Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/3325
Karar No: 2018/8572
Karar Tarihi: 22.11.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/3325 Esas 2018/8572 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2017/3325 E.  ,  2018/8572 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 4. İş Mahkemesi


    TÜRK MİLLETİ ADINA
    KARAR
    A) Davacının İstemi :
    Davacı, sigortalılık tescil tarihinin vergi kaydı başlangıç tarihi olan 01/01/1985 tarihinden itibaren tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    B) Davalının Cevabı :
    Davalı Kurum vekili, Kurum tarafından yapılan işlemlerin yasal mevzuata uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    C) İlk Derece Mahkemesinin Kararı ve Gerekçesi :
    Mahkemece, “Davacının 09.12.1988-31.10.1989;10.11.1989-31.12.1993; 03.10.1984-31.12.1985 dönemlerinde vergi kaydının bulunduğu ve Bağ-Kur’a tescil kaydının 27.08.2001 tarihli 8792 sayılı Bağ-Kur İşe Giriş Bildirgesine istinaden 04.10.2000 tarihi itibariyle gerçekleştirildiği, davacının kuruma tescil talebinde bulunduğu 27/08/2001 tarihinde Geçici 18. madde hükmünün Kanunun yayım tarihi olan 02.08.2003 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiş bulunmasına göre davacının talepte bulunduğu tarih itibari ile ve 01.01.1985 tarihi itibariyle vergi kaydının mevcut olduğu da görüldüğünden 1479 s. Kanunun 22.03.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 s. Kanunun 6. maddesiyle değişik 24. maddesinin birinci fıkrasının 1 numaralı bendinin uygulanması gerektiği, anlaşılmış olup, 01.01.1985 tarihi itibariyle 1479 sayılı yasa kapsamında sigortalı sayılması gerektiği, bu itibarla sübut bulan davanın kabulüne dair karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle “Davanın kabulü ile... T.C kimlik numaralı davacı ..."un 01/01/1985 tarih itibari ile Bağ-kur sigortalısı sayılmasına ve bu tarihte Bağ-Kur sigortalılığının başladığının tespitine” karar verilmiştir.
    D) İstinaf Başvurusu :
    Davalı Kurum vekili, davacının vergi kayıtlarını zamanında Kuruma bildirmediğini, usulüne uygun Bağ-Kur giriş bildirgesi verilmediğinden eksik ve hatalı bilirkişi raporu esas alınarak verilen kararın doğru olmadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
    E) Bölge Adliye Mahkemesinin Kararı ve Gerekçesi :
    Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, “1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesinde 3165 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik sonrasında 22.03.1985-04.10.2000 tarihleri arasında yasayla ve yasaların verdiği yetkiye dayanılarak kurulu sosyal sosyal güvenlik kurumları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet sözleşmesi ile bağlı olmadan kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek ve götürü usulde gelir vergisi yükümlüsü olanların zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılacağı düzenlenmiştir.
    04.10.2000 tarihinde yürürlüğe giren 619 sayılı Yasa Gücünde Kararname"nin geçici 1. maddesinde, sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 04.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve yükümlülüklerinin 04.10.2000 tarihinden itibaren başlayacağı, 20.04.1982 tarihinden 04.10.2000 tarihine kadar vergi dairelerine kayıtlı olarak kendi adına ve hesabına bağımsız çalıştıklarını belgelemeleri halinde, vergiye kayıtlı oldukları sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği düzenlenmiş, ancak bu Kararnamenin tüm hükümleri, Anayasa Mahkemesinin 08.08.2001 tarihinde yürürlüğe giren 26.10.2000 tarihli kararı ile iptal edilmiştir.
    619 sayılı Yasa Gücünde Kararname’ye koşut olarak yapılan düzenleme 4956 sayılı Yasa ile eklenen ek geçici 18. madde ile getirilmiş, 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren bu düzenlemeye göre, 02.08.2003 tarihinden itibaren 6 ay içinde Kuruma yazılı olarak başvurup 20.04.1982-04.10.2000 tarihleri arasındaki vergi kayıtlarını belgeleyen ve bu sürelere ilişkin prim borçlarının tamamını, tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde ödeyen sigortalıların belgeledikleri sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği, 04.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olanların sigortalı olma niteliğini taşımaları halinde sigortalılık başlangıç tarihleri ile hak ve yükümlülüklerinin 04.10.2000 tarihinde başlayacağı hüküm altına alınmıştır.
