullanım Anlaşması imzalandığını, bunun yanında 23.06.2008 tarihli Bağlantı Anlaşmasının da bulunduğunu, davalı şirket tarafından müvekkiline sistem kullanım cezası açıklaması ile ceza faturaları gönderildiğini, davalıya ihtarname ile fatura bedellerinin kabul edilmediği bildirilerek fatura asıllarının iade edildiğini, ceza faturalarının zamanaşımına uğradığını, asıl davada Ocak 2010 dönemine ilişkin 29.609,16 TL ceza faturasının, birleşen 2013/455 E. sayılı davada Ağustos 2010 dönemine ilişkin 1.113,03 TL ceza faturasının, birleşen 2013/443 E. sayılı davada Temmuz 2011 dönemine ilişkin 3.579,53 TL ceza faturasının, birleşen 2013/451 E. sayılı davada Kasım 2012 dönemine ilişkin 24.416,79 TL ceza faturasının, birleşen 2013/765 E. sayılı davada Eylül 2013 dönemine ilişkin 1.284,38 TL ceza faturasının, birleşen 2013/457 E. sayılı davada Ocak 2012 dönemine ilişkin 29.769,85 TL ceza faturasının, birleşen 2013/445 E. sayılı davada Ekim 2010 dönemine ilişkin 3.339,09 TL ceza faturasının, birleşen 2013/449 E. sayılı davada Ağustos 2010 dönemine ilişkin 1.113,03 TL ceza faturasının, birleşen 2013/447 E. sayılı davada Mart 2012 dönemine ilişkin 22.980,51 TL ceza faturasının, birleşen 2013/437 E. sayılı davada Mart 2010 dönemine ilişkin 20.531,47 TL ceza faturasının, birleşen 2013/441 E. sayılı davada Ekim 2011 dönemine ilişkin 29.829,46 TL ceza faturasının, birleşen 2013/439 E. sayılı davada Mart 2010 dönemine ilişkin 4.403,00 TL ceza faturasının, birleşen 2013/453 E. sayılı davada Aralık 2012 dönemine ilişkin 30.161,91 TL ceza faturasının, birleşen 2013/459 E. sayılı davada Ekim 2012 dönemine ilişkin 17.235,38 TL ceza faturasının hukuka aykırı olarak düzenlendiğini, bunun yanında ceza miktarının da fahiş olduğunu ileri sürerek davaya konu fatura bedellerinden dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini, borçlu olduğu kanaatine varılır ise fahiş ceza faturasının tenkisini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili, faturaların hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki uyuşmazlık, sözleşmeden kaynaklanmış olması nedeniyle BK’nın 146. maddesinde düzenlenen zamanaşımı süresinin dava tarihi itibari ile gerçekleşmediği, dava konusu faturalardan 2013/441, 443, 445, 447, 449, 455, 457 esas sayılı davalara konu olanların 07.06.2012 tarihinden önceki ceza dönemlerine ait olduğu; 2013/451, 453, 459, 765 esas sayılı olanların ise 07.06.2012 tarihinde akdedilen revize sistem kullanım anlaşmasından sonraya ait ceza dönemlerini kapsadığını, revize anlaşma tarihinden önceki ceza dönemleri yönünden taraflar arasındaki sözleşme kapsamında, davacı şirketin öncelikle ihlal nedeniyle uyarılması hususundaki şart gerçekleşmemiş olup, fatura bedelinden davacı şirketin borcunun bulunmadığına karar verilmesi gerektiği, buna karşılık revize anlaşma ile cezai şartları düzenleyen 9. madde ihlalleri için uyarı şartı kaldırılmış ise de, söz konusu ceza ihlâli yine taraflar arasında akdedilen 23.06.2008 tarihli bağlantı anlaşması cezai şartlar başlıklı 16. maddesinde de anlaşma hükümlerinin ihlalinin ..."ın uyarısına rağmen sona erdirilememesi halinde uygulanacağının düzenlendiği, bu anlamda birbiri ile çelişik iki hüküm bulunduğu, cezai şarta ilişkin her iki sözleşmenin çelişik hükümlerinin yorumlanmasında ise davalının hizmet sağlayıcı yönünden tek sağlayıcı konumunda olması bu nedenle sözleşme içeriğini tek taraflı belirleme gücünün elinde olması, davacı şirketin iş alanı nedeniyle ihlali, uyarı olmaksızın gidermesindeki güçlük birlikte değerlendirildiğinde 07.06.2012 tarihinde revize edilen sistem kullanım anlamasının cezai şarta ilişkin hükmü TBK"nın 20/1. maddesine göre genel işlem koşulu niteliğinde kabul edilerek, 25. madde gereğince yapılan içerik denetimi gereğince cezai şartın ancak davacı tarafından yapılan ihlalin uyarıya rağmen giderilememesi halinde uygulanabileceği şeklinde kabul edilmesinin bağlantı sözleşmesine de uygun olacağı gerekçesiyle, asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davada davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre asıl ve birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 03.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.