1. Hukuk Dairesi 2016/5672 E. , 2019/4847 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, aleyhine başlatılan icra takibi sonucu maliki olduğu 817 ada 79 parseldeki 4 nolu bağımsız bölümün icra yolu ile satıldığını, davalının bu taşınmazı 1.400.000 TL bedelle alacağına mahsuben aldığını, ... 4.İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2014/944 Esas, 2014/1144 Karar sayılı kararı ile ihalenin iptal edildiğini ve kararın kesinleştiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın adına tescilini istemiştir.
Davalı, davacının kredi kullandığını, dava konusu taşınmaz üzerine 1.dereceden banka lehine ipotek tesis edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığını ve taşınmazın alacağa mahsuben bankaya devredildiğini, ... 4.İcra Hukuk Mahkemesi"nce ihalenin feshedildiğini, kararın kesinleştiğini bu nedenle banka lehine tesis edilen ipotek şerhinin tapuya tesciline karar verilmesi gerektiğini belirterek davayı kabul ettiklerini ancak davanın açılmasına sebebiyet vermediklerinden yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamalarını istemiştir.
Mahkemece, kabul sebebiyle davanın kabulüne; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 26.09.2019 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat gelmedi. Temyiz edilen davacılar vekili Avukat ... geldi, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK’nun “Feragat ve kabulün şekli” başlıklı 309. maddesi hükmüne göre feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. HMK’nun ‘’Feragat ve kabul halinde yargılama giderleri’’ başlıklı 312. maddesinde ise feragat veya kabul beyanında bulunan tarafın, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edileceği. Davalı, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilemeyeceği düzenlenmiştir.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK’nun 26. maddesinde; ‘’Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.‘’ ve 305. maddesinde; ‘’ (1) Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. (2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. ‘’düzenlemelerine yer verilmiştir.
Somut olayda dava 17.09.2015 tarihinde açılmış olup dava tarihinden önce 08.09.2015 tarihinde davacı, davalı bankaya başvurarak taşınmazın kendisine devredilmesini istemiş ancak davalı banka bu talebi yerine getirmemiştir. Davalı tarafından süresi içinde sunulan cevap dilekçesinde ise ihale tarihinden önce davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin de tapu kaydına şerh edilmesi kaydıyla dava kabul edilmiştir.
Diğer taraftan, mahkemece gerekçeli kararda davalı tarafça usulüne uygun ve harcı yatırılmış dava ya da karşı dava olmadığından dava konusunun ihale tarihinden önceki haline döndürülmesi ve banka lehine ipotek hakkının tesciline ilişkin talep hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, 09.03.2016 tarihli tavzih kararı ile hükmün 2. fıkrasının “...Dava konusu taşınmazın ihale tarihinden önceki haline getirilmesine (eski hale getirilmesine) bu suretle dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan tüm gerek davalı gerekse 3.kişiler lehine tüm ipotek, haciz, takyidatlar, sınırlamalar gibi hakların ayni ve şahsi hakların 2.İcra müdürlüğü"nün 2011/10284 sayılı takip dosyasındaki ihale suretiyle satışından önceki haline getirilmesine ve bu şerhlerin korunmasına şeklinde tavzih edilmesine, hüküm fıkrasının bu şekilde düzeltilmesine’’ karar verilmiştir.
Yukarıda anılan düzenlemeler karşısında davalı bankanın kabulünün şarta bağlı olduğu ve mahkemece HMK’nın 26 ve 305. maddelerine aykırı olarak hükmün tavzih edildiği açık olup harç ve yargılama gidelerlerinden sayılan vekalet ücretinin tamamına hükmedilmesi gerekirken davalının şarta bağlı kabul beyanına değer verilerek harcın 1/3’üne ve vekalet ücretinin yarısına hükmedilmesi doğru olmadığı gibi davacının dava dilekçesindeki talep sonucu aşılarak ve davacı yana borç yükleyici mahiyet taşıyan tavzih kararı verilmesi doğru değil ise de temyiz edenin sıfatına göre bu hususlar bozma nedeni yapılmamıştır.
Davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilenler vekili için 2.037.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 21.252.00 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 26/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.