    Dosya içeriği ve irdelenen yasal düzenlemeler dikkate alındığında; davacının, ... Vergi Dairesinde 03.10.1984-31.12.1985 tarihleri arasında konfeksiyon imalatı nedeniyle, ... Vergi Dairesinde 09.12.1988-31.10.1989 tarihleri arasında ... konfensiyon faaliyeti nedeniyle, ... Vergi Dairesinde 10.10.1989-31.12.1993 tarihleri arasında dikiş makineleri ve yedek parça alım satım faaliyetinden dolayı vergi kayıtlarının bulunduğu, 5510 sayılı Yasa"nın 4/1-b maddesi kapsamındaki sigortalılığının 27.08.2001 tarihli 8792 sayılı Bağ-Kur işe giriş bildirgesine dayanılarak 04.10.2000 tarihi itibari ile başlatıldığı görülmüş; 619 sayılı Yasa Gücünde Kararnamenin 08.02.2001 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından iptalinden sonra aynı hükmün 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile yeniden düzenlendiği, iki tarih arasında bulunan yasal boşluk nedeniyle, bu tarihler arasında Kuruma başvuranlar için geriye yönelik tespit yapılmasının Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve 10. Hukuk Dairesinin içtihatları gereğince mümkün olduğu, davacının Kuruma başvuru tarihinin bu yasal boşluk döneminde, 27.08.2001 tarihinde olduğu, bu nedenle davacının talebi gereğince 01.01.1985 tarihinden itibaren vergi kaydına dayanılarak sigortalılık işlemlerinin yapılması gerektiği anlaşılmış; ilk derece mahkemesinin kararının yasaya ve hukuka uygun olduğu, davalının istinaf başvurusunun yersiz olduğu kanısına varılarak aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.” gerekçesiyle “Davalının istinaf isteminin esastan reddine” karar verilmiştir.
    F) Temyiz :
    Davalı Kurum vekili, davacının vergi kayıtlarını zamanında Kuruma bildirmediğini, eksik ve hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesinin doğru olmadığını, Kurum tarafından yapılan işlemlerin yasal mevzuata uygun olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
    G) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
    1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasanın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasanın 24. maddesi değiştirilecek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
    1479 sayılı Yasa"ya 4956 sayılı Yasa ile eklenen Geçici 18. maddesinde; bu Kanuna göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 04.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetlerinin 04.10.2000 tarihinden itibaren başlayacağı, ancak bu Kanuna göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olanların sigortalılıklarının, bu kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde kuruma yazılı olarak başvurmaları ve 20.4.1982-4.10.2000 tarihleri arasındaki vergi kayıtlarını belgelemek ve belgelenen bu sürelere ilişkin olarak prim borçlarının tamamını tebliğ tarihinden itibaren 1 yıl içinde ödemek kaydıyla bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği bildirilmiştir.
    4956 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 02/08/2003 tarihine kadar tescilleri, prim ödemeleri veya tescil başvuruları yoksa aynı tarihten sonra sadece aynı yasa ile 1479 sayılı Yasaya eklenen geçici 18. maddeye göre vergide kayıtlı olan süreleri için borçlanma haklarını kullanarak sigortalılık süresi elde edebilirler. Geçmişe yönelik hizmetlerini tespit ettiremezler. 02/08/2003 tarihinden önceki tarihte Kuruma tescil edilmiş, giriş bildirgesi vermiş veya bir şekilde kendi adına tescil isteği yerine geçecek şekilde prim ödemiş olan ve 1479 sayılı Yasa kapsamında kendi adına veya hesabına bağımsız çalışanlar, 20/04/1982 tarihinden itibaren vergi kaydına dayalı olarak, 22/03/1985 tarihinden itibaren de esnaf sicili veya meslek kuruluşu kayıtlarına dayalı olarak sigortalılıklarının tespitini isteyebilirler.
    Ayrıca, 11/09/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı Yasanın 64. maddesi ile 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7. Maddesine eklenen 3. fıkra ile, “31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talepleri hariç olmak üzere, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat edilmesi zorunludur. Diğer kanunlarda öngörülen süreler saklı kalmak kaydıyla yapılan müracaata altmış gün içinde Kurumca cevap verilmezse talep reddedilmiş sayılır. Kuruma karşı dava açılabilmesi için taleplerin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması şarttır. Kuruma başvuruda geçirilecek süre zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz.” hükmü getirilmiştir.
    Hukuk yargılamasında, mevzuatın yürürlüğe girdiği tarihten önceki olayların hukuki sonuçlarına, bu olaylar hangi mevzuat yürürlükte iken gerçekleşmişse kural olarak o mevzuat hükümleri uygulanır. Mevzuatın yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılmış olan işlemlerin hukuken bağlayıcı olup olmadıkları ve sonuçları, bu tarihten sonra dahi, yapıldıkları sırada yürürlükte bulunan mevzuata göre belirlenir.
    Somut olayda, dava 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7/3. maddesinin yürürlük tarihinden sonra açılmış olup davacının davalı Kuruma başvurusunun bulunup bulunmadığı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Söz konusu hüküm gereğince Kuruma başvuru yapılması dava şartı olup davacının Kuruma başvuru yapıp yapmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca, eldeki dava ile amaçlanan davacının Bağ-Kur kapsamında sigortalı olduğu sürelerin belirlenmesi olduğundan davacının buna yönelik olarak talebi açıklattırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken vergi kaydına göre sigortalılık başlangıç tarihinin tespitine karar verilmesi hatalı olmuştur.
    Yapılacak iş, davacının dava açmadan önce Kuruma başvurusunun bulunup bulunmadığını araştırmak, Kuruma başvuru yapmadığının anlaşılması halinde dava şartı yokluğundan usulden davanın reddine karar vermek, Kuruma başvuru yaptığının anlaşılması halinde ise davacının talebini açıklattırıp faaliyetini gösteren kayıtlarına göre yukarıda açıklanan yasal mevzuat kapsamında sigortalı olduğu süreleri belirlemekten ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlarının kabul edilmesi ve temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı ORTADAN KALDIRILMASI, İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA karar vermek gerekmiştir.
    H) Sonuç :
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi