1. Hukuk Dairesi 2016/5529 E. , 2019/4846 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleştirilen davaların reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 26.09.2019 Perşembe Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı asıl ... ile temyiz edilen davalı vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin ve asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, tapu iptal tescil istemine ilişkindir.
Asıl ve birleştirilen davada davacı, 01/08/2011 tarihinde beynindeki tümör nedeniyle ameliyat olduğunu ancak ameliyet öncesinde tümörün etkisiyle temyiz kudretini yitirdiğini, davalı tarafından muzayaka ve hiffet ile tecrübesizliğinden yararlanılarak hataya düşürülmek sureti ile maliki ve paydaşı olduğu 201 ada 2, 3, 4, 199 ada 6, 275 ve 2123 parsel sayılı taşınmazları ile birleştirilen davaya konu 3006 ada 75, 755, 727 ve 724 parsel sayılı taşınmazlarını davalıya devrettiğini, davalının taşınmazları alabilecek maddi gücünün olmadığını, satış bedelini ödemediğini ve geçirmiş olduğu rahatsızlıktan faydalandığını ileri sürerek taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini istemiştir.
Asıl ve birleştirilen davada davalı, taşınmazları bedelini ödeyerek edindiğini, iddiaların doğru olmadığını belirterek asıl ve birleşen davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının temlik tarihlerinde ehliyetli olduğu, gabin ve hata iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesi ile; birleştirilen davaya konu 755, 727 ve 724 parsel sayılı taşınmazlar bakımından ise pasif husumet yokluğundan asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, asıl dava bakımından dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
Birleştirilen davaya gelince, mahkemece pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilen 755, 727 ve 724 parsel sayılı taşınmazların birleştirilen dava tarihi olan 11.10.2011 tarihinde saat 16.16’da davalı tarafından dava dışı 3. bir kişiye devredildiği, birleşen davanın ise 12.03 saatinde açıldığı yani anılan üç taşınmazın dava açıldıktan sonra temlik edildiği açıktır.
Bilindiği üzere, dava açıldıktan sonra da sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın doğal bir sonucudur. Usul Hukukumuzda ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş, 6100 sayılı HMK"nın 125. maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usuli işlemler düzenlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre, iki taraftan biri dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir. Bu usul kuralının kendiliğinden (re"sen) gözetilmesi gerektiği de açıktır.
Hal böyle olunca, birleştirilen davanın konusu 755-727-724 parsel sayılı taşınmazların dava açıldıktan sonra dava dışı 3. kişilere temlik edilmesi nedeniyle 6100 sayılı HMK"nun 125. maddesi hükmü uyarınca, davacı tarafa seçimlik hakkı hatırlatılarak davayı ne şekilde sürdüreceğinin sorulması ve bu yöndeki usuli eksiklik giderildikten sonra işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken değinilen yön üzerinde durulmaksızın yazılı olduğu üzere hüküm tesisi doğru değildir.
Davacının değinilen yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.