11. Ceza Dairesi 2017/11548 E. , 2019/6352 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması
HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz nedenlerinin incelenmesinde;
5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinin uygulanmasında Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamada, toplanan deliller gerekçeli kararda incelenip, sanığa yüklenen suçun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz nedenlerinin reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
2-Sanık ... hakkında başkasına ait kimlik bilgilerini kullanmak suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz nedenlerinin incelenmesinde;
I-TCK"nin 268. maddesinde tanımlanan başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşması için; failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması, TCK"nin 267/1. maddesinde tanımlanan “iftira” suçunun oluşması için ise, yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunmak suretiyle işlemediğini bildiği halde hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmesi gerekir.
Somut olayda; 24.06.2013 tarihli tutanak içeriğine göre uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan yapılan takip sırasında yakalanan sanığın üzerinde kendi resmi bulunan, mağdur ...’ın kimlik bilgilerinin bulunduğu, ...’a ait TC. Kimlik nosunu taşıyan suça konu nüfus cüzdanını verdiği, bir müddet sonra nüfus cüzdanının sahte olduğunu beyan ederek gerçek ismini söylediği ve tutanakların sanığın gerçek kimlik bilgilerine göre tanzim edildiği, hakkındaki bütün adli işlemlerin gerçek kimlik bilgileriyle yapıldığı, başkasının kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullanarak kendisini suçsuz, diğer kişiyi ise işlemediği bir suçun faili olarak göstermediği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nin 268. maddesinde düzenlenen “başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması.
II-Kabule göre de;
a) Sanığın üzerinde kendi resmi bulunan, mağdur ...’ın kimlik bilgilerinin bulunduğu, ...’a ait TC. kimlik nosunu taşıyan suça konu nüfus cüzdanını ibraz ettiği somut olayda, kimlik belgesinin tek oluşu ve bu belgede yalnızca bir kişinin kimlik bilgilerinin kullanılabilmesinin mümkün bulunması karşısında, TCK’nin 43. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
b)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.09.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.