5. Hukuk Dairesi 2019/8240 E. , 2020/3890 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davacı idare vekili ile davalı tarafından verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekili ile davalı tarafından temyiz edilmiştir.Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Arsa niteliğindeki ... ili, ... ilçesi, ... Köyü, 687 ada 6 parsel sayılı taşınmazın zeminine emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-Kamulaştırma Kanunu"nun kıymet takdir esaslarını belirten 11. maddesinin 1.fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması ve dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça yakın bölgelerde ve benzer yüzölçümlü olması ve değerlendirme tarihine yakın satışların emsal alınması gerekir.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu yönteme uyulmadan dava konusu taşınmaza göre yüzölçümü büyük bir taşınmazın emsal alınması doğru olmadığı gibi, emsal alınan ... Mahallesi, 4490 ada 13 parsel sayılı taşınmazın tapu ve satış akit tablosunun incelenmesinden, serbest satış olmadığı, belediyenin bir anonim şirkete satışı olup, bu satışın tarafları ve taşınmazların nitelikleri dikkate alındığında ticari amaçlı bir satış olduğu ve taşınmazın gerçek değerini yansıtmadığı izlenimini uyandırdığı anlaşıldığından bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir.Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların re"sen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Kabule göre de;
Dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibariyle imar parseli, emsalin ise satış tarihi itibariyle kadastral parsel olduğu belirtilerek yapılan değer tespiti sırasında, dava konusu taşınmaz imar parseline dönüştürülürken hangi oranda kesinti yapılmış ise, bu oranın ilave edilmesinde bir yanlışlık olmamakla birlikte, ekleme yönteminin, dava konusu taşınmazdan yapılan kesinti oranının, tam bir sayıdan (1) çıkartılmak suretiyle bulunan oranın dava konusu taşınmazın emsal karşılaştırması sonucu bulunan m² birim bedeline bölünerek yapılması gerekirken, (örnek: dava konusu taşınmazdan yapılan kesinti % 35 ise, dava konusu taşınmazın emsal karşılaştırması sonucu bulunan m² bedelinin 0,65"ye bölünmesi gerekir) bu yönteme uyulmadan hesap yapan bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-Dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan 192,16 m²"lik kısmında imar durumuna göre yapılaşma izni verilip verilmeyeceği, verilmiş ise önceki durumuna göre kısıtlama getirilip getirilmediği hususları ilgili Belediye Başkanlığı İmar Müdürlüğünden araştırılarak, arta kalan kısımda değer azalış bedeline hükmedilmesi gerekip gerekmediği denetlenmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
4-Kabule göre de;
a-Tespit edilen kamulaştırma bedeli, acele el koyma ile hüküm altına alınan bedelden düşük olduğundan ve acele elkoyma dosyasında kamulaştırma bedelinin tamamı davalı tarafa ödendiğinden, tespit edilen bedele yasal faiz işletilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi,
b- İdarece fazla yatırılan bedelin faiziyle iadesine karar verilmesi,
Doğru olmadığı gibi;
5-7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince, bozma sonrası bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedelde artış olması halinde bu kısım için; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden,
Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle davacı idare vekili ile davalının temyiz istemlerinin kabulü ile BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 04/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.