Esas No: 2021/2554
Karar No: 2022/2300
Karar Tarihi: 22.02.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/2554 Esas 2022/2300 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/2554 E. , 2022/2300 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
No : 2019/850-2020/1402
İlk Derece
Mahkemesi : Adana 5. İş Mahkemesi
Dava, iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili dava ve birleşen dava dilekçesinde özetle, kazalı sigortalının 07/07/2015 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğradığı iddiasıyla 1.000,00-TL maddi, 500,00-TL bakıcı gider, 75.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 04/12/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 165.321,80-TL’ye, bakıcı gideri talebini ise 411.404,66-TL’ye arttırmıştır.
II-CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile;
I) Esas dosya yönünden;
1- Davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile net 165.321,80 TL'nin kaza tarihi olan 07/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile net 70.000,00 TL'nin kaza tarihi olan 07/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
II) Birleşen dosya yönünden(Adana 8. İş Mahkemesinin 2017/178 Esas 2017/32 karar sayılı dosyası);
1-Davacının bakıcı gideri talebinin %50 oranında indirim yapılmak suretiyle kısmen kabulü ile; net 205.702,33 TL'nin kaza tarihi olan 07/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
I-Davalı vekilinin istinaf istemlerinin esastan reddine,
II-Davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile HMK'nın 353/1-b.2 maddesi gereğince Adana 5. İş Mahkemesi'nin 2016/162- 2018/717 E.-K. sayılı kararının kaldırılmasına,
III-Esas dosya yönünden;
-Davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile net 165.321,80 TL'nin kaza tarihi olan 07/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile net 70.000,00 TL'nin kaza tarihi olan 07/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
IV- Birleşen dosya yönünden (Adana 8. İş Mahkemesinin 2017/178 Esas 2017/32 karar sayılı dosyası);
-Davacının bakıcı gideri talebinin %25 oranında indirim yapılmak suretiyle kısmen kabulü ile; net 308.553,50 TL'nin kaza tarihi olan 07/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacıya atfedilen kusur oranını kabul etmediklerini, bakıcı giderinden yapılan %25 indirimin fazla olduğunu ve talep edilen manevi tazminatın tamamının hüküm altına alınması gerektiğini,
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı işyerinin her türlü tedbiri aldığını, kazada tek kusurlunun davacı işçi olduğunu, işverene kusur izafe edilemeyeceğini, işyerinde keşif yapılması taleplerinin mahkemece değerlendirilmediğini, ihbar taleplerinin de dikkate alınmadığını, bakıcı Gideri talebinin %25 oranında indirim yapılmak sureti ile kısmen kabulüne karar vererek yeniden kurulan bu hükmü kabul etmediklerini, açıkça sebepsiz zenginleşme kapsamına girdiğini, verilen kararın davacı tarafından adana 12. İcra Müdürlüğü’nün 2019/1855-esas sayılı dosyasından icra takibine konu edildiğini ve icra dosya borcunun müvekkil şirket tarafından ödenerek dosyanın infaz olduğunu, tarafların miktar konusunda da anlaştığını, ödeme yapıldığı halde ve icra dosyası kapandığı halde bölge adliye mahkemesi tarafından verilen usulsüz karar nedeni ile davacı tarafından adana 6. İcra Müdürlüğü’nün 2020/11556-esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine başlanıldığını, temyiz incelemesi sonuçlanıncaya kadar adana 6.icra müdürlüğü’nün 2020/11556-esas sayılı icra takibinin geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiğini beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
V- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1- Davacının manevi tazminata ilişkin temyiz istemi yönünden;
Mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 20.07.2016 tarihinden itibaren uygulanan 8. maddesinin 3. fıkrasına göre, “Bölge Adliye Mahkemesinin para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararları ile miktar veya değeri beşbin lirayı geçen davalar hakkındaki nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden başlayarak sekiz gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” Bu fıkradaki “beşbin” ibaresi 6763 sayılı Kanunun 5. maddesi ile “kırk bin Türk Lirası” şeklinde değiştirilmiştir.
Mülga 5521 sayılı Kanunun, 6763 sayılı Kanun 5. maddesi ile değişik beşinci fıkrasına göre parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı öngörülmüştür.
25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesinde “temyiz edilemeyen kararlar” sayılmış ancak miktar itibariyle kesinliğe bu maddede yer verilmemiş, 7/3. maddede, 6100 sayılı HMK’nın kanun yollarına ilişkin hükümlerinin, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca, Bölge adliye mahkemelerinin miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararların temyiz yoluna başvurulamayacağı hükme bağlanmıştır. HMK Ek madde 1 hükmüne göre de, 362. maddedeki parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı belirtilmiştir.
HMK 362/2. maddesine göre “Birinci fıkranın (a) bendindeki kararlarda alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kırk bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir”.
HMK 366. maddenin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan 346. madde uyarınca, temyiz dilekçesi kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme temyiz dilekçesinin reddine karar verir. Ancak temyiz edilen karar kesin olduğu halde bu konuda inceleme yapılıp karar verilmeksizin dosya Yargıtay’a gönderilmiş ise, 01.06.1990 tarih, 1989/3 E. - 1990/4 K. sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince dosyanın mahalline çevrilmesine gerek olmaksızın Yargıtay tarafından temyiz talebinin reddine karar verebilecektir.
Yukarıda belirtildiği şekilde, iş mahkemelerinin kararlarının istinaf incelemesi sonucu Bölge Adliye Mahkemelerince verilen kararlarda karar tarihine göre kesinlik sınırı: 20.07.2016 - 01.12.2016 tarihleri arasında 5.000,00 TL; 02.12.2016 tarihi sonrası için 40.000,00 TL; 01.01.2017 sonrası için 41.530,00 TL ve 01.01.2018 tarihi sonrası için 47.530,00 TL, 01.01.2019 tarihi sonrası için 58.800,00 TL, 01.01.2020 tarihi sonrası için 72.070,00 TL, 01.01.2021 tarihi sonrası için 78.630,00 TL’dir.
Somut olay incelendiğinde, davacının manevi tazminat istemleri hakındaki hükümlerin miktar yönünden yukarıda değinilen temyiz (kesinlik) sınırının altında bulunduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin anılan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının kesinlik nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Maddi tazminata ilişkin temyiz istemleri yönünden;
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
Dava, 07/07/2015 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sürekli işgöremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi ile bakıcı giderine hükmedilmesi istemine ilişkindir.
1-Dosya kapsamından iş kazası sonucu davacıda oluşan sürekli iş göremezlik oranının %100 olduğu ve bir başkasının bakımına muhtaç olduğunun tespit edildiği, iş kazasının meydana gelişinde davacının %35, davalının %65 oranında kusurlu oldukları, bölge adliye mahkemesi tarafından hesaplanan bakıcı gideri tazminatından %25 oranında hakkaniyet indirimi yapıldığı anlaşılmaktadır.
Şüphesiz başkasının bakımına muhtaç kalan sigortalının, bakım giderleri de maddi zarar olarak ortaya çıkar. Bakıcı gideri hesaplanırken bakiye ömür tablosu kullanılmaktadır. Kazalının, iş kazası nedeniyle uğradığı gelir kaybının hesabının sözü edilen tabloya göre yapılması, geleceğin varsayıma göre belirlenmesi yönünden yerindedir. Ancak işgücünü kaybeden kazalının sağlıklı bir insan için geçerli olan bakiye ömrü boyunca bakıcı giderinin bulunacağının kabulü yerinde değildir. Ayrı bir bakiye ömür belirlenmesi de mümkün olmadığına göre davacının halen ve bakiye ömrü içerisinde de sürekli bakıcı çalıştırmayıp aile içi bakım dayanışmasından yararlanacağı da gözetilerek hakim, burada hakkaniyet indirimi ile uygun bir bakıcı giderine hükmetmelidir.
Somut olayda, davacının %35 oranında kusurlu olduğunun anlaşılması karşısında; hesaplanan bakıcı giderine uygulanan %25 oranındaki hakkaniyet indirimi az olmuştur.
Yapılacak iş, hükme esas alınan bilirkişi hesap raporunda belirlenen bakıcı giderinden uygun oranda hakkaniyet indirimi yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
2-Öte yandan davalı tarafından dosyaya sunulan, taraflar arasında imzalanan 27/02/2019 tarihli ödeme protokolü kapsamında ödeme yapıldığı her türlü şüpheden uzak bir biçimde açıkça ortaya konulduktan sonra Mahkemece değerlendirilip, infazda tekerrüre esas oluşturmayacak şekilde hüküm kurulması gerekir.
Bölge Adliye Mahkemesince bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıdan alınmasına, 22/02/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.