21. Hukuk Dairesi 2018/3324 E. , 2018/8564 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 25. İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
A) Davacının İstemi :
Davacı, 02/01/1981 tarihinin emekliliğe esas sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespitine, doğum ve yurtdışı borçlanması nedeniyle yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespiti ile 01/11/2015 tarihinden itibaren biriken yaşlılık aylıklarını yasal faiziyle birlikte almaya hak kazandığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalının Cevabı :
Davalı Kurum vekili, Kurum tarafından yapılan işlemlerin yasal mevzuata uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) İlk Derece Mahkemesinin Kararı ve Gerekçesi :
Mahkemece, “Davacı doğum borçlanması talebinde bulunmuş ve 2160 gün karşılığı 27.682,56 TL tahakkuk ettirilen borç tutarını ödemiştir.
...davacının sigorta başlangıç tarihinden önce doğduğundan doğum borçlanması yapılması mümkün değildir.
Davacı iptal edilen doğum borçlanması nedeniyle 9.227,52 TL ödeme yapmıştır.
506 SY nın 81. Maddesi uygulanmıştır. Davacının 08/09/1999 tarihinde 18 yıldan fazla sigortalılık süresi bulunmaktadır. 506SY nın 60. Maddesi incelendiğinde davacının tahsis talep tarihi itibariyle 56 yaşında olduğu anlaşılmıştır.
Davacının yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için 705 günlük hizmet süresine ihtiyaç vardır. Davacının doğum borçlanması için davalı kurum hesabına yatırdığı ve davalı kurumun emanet hesabında bekleyen 9.227,52 TL nin yurt dışı hizmet borçlanmasına mahsup edilmesi gerekmektedir.
15 yıldan fazla sigortalılık süresi bulunan tahsis talep tarihinde 56 yaşında olan ve 3615 prim ödeme gün sayısı şartını yerine getiren davacıya 01/11/2015 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle “Davanın kabulüne, davacının sigorta başlangıç tarihinin 02/01/1981 tarihi olduğunun tespitine, davacıya 01/11/2015 tarihinden geçerli olmak üzere yaşlılık aylığı bağlanması ve biriken aylıklarına hak ettiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine,” karar verilmiştir.
D) İstinaf Başvurusu :
Davalı Kurum vekili, Kurum işlemlerinde hata bulunmadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
E) Bölge Adliye Mahkemesinin Kararı ve Gerekçesi :
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, “ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamından, davacının doğum borçlanması ve yurtdışı hizmet borçlanması yaparken, günlük borçlanma bedellerinin aynı (12,81 TL) olduğu, doğum borçlanması için fazladan yatırılan 720 gün karşılığı bedelin henüz davacıya iade edilmediği, yapılacak aktarma işleminin idari bir işlem niteliğinde bulunduğu, Kurumun yurtdışı hizmet borçlanmasına ilişkin tahakkuku da 2100 gün karşılığı gerçekleştirdiği, 28.10.2015 tarihli tahsis talep tarihi itibariyle, 02.02.1981 sigortalılık başlangıcına göre ve 20.4.1959 doğumlu olan davacının, 506 sayılı Kanunun geç.81/A maddesi yollamasıyla, 506 sayılı KAnunun 60. Maddesinin önceki düzenlemesi kapsamında, 50 yaşını doldurduğu, 15 yıldan fazla sigortalılığı olup, 3600 gün malüllük, yaşlılık, ölüm sigortaları primi ödediği, böylece davanın kabulüne dair mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK"nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.” gerekçesiyle “Davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin esastan reddine” karar verilmiştir.
F) Temyiz :
Davalı Kurum vekili, Kurum tarafından yapılan işlemlered hata bulunmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
G) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığının 02/01/1981 tarihinde başladığı ve 90 gün çalışmasının bulunduğu, 31/03/2015 tarihinde doğum borçlanması talebinde bulunduğu, Kurum tarafından 23/04/1980-22/04/1982, 01/06/1983-30/05/1985, 08/01/1992-08/01/1994 tarihleri arasındaki süreler bakımından günlüğü 12,816 TL olmak üzere toplam 27.682,56 TL için tahakkuk cetveli düzenlendiği, davacının bu bedeli 26/05/2015 tarihinde ödediği, 19/04/2015 tarihinde yurtdışı borçlanması talebinde bulunduğu, Kurum tarafından 17/09/2002-13/02/2011 tarihleri arasındaki 2100 günlük süre bakımından günlüğü 12,816 TL olmak üzere toplam 26.913,60 TL için tahakkuk cetveli düzenlendiği, davacının 02/11/2015 tarihinde yurtdışı borçlanması için 17.500,00 TL ödeme yaptığı, bu bedelin 1365 güne denk geldiği, davacının 02/11/2015 tarihinde tahsis talebinde bulunmasından sonra 23/04/1980 tarihinde gerçekleşen doğumun davacının ilk işe girişinden önce gerçekleşmiş olması nedeniyle 23/04/1980-22/04/1982 tarihleri arasındaki doğum borçlanması işleminin Kurum tarafından iptal edilerek bu borçlanmaya ilişkin olarak davacı tarafından ödenen bedelin davacıya iadesine karar verildiği ve yaşlılık aylığı koşulları oluşmadığı için davacının tahsis talebinin reddedildiği, davacının vekili vasıtasıyla 18/08/2016 tarihinde Kuruma başvurarak iptal edilen doğum borçlanmasına ait bedelin kısmi olarak ödenen yurtdışı borçlanmasına mahsup edilmesini talep ettiği, Kurum tarafından doğum borçlanmasının ve yurtdışı borçlanmasının ayrı işlemler olduğunun ve yeniden yurtdışı borçlanması talebinde bulunulması halinde işlem yapılacağının bildirildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, doğum borçlanmasının ve yurtdışı borçlanmasının ayrı işlemler olduğu anlaşıldığından davacının yeniden yurtdışı borçlanması talebinde bulunması gerekmektedir. Davacının bu hususta talebi olmadığı halde, sadece iptal edilen doğum borçlanmasına ilişkin bedelin yurtdışı borçlanmasına mahsup edilmesine yönelik talebi ile işlem yapılamaz. Ancak, davacının mahsup talebinin yeniden yapılmış bir yurtdışı borçlanması talebi olarak değerlendirilmesi, mahsup talep ettiği tarihteki günlük yurtdışı borçlanması tutarı dikkate alınarak davacının iptal edilen doğum borçlanması için ödediği bedelin kaç güne karşılık geldiğinin belirlenmesi ve mahsup talep edilen tarihten önce yaşlılık aylığı bağlanamaycağını dikkate alarak aylık koşullarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Kabule göre de; davacının tahsis talep tarihinin 02/11/2015 tarihi olduğu anlaşıldığından tahsis talep tarihini takip eden aybaşından itibaren aylık bağlanmasına karar verilmesi gerekirken 01/11/2015 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesi de hatalı olmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlarının kabul edilmesi ve temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı ORTADAN KALDIRILMASI, ilk derece mahkemesinin kararının BOZULMASI gerekmiştir.
H) Sonuç :
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.