Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/7769
Karar No: 2018/1342
Karar Tarihi: 22.02.2018

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/7769 Esas 2018/1342 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/7769 E.  ,  2018/1342 K.

    "İçtihat Metni"

    ...

    Taraflar arasında görülen davada....ahkemesi’nce verilen 08/02/2016 tarih ve 2014/653-2016/43 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ile katılma yoluyla davalı şirket vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 20.02.2018 günü hazır bulunan davacı vekili ..... ile davalılar vekili Av.... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, taraflar arasında 27.07.2009 tarihli gayrimenkul satış vadi sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşme uyarınca davalı şirkete ait taşınmaz payının satışının müvekkiline vaat edildiğini, buna karşılık müvekkilinin davalı şirkette bulunan %25 iştirak hisselerini davalı şirketin göstereceği yetkili kişilere devretmeyi vaat ettiğini, diğer davalıların yetkili gösterilmesi ile de devrin gerçekleştiğini, davalı şirketin yükümlülüğünü yerine getirmemesi üzerine müvekkili tarafından davalıya ihtarname gönderildiğini ve aleyhine dava açıldığını ancak, mahkemece sözleşmenin ifa imkansızlığı nedeniyle geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, bu nedenle tarafların birbirlerinden aldıklarını iade etmeleri gerektiğini ileri sürerek, hisselerin iadesini, mümkün olmadığı taktirde gerçek değerinin belirlenmesi ile dava tarihinden itibaren faiziyle davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili, satış vadi sözleşmesi uyarınca davacı şirkete devri yapılacak olan taşınmazın devrinin yapılamamasının sebebinin müvekkili olmadığını, bu nedenle herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ile davalı şirket arasında, davalı gerçek kişiler yararına düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi uyarınca davacı tarafın davalı şirket adına tapuda kayıtlı gayrimenkulün devrine karşılık asıl edim bedel yerine, dava konusu şirket hisselerini davalı şirkete değil onun gösterdiği üçüncü kişilere devrettiği ancak, hükmen tescil davasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin ifa imkansızlığı nedeniyle geçersiz olduğuna hükmedildiği ve kararın temyiz incelemesi neticesinde kesinleştiği, geçersiz olduğu tespit edilen sözleşme uyarınca, davacının edimini yerine getirdiği, davalının ise, yasal imkansızlık nedeniyle yerine getirmediği, getiremediği, bu nedenle BK 112-136 (Eski BK.96-117) m. uyarınca davacının sebepsiz zenginleşme gereği karşı tarafın aldığı edimi iadesini, uğradığı zararın tazminini isteme hakkı doğduğu, ancak, davalı tarafın iyiniyetli
    .../...



    olduğu, emredici kanun hükmüne aykırı olan sözleşmenin hükümsüzlüğünden her iki tarafın sorumlu olduğu, sözleşmeden sonra devredilen şirket hisseleri ile ilgili sermaye artırımına gidildiği, şirket hisselerinin aynen iadesinin hakkaniyete uygun düşmediği, davacı tarafın terditli talebi gereği şirket hisselerinin değerini talep edebileceği, faiz talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 112.500,00 TL"nin davalılardan dava tarihinden itibaren avans faiziyle tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili ile katılma yoluyla davalı şirket vekili temyiz etmiştir.
    1- Davacı tarafça, davalı şirket ile akdedilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi uyarınca devredilen davalı şirket hisselerinin sözleşmenin geçersizliği nedeniyle iadesi, aynen iadenin mümkün olmaması halinde ise, gerçek değeri tespit edilerek tarafına ödenmesi istemiyle açılan işbu davada mahkemece, yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Ancak, 818 sayılı BK"nin 61. maddesinde ""Haklı bir sebep olmaksızın aharın zararına mal iktisabeden kimse, onu iadeye mecburdur. Hususiyle muteber olmayan veya tahakkuk etmemiş bulunan bir sebebe yahut vücudu nihayet bulmuş olan bir sebebe müsteniden ahzolunan şeyin, iadesi lazımdır. "" hükmü, aynı Yasa"nın 117. maddesinde de ""Borçluya isnat olunamıyan haller münasebetiyle borcun ifası mümkün olmazsa, borç sakıt olur. Karşılıklı taahhütleri havi akitlerde bu suretle beri olan borçlu haksız iktisaplara müteallik hükümlere tevfikan almış olduğu şeyleri iadeye mecbur ve kendisine henüz tediye edilmemiş bulunan şeyi istemek hakkından mahrum olur. Kanun veya akit ile, borcun ifasından evvel bile vukua gelen zararın, alacaklıya tahmil edilmiş olduğu haller bundan müstesnadır."" düzenlemesi bulunmakta ve benzer hükümler de 6098 sayılı TBK"nin 77 ve 136. maddelerinde yer almaktadır.
    Yukarıda yapılan açıklamalardan sonra somut uyuşmazlığa gelindiğinde ise, davacı ile davalı şirket arasında akdedilen 27.07.2009 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin, anılan sözleşmeye dayalı olarak davacı tarafından davalı şirket aleyhine ..... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/611 Esas sayılı dosyasında açılan tapu iptali ve tescil davasında, mahkemece sözleşmenin geçersiz olduğundan bahisle davanın reddine dair verilen ve Yargıtay 14. Hukuk Dairesi"nin 30.10.2012 tarih, 2012/8771 E- 2012/12243 K. sayılı ilamı ile onanarak kesinleşen 26.12.2011 tarihli kararla baştan itibaren geçersiz olduğunun tespit edilmiş olması karşısında ve anılan yasal düzenlemeler uyarınca, geçersiz sözleşme nedeniyle tarafların birbirlerinden aldıklarını iade etmeleri gerekeceğinden ve bu husus mahkemenin de kabulünde olmasına rağmen, davalı tarafın iyiniyetli olduğu, emredici kanun hükmüne aykırı olan sözleşmenin hükümsüzlüğünden her iki tarafın sorumluluğu bulunduğu, sözleşmeden sonra devredilen şirket hisseleri ile ilgili sermaye arttırımına gidildiği, hisselerin aynen iadesinin hakkaniyete uygun düşmediği, davacının şirket hisselerinin değerini talep edebileceği gerekçesiyle, yanılgılı değerlendirmeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bu nedenle kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
    2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı şirket vekilinin katılma yolu ile temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 22/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    ...

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi