Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK.nun 58. maddesinin 2. fıkrasının 3 nolu bendinde (alacağın veya istenen teminatın Türk parası ile tutarı ve faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün) takip talepnamesinde gösterileceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda alacaklı, takip talepnamesinde borçludan tahsilini istediği “işlemiş faiz miktarını” madde hükmüne uygun olarak açıkça belirtmiştir. Adı geçen faizin başlangıç tarihini açıklamamış ise de, takip talepnamesinde dayanak bonoların vade tarihini yazmış ve bono örneklerini de talepname ekinde icra dairesine sunmuştur. Faizin bononun vade tarihinden başlayacağı tartışmasızdır. Basit bir hesaplama ile de faiz oranı bulunabileceği gibi, anılan eksiklik her zaman alacaklıya tamamlattırılabilir. Bundan sonra istemin yasaya uygun olup olmadığının mahkemece denetlenmesi mümkündür. Aksinin kabulü aşırı şekilcilik olup, hak kaybına neden olur. Dairemizin ve Hukuk Genel Kurulu’nun yerleşik uygulamaları bu yöndedir. O halde bu yöne ilişkin şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken anılan nedenle ödeme emrinin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 27/05/2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.