Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki her iki taraf vekilleri tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : 1) Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçlu vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE; 2) Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarına gelince :
Alacaklı tarafından borçlu hakkında ilamların icrası yoluyla icra takibinde bulunulduğu borçlu vekilince İcra Mahkemesine başvurularak icra emrine dayanak belge sureti eklenmediğinden bahisle icra emrinin iptaline karar verilmesinin istendiği, Mahkemece de istem doğrultusunda karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK.nun 32.maddesi aynen; “para borcuna veya teminat verilmesine dair olan ilam icra dairesine verilince icra müdürü borçluya bir icra emri tebliğ eder. Bu emirde 24.maddede yazılanlardan başka hükmolunan şeyin cinsi ve miktarı gösterilir” hükmünü içermektedir. Anılan maddede icra emriyle birlikte dayanak ilamın(veya ilam niteliğindeki belgenin) borçluya gönderileceğine dair yasal bir düzenlemeye yer verilmemiştir. O halde, Mahkemece borçlunun sair şikayetleri incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken genel haciz yoluyla yapılan takiplerde uygulanması gereken İİK.nun 58 ve 61.maddelerindeki prosedürün gerekçe gösterilerek yazılı şekilde icra emrinin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2). madde de yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 27.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.