20. Hukuk Dairesi 2017/10867 E. , 2018/2402 K.
"İçtihat Metni"......
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Maçka ilçesi Yazlık köyünde yapılan kadastro sırasında 134 ada 25 parsel 1669 m2 yüzölçümü ile ... adına, 134 ada 29 parsel 1667 m2 yüzölçümü ile ... ..... adına, 134 ada 30 parsel 1679 m2 yüzölçümü ile ... adına,134 ada 31 parsel 1663 m2 yüzölçümü ile ... adına, 134 ada 32 parsel ise 1070 m2 yüzölçümü ile İsmet Dizdaroğlu adına 25.08.1983 tarih 37 numaralı tapu kaydı ve tedavülleri uygulanarak çayır vasfı ile tespit edilmiş, 14.07.2006-14.08.2006 tarihleri arasında askı ilanına çıkarılmıştır.
Davacı Hazine temsilcisi 14.08.2006 tarihli dava dilekçesi ile; yukarıda ada ve parsel numaraları yazılı taşınmazların kadastro çalışmalarından önce ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1986/78 Esas sayılı dosyasında davalı olduklarını, bu dava neticesinde 24.12.1996 tarihinde karar verildiğini 11.01.1997 tarihinde temyiz edildiğini, ancak tarafların adresleri tespit edilemediğinden dosyanın sürüncemede kaldığını kadastro sırasında da kararın kesinleşmediğini, taşınmazların Temmuz 1937 tarih 41 numaralı tapu kaydının sınırları içerisinde kaldığı belirterek davalılar adına yapılan tespitin iptalini istemiş, davacı vekili tarafından dava dilekçesi açıklanmış ve taşınmazlar kadastrodan önce davalı oldukları için davalılar adına yapılan tespitin yok hükmünde olup tespitte dayanak alınan tapu kayıtlarının dava konusu taşınmazı kapsamadığını, davalılar adına yapılan tespitin iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istediklerini belirtmiştir.
Mahkemenin 2006/163 Esas sayılı dosyasından tefrik edilerek temyize konu dosya ile birleştirilen 2014/11 Esas sayılı dosyada davacı ..., .... mahallesi 134 ada 29 ve 31 parsel sayılı taşınmazların müvekkilinin annesi.... .... kalan yerler olduğunu ve müvekkilinin de bu taşınmazlarda hak sahibi olduğundan bahisle yapılan kadastro tespitlerinin iptali ile müvekkilinin hissesi oranında tapuya kayıt ve tescilini talep etmiştir.
Mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen 2014/11 Esas sayılı davanın feragat nedeniyle reddine,
.....134 ada 25, 134 ada 29, 134 ada 30, 134 ada 31 ve 134 ada 32 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitinin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, 134 ada 32 sayılı parselin tespit malikinin mirasçılarından ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın olduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılarak kesinleşmiştir.
-2- 2017/10867-2018/2402
Mahkemece; Hazinenin dava dilekçesinde belirttiği ....... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1986/78 Esas sayılı dosyasında dava konusu olan ve hükmün 2. bendinde belirtilen Temmuz 1937 tarih 73 cilt 80 sayfa 41 sıra nosunda kayıtlı olarak bahsedilen taşınmaz ile eldeki dosyada çekişmeli olan taşınmazların aynı taşınmazlar olduğu, bu tapu kaydının miktarının artırılmasına ilişkin davanın reddedildiği ancak kararın henüz kesinleşmediği, taşınmazların etrafının ormanla çevrili olduğu, tespite esas alınan tapu kayıtlarının 4785 sayılı Kanun uyarınca hukukî değerini yitirdiği belirtilerek taşınmazların orman vasfı ile tesciline karar verilmiş ise de; eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulmuştur. Şöyle ki; .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1986/78 Esas sayılı dosyasında davalı olan tapu kayıtları ile eldeki davada tespite esas alınan tapu kayıtları ilk tesisinden itibaren getirtilmemiş, dava konusu yerlerin aynı yerler olup olmadığı keşifte tapular uygulanmak . ile belirlenmemiş, tespite esas alınan tapuların dava konusu taşınmazlar dışında başka taşınmazlara revizyon görüp görmedikleri araştırılmamıştır. Dava konusu taşınmazlar asliye hukuk mahkemesinde dava konusu olan tapu kayıtları kapsamındaki taşınmazlar ile aynı yerler ise o dosyada verilen görevsizliğe ilişkin 11/10/2006 tarihli ek kararın kesinleşmesi beklenerek o davanın ve 134 ada 32 parsel sayılı taşınmazın davalı olduğu mahkemenin 2006/160 Esas sayılı dosyasının birleştirilip birleştirilmeyeceği de tartışılmamıştır. Bundan başka, dava konusu taşınmazların sınırında bulunan 134 ada 24 parsel tapu kaydına dayalı olarak gerçek kişiler adına tespit ve tescil edildiği ve dava konusu taşınmazların etrafında bulunan orman parselleri ile arasında “yol” ayırıcı unsur olarak bulunduğu halde, taşınmazların orman içi açıklık olamayacağı, tapu kaydı kapsamında kalan ve orman sayılmayan taşınmazların tapu sahipleri adına tesciline karar verilmesi gerektiği düşünülmemiştir.
O halde mahkemece, davacı Hazinenin dayandığı Temmuz 1937 tarih 41 numaralı tapu ile kadastro tespitine esas alınan tapu kayıtları ile .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1986/78 Esas sayılı dosyasında dava konusu olan tapu kayıtları (ilk tesisinden itibaren tüm tedavüllerini sıralı biçimde gösterir bilgisayar çıktısı şeklinde), bu tapu kayıtları kadastro sırasında revizyon görmüşse revizyon parsellerine ait kadastro tutanakları, tapu kayıtları ve davalı ise dava dosyaları, .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1986/78 Esas sayılı dosyası dosya içerisine alınmalı, fen ve mahalli bilirkişiler eşliğinde yapılacak keşifte tapu kayıtları ilk oluşumundan itibaren tedavülleriyle birlikte okunup sınırları yerel bilirkişilere zeminde tek tek göstertilmeli, bilirkişilerin gösteremediği sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, kadastro tespitine esas alınan tapu kaydının gayri sabit hudutlu olduğu gözönünde bulundurularak, sabit sınırı esas alınmak sureti ile tapu kaydının kapsamı belirlenmeli, fen bilirkişisinden yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği sınırları haritasında işaret etmesi istenilmeli, dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan davaya konu edilen taşınmazların niteliği, intikali ve tasarrufu hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, aynı taşınmazlara ilişkin mahkemenin başka dosyalarındaki davaların birleştirilmesi ve asliye hukuk mahkemesinin 1986/78 Esas sayılı dosyasındaki dava konusu yerler ile temyize konu dosyadaki taşınmazların aynı yerler olduğu belirlendiği takdirde davalılar adına yapılan kadastro tespitinin hukukî değerinin olmadığı, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 30/2. maddesi gereğince mahkemenin re"sen gerçek hak sahibini belirleme yükümlülüğünün bulunduğu, temyize konu dosyadaki taşınmazlar ile asliye hukuk mahkemesinin 1986/78 Esas sayılı dosyasında dava konusu olan taşınmazların aynı yerler olmadığı belirlendiği takdirde ise temyiz konusu olan 134 ada 32 parsel sayılı taşınmaz yönünden yargılamaya devam edilerek oluşacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ..."nun temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 29/03/2018 günü oy birliği ile karar verildi.