5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/7990 Esas 2020/3711 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/7990
Karar No: 2020/3711
Karar Tarihi: 06.05.2020

5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/7990 Esas 2020/3711 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararda, 5607 sayılı Kanuna aykırılık suçu nedeniyle mahkumiyet hükmü verildiği ve aynı kanunun 13. maddesi ve 5237 sayılı Kanun'un 54. maddesindeki şartların gerçekleşmemesi sebebiyle suçta kullanılan aracın iadesine karar verildiği belirtiliyor. Ancak iade kararının müsadere davası sebebiyle ortadan kalkabileceği ve yeniden yapılan yargılama sonucu tekrar iade kararı verilirse kanun yollarının tüketilmesinin uzun süreceği belirtilerek, bu sebeple nakil aracının iadesine yönelik temyiz talebi incelenmeden müsadereye ilişkin davanın ayrı olarak incelenmesine karar verildiği ifade edilmektedir. Kararda ayrıca, sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik olarak 7242 sayılı Kanun'un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun'un 3/22. maddesine eklenen düzenlemenin lehe hükümler içerdiği ve kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının mümkün hale geldiği belirtilmiştir. Kanun maddelerinin detaylı açıklaması ise verilmemiştir.
19. Ceza Dairesi         2019/7990 E.  ,  2020/3711 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜMLER : Mahkumiyet, Suçta Kullanılan Nakil Aracının İadesi

    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    I- Suçta kullanılan nakil aracının iadesine yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
    Yerel Mahkemece, mahkumiyet hükmüyle birlikte nakilde kullanılan aracın, 5607 sayılı Kanun"un 13. maddesi ve 5237 sayılı Kanun"un 54. maddesindeki şartların gerçekleşmemesi sebebiyle iadesine karar verildiği, iade kararının, araç hakkında açılmış müsadare davasının konusu olması bakımından, 2 numaralı bozma kararıyla birlikte, aracın iadesi hükmününde ortadan kalkacağı, bu durumda yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi halinde, kanun yollarının tüketilmesi de dahil bu kararın kesinleşmesinin uzun bir süreye mal olacağı, kanun yolu denetiminde aracın iadesi kararının hukuka uygun bulunması halinde, bu süre zarfında şahsın aracı üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı, bu durumun ise AİHS ek 1 Protokol 1. maddesi ve Anayasa"nın 35. maddesiyle güvence altına alınan mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturacağı, Yargıtay"ca bu aşamada yapılacak denetimin söz konusu sakıncaları ortadan kaldırdığı gibi, yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesinin yerine getirilmesi bakımından da gerekli olduğu değerlendirilerek, müsadereye ilişkin davanın esas hükümden ayrı olarak incelenmesine oy birliğiyle karar verildi:
    Nakilde kullanılan aracın iadesine ilişkin hükümde gösterilen gerekçeler yerinde görüldüğünden, katılan vekilinin temyiz sebeplerinin reddi ile, HÜKMÜN ONANMASINA,
    II- Sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde,
    Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin lehe hükümler içerdiği, yine aynı Kanun"un 62. maddesiyle değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği, anılan maddenin ikinci fıkrasının son cümlesiyle ise, "Soruşturma evresinde ihtar yapılmaması halinde hakim tarafından sanığa ihtar yapılır" hükmünün getirildiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12/2. madde mucibince sanığın mükerrir olup olmadığı da gözetilerek değişen ve lehe sonuç doğuran kanun maddelerinin uygulanma koşullarının oluşup oluşmadığının yerel mahkemece belirlenmesi ve sonucuna göre yeniden hüküm kurulması zorunluluğu,
    Bozmayı gerektirmiş ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca HÜKMÜN, sair yönleri incelenmeksizin, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 06/05/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.