9. Hukuk Dairesi 2017/1362 E. , 2018/2087 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, ilave tediye alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı işyerinde 2005 yılında çalışmaya başladığını ve 13.05.2011 tarihinde işten ayrıldığını, davacının asgari ücretle birlikte yemek, servis, erzak yardımı ve iş giysisi sosyal haklarından faydalanarak çalıştığını, davacının davalı üniversitenin alt işverenleri nezdinde çalışmasını aralıksız olarak sürdürdüğünü, ... 4. İş Mahkemesinin 2009/258 esas ve 2010/107 sayılı kararı ile ... ile taşeronlar arasındaki sözleşmelerin muvazaalı olduğuna kesin olarak karar verildiğini, bu nedenle davacının davalı kurumun işçisi olduğunun ortada olduğunu iddia ederek, ilave tediye alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının kamu işçisi olma hakkını elde etmediğini, 6772 sayılı Yasa ile düzenlenen ilave tediye hakkının kamu işçilerine uygulanmakta olduğunu, davacının kamu işçisi olmadığından ilave tediye talep edemeyeceğini, davacının yüklenici firma elemanı olduğunu, bahsedilen iş müfettişi muvazaa raporunun temizlik işçilerini kapsamadığını, ayrıca zamanaşımı itirazlarının olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Bozma İlamı ve Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Yerel Mahkemenin ilk kararı, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 05/03/2015 tarih ve 2015/7355 Esas, 2015/3550 Karar sayılı ilamıyla “Somut olayda; öncelikle davacının yukarıda değinilen muvazaa tespiti yapılan dönemde muvazaa tespitinde adı geçen şirketlerde çalışması bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı işveren belgesinde davacının temizlik işinde çalıştığının belirtildiği görülmüştür. Dava dilekçesinde davacının yaptığı iş belirtilmemiş ancak yapılan işin mahiyetine dair tanık dinletilmiştir. Davacı tanığı özetle; davacının ... Meslek Yüksek Okulunda temizlik işçileri şefi olarak çalıştığını, temizlik işinin yürütülmesinde temizlik işçilerine emir ve talimat verdiğini ayrıca taşeron işçileri yüksek okulun zeytinliğinde budama işleri yaptıklarında davacı onların başında onların nezaret ve kontrolüyle görevli olduğunu, daha sonra okul içerisinde fotokopi çekmeye başladığını beyan etmiştir. Söz konusu tanık ifadesi ile davacı taraf davacının ilgili hizmet alım sözleşmesi kapsamında temizlik işi dışında işlerde de çalıştırıldığını ispat etmiş olup ayrıca SGK kayıtlarına göre davacının 1.1.2010 – 31.12.2010 tarihleri arasında bizzat davalı Üniversite üzerinden sigortalandığı anlaşılmaktadır ki tek başına bu durum dahi muvazaanın ispatı bakımından yeterli neden teşkil etmektedir. Tüm bu tespitler karşısında davanın kabulü yerine yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi hatalıdır.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Yerel mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplerle kararın bozmaya uygun olmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasında bozmadan sonra ıslah yapılıp yapılamayacağı ihtilaflıdır.
Mahkemenin ilk kararı davacının temyizi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nce bozulmuştur.
Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sırasında davacı vekili ıslah dilekçesi ile talebini artırmış, Mahkemece ıslaha değer verilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bozmadan sonra ıslah yapılıp, yapılamayacağı hususunda Yargıtay Hukuk Daireleri arasındaki içtihat uyuşmazlığının giderilmesi amacı ile içtihatların birleştirilmesi gündeme gelmiş, konu Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu’nda değerlendirilmiş ve Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu" nun 06.05.2016 tarih ve 2015/1 E. 2016/1 K. sayılı kararı ile “ Her ne sebeple verilirse verilsin bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04.02.1948 tarih ve 1944/10 E. 1948/3 K. sayılı YİBK.nın değiştirilmesine gerek olmadığına” karar verilmiştir.
Yargıtay Kanunu" nun 45/5. maddesi “ İçtihadı birleştirme kararlarının benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, Dairelerine ve Adliye Mahkemelerini bağlayacağı “ hükmünü içermektedir.
Yargıtay Kanunu"nun 45/5. maddesi karşısında “Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu" nun bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına ilişkin 06.05.2016 tarih ve 2015/1 E. 2016/1 K. sayılı kararına göre bozmadan sonra yapılan ıslaha değer verilmesi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, 08.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.