Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/11078
Karar No: 2022/2344
Karar Tarihi: 22.02.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/11078 Esas 2022/2344 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2021/11078 E.  ,  2022/2344 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi



    Dava, 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık süresinin ve yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, uyulan bozma ilâmı sonrasında davanın kısmen kabulüne, Davacıya SGK’nın ödemeyi kabul etmediği ilk tarih olan 07.08.2020 tarihini takip eden 01.09.2020 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanmasına, ödenmeyen aylıkların her bir ay için işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine, karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı ve davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Eldeki davada, mahkemece verilen 19/04/2016 tarihli karar, dairemizin Bozma ilamı ile; “…davacının oda kaydının geçerliliğinin araştırılması yönündeki ilâm gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Şu halde yapılması gereken iş; oda kaydının geçersizliğine dair ilgili müfettiş raporu veya kurum tespitleri usulünce celbedilerek, oda kadının sahteciliğe dayalı olup olmadığı araştırılmalıdır. Şayet, oda kaydının sahte olmadığı anlaşılır ise, kaydın geçersizliğiyle fazla primlerin 29.05.2003 tarihinde davacıya iade edilmiş olması gözetilerek, tahsiste esas alınacak 22.03.1985-30.10.2002 tarihleri arası döneme ait prim borcunun davacı tarafından ödenmesi usulünce sağlanarak, ödemeyi takip eden aybaşından yaşlılık aylığı bağlanması…” gerekçeleri ile araştırma yapılmak üzere bozulmuştur.
    Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
    Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki Kuru, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, ... Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 ..., 1974, sayfa 395 vd.)
    Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
    Eldeki davada ise, bozmaya uyulmuş ise de, bozma gereklerinin yerine getirilmediği gibi bozmaya yanlış anlam verildiği anlaşılmaktadır. Dava dosyasından anlaşıldığı kadarıyla, davalı Kurumca oda kayıtları üzerinde inceleme yapıldığı, Kurum tarafından müfettiş incelemesi sonucu düzenlenen 21.02.2006 tarihli ve 1 sayılı rapor ve 23.03.2006 tarihli Teftiş Kurulu Başkanlığı raporu ile oda kayıtları geçersiz kabul edilerek ibraz edilen ...Esnaf Odası kayıtlarına itibar edilmemesi gerektiğinin belirtildiği, davacının da aralarında bulunduğu kişiler hakkında odaya üye olmayan şahısların yeni tarih ile tasdikli defter sayfalarına üye kaydı yapılıp eskiden beri üyeymiş gibi belgeler düzenlenerek emekli olmalarının sağlandığı iddiası ile kamu davası açıldığı, Oda başkanı ve Başkan yardımcıları hakkında yapılan yargılamada, ... 4.Ağır Ceza Mahkemesinin bozma kararına konu 2014/300 Esas sayılı dosyası içinde mevcut 15.05.2017 tarihli bilirkişi raporunda, ‘defterlerin fiziki olarak kötü durumda olmaları dışında kurumun iddia ettiği defter sayfalarının tahrif edildiği ve koparılıp sahte noter tasdikli sayfaların araya sokuşturulduğuna dair hiçbir belge ve iz bulunamadığı, sanıkların yanı sıra tüm üyelerin de usulüne uygun olarak kaydedildiğinin’ belirtildiği, burada aldırılan 02.07.2020 tarihli bilirkişi raporu ile de 26.05.1986 noter onay tarihli defterin 60. sırasında davacının adının yer aldığı ve herhangi bir kazıntı veya silintinin bulunmadığının belirtildiği, mahkemece prim borcunun davacıya ödettirilmesi sağlanmaksızın yazılı şekildekarar verildiği anlaşılmaktadır.
    Eldeki davada ise, davalı Kurumun davacı hakkında anılan müfettiş raporları ve defter kayıtlarının usulüne uygun olmadığı bu nedenle sigortalılığının kabul edilmediği hususu üzerinde durulmalı, müfettiş raporlarının temini ile ceza davasının gerekirse onaylı örneğinin getirtilmesi ile orada alınan ve sahteciliğe ilişkin bir raporun bulunup bulunmadığı ile davacı hakkında esas olan kayıtlarda silinti kazıntı veyahut başkaca bir usulsüzlüğün bulunup bulunmadığının tespit edilmesi ve davacı hakkında oda üye kayıt ve karar defteri kayıtlarında sahteliğe ilişkin olguların varlığı halinde sigortalı olmasının mümkün olmadığının dikkate alınması ile davacının talebinin sigortalılık süresinin tespiti ve yaşlılık aylığı tahsisine yönelik olduğu gözetilerek, tahsise esas sigortalılık süresinin karar yerinde gösterilmesi ve tahsis bakımından tahsise esas sigortalılık süresi hakkında davacının prim borcunun bulunmaması şartının gerçekleşmesi gereklerine riayet edilerek hükmüne uyulan bozma ilamı kapsamında oluşan usuli kazanılmış hak çerçevesinde belirtilen tüm araştırmaların yapılması ile sonucuna göre, davacının talebinin mümkün olup olmadığının irdelenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    Diğer taraftan, kabule konu dönemde oda kayıtlarının geçerli olmadığının anlaşılması halinde sigortalılık koşullarının davacının tüm kayıtları dikkate alınarak yeniden incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi de isabetsizdir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Kabule göre de; aylıkların geç ödenmesi nedeniyle işleyen faizler bakımından, 5510 sayılı Yasa’nın 42. maddesinin “Kurum, sigortalıya veya hak sahiplerine bağlanacak gelir, aylık veya toptan ödemeleri, gerekli belgelerin ve incelemelerin tamamlandığı tarihten itibaren en geç üç ay içinde hesap ve tespit ederek sonuçlarını yazı ile bildirir.” Hükmüne uyulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı ve davalı Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgliye iadesine, 22.02.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi