19. Hukuk Dairesi 2018/623 E. , 2019/2554 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacılar vekili, müvekkillerinin müteveffa ..."ün çocukları olduğunu, davacılardan ..."ün davalı ... ile evli olduğunu, ... ile ..."ün 2002 yılında ..."e çalışmak üzere gittiklerini, 10 yıl boyunca hiç gelmediklerini, Türkiye"ye gelerek banka hesaplarına baktıklarında aleyhlerine davalılardan ... tarafından icra takibi yapıldığını, bu icra takiplerinin babaları ..."ün vefatından sonra başlatıldığını, İstanbul 10. İcra Müdürlüğü"nün 2011/10091 esas sayılı dosyasında borçlu olarak göründüğünü, icra takip dosyasında tüm tebligatların vefat etmiş olan ... adına çıkartıldığını ve tebligatların davalılardan ... tarafından birlikte oturduğunu beyan ederek alındığını, alacaklının gerçekte ..."ü tanımadığını, ... ve ..."in birlikte hareket ettiğini, bu şekilde babaları ... adına kayıtlı bulunan bugünkü değeri milyonu bulan banka hisse senetlerinin yapılan icra takibi neticesinde haksız olarak bozulmak suretiyle bütün servetini elinden alındığını, davacı ..." ün babasının vefat tarihini veraset ve intikal vergisi için vergi dairesine beyanname vermek için bankaya müracaat ederek bildirdiğini, banka ..." ün vefat ettiğini bilmesine rağmen bunu icra dairesine ve mirasçılarına bildirmeyerek davacılara intikal etmesi gereken paranın, gereksiz yere icra dairesine gönderilmesine sebebiyet verdiğini, ..." ün takip tarihinde ölü olduğundan ve ölü insan aleyhine takip yapılamayacağını ileri sürerek İstanbul 13. İcra Müdürlüğü" nün 2011/10091 esas sayılı dosyasından dolayı davacıların borçlu olmadığının tespitine, hesaplardan haksız olarak tahsil edilen 110.091,00TL" nin tahsil edildiği tarihten itibaren işlemiş temerrüt faizleriyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, haklı bir sebep olmaksızın davalı ... "in mal varlığında sebepsiz yere zenginleşme olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Banka vekili, müvekkiline muvazaalı olduğu iddia edilen takip nedeniyle herhangi bir kusur atfedilemeyeceğinden davanın öncelikle husumetten reddi gerektiğini, ayrıca davacılar reddi miras yapmadıkları sürece ölenin mal varlığından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, buna ölenin borçlarının da dahil olduğunu, 89/1 haciz ihbarnamesi tebliğ alan banka hesap bakiyesini icra dosyasına bildirmek ve hesap üzerinde haciz işlemini yapmakla mükellef olduğunu, hesap sahibinin sağ yada vefat etmiş olmasının sonucu değiştirmeyeceğini, bankanın sebepsiz zenginleşmesinin söz konusu olmadığını, davada taraf olmasının hukuki bir dayanağının bulunmadığını belirterek davanın öncelikle husumetten reddine mahkeme aksi kanaatte ise gerçeğe aykırı ve hukuken korunmayan davacı taleplerinin reddini talep etmiştir.
Davalı ... , davacılardan ... ve ...’ün yurtdışına gitmelerinden sonra babaları ... ile tanıştıklarını, ... ve ..." e birçok yardımda bulunduğunu, ..., ... ve ..."ün kendisini tanıdığını 2006 yılında ..."ün ..."e giden çocuklarını aramak için kredi kullandığını, bu krediyi ödeyemediklerinden kendisinden borç istediğini, 13/09/2006 tarihinde şirketleri ... Mimarlık şirketine Ziraat Bankası şubesinden 30.000 TL yatırdığını, 2007 yılında ..."ün ... Mimarlık şirketinin bazı bankalara kredi borcunun olduğunu, bu borçları davalı ..." ın ödemesi halinde ... Bulvar yolu üzerinde bulunan arsasını müteahhide vereceğini, bu arsadan 2 adet daire vereceğini söylediğini, bunun üzerine yazılı sözleşme yaptıklarını ancak sözleşmeyi ... ve ... iş yerine sürekli gelip gittiği için almış olabileceklerini, şuan bulamadığını, 2 adet daire karşılığında çeşitli bankalara toplamda dekontunu sunabildiği 161.912,28 TL ve bunun dışında dekontunu bulamadığı yaklaşık 40.000 TL daha ödeme yaptığını ancak ..." ün arsasını kat karşılığı inşaat için müteahhide vermediği gibi kendisine olan borçlarını da ödemediğini, bu sebeple kendisinin de maddi sıkıntıya düştüğünü, uzun süre ... ve ..." e ulaşamadığını, bunun üzerine ... hakkında 100.000 TL" lik ilamsız icra takibi başlattığını, bu icra takiplerinde tebligatların tebligat kanunu göre usulüne uygun yapıldığını, 2012 yılında ... ile ..." ün kendisi ile irtibata geçtiğini, ..." ün öldüğünü ve ... ile ... ile görüştüklerini kendilerinin yakın zamanda ..."den geleceğini geldiklerinde karşılıklı oturup hesap meselesini kapatacaklarını söylediklerini, bunun üzerine avukatı ile görüşerek icra dosyalarında işlem yapmaması talimatı verdiğini, ancak 1 yıldır bir araya gelerek hesap yapılmasını beklerken bu davanın açıldığını öğrendiğini, ... ile hiçbir bağlantısının olmadığını her ne kadar bilmeden ... hakkında icra takibi başlatarak para tahsil etmiş ise de gerçek bir borç nedeni ile yapılan bir icra takibi olduğunu, davacıların miras bırakan ..." ün bu borcundan zaten sorumlu olacaklarını savunarak, davanın reddini, alacağın %20"den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı ..., davacı ..." ün resmi nikahlı eşi olduğunu, eşi ve ..." ün ..."e gittiklerini uzun yıllar boyunca aile fertlerinden hiçbirini aramadıklarını, onların olmadığı dönemde büyük sıkıntılar yaşandığını, haklarında kayıp ihbarında bulunduklarını, ancak bütün çabalara rağmen bulunamaması üzerine kayınpederinin bir dedektif tutmak için para istediğini, parayı şirket adına kredi kullanarak temin ettiklerini, kredileri günü geldiğinde ödeyemediklerini, kayınpederi ..."ün daha önce tanıdığı ..." den yardım istediği ve ..."inde bu krediyi ödediğini, ..." dan aldığı borcu ödeyemeyince ..."daki arsasında kat karşılığı inşaat için müteahhit ile anlaştığını, buradan kendisine 2 tane daire verileceğini, bu dairelerin karşılığında da şirkete ait kredileri ödemesini istediğini, ..."in bu kredileri de ödediğini ancak kayınpederinin inşaatının bir türlü başlamadığını, bu nedenle ..."de sürekli parasını istediğini, 2011 yılında postacı ..., ... ve ... adına tebligatlar var diyerek eve getirdiğini, kendisinin de tebligatları aldığını ancak kendisi almasaydı dahi muhtara bırakılacağını, tebligatlara baktığında ... tarafından icra takibi yapıldığını gördüğünü, 2012 yılında eşinin geleceğini öğrendiğini, ... ile görüşecek icra takiplerinin durdurmasını, geldiklerinde bir anlaşmaya varılacağını söylediğini, onun da teklifi kabul ederek icra takiplerinde bir işlem yapmadığını, eşinin Türkiye" ye geldikten sonra kendisi ile hiçbir şekilde görüşmediklerini, 1 yıl sonrasında bu davayı öğrendiğini, bu paranın borç olarak alınma sebebinin ..., ... ve ... olduğunu, kötü niyetli olsaydı kayınpederi ile ilgilenmeyebileceği ve bütün malları kendi üstüne yaptırabileceğini, ... hakkında gaiplik kararı çıkartabileceğini bu şekilde bütün malların mirasçısı olabileceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre, davalı ... tarafından İstanbul 13. İcra Müdürlüğü" nün 2011/10091 esas sayılı takip dosyasında, 20/06/2011 tarihinde haciz yoluyla ilamsız icra takibine geçildiği, ölü kişi hakkında başlatılan takibin usulsüz olup, yok hükmünde sayılması gerektiği, gönderilen ödeme emrinin murisin gelini ve davacı ..."ın eşi olan ... tarafından alınarak takibin usulsüz şekilde kesinleştirildiği, icra müdürlüğünün takip borçlusunun ölümünden haberdar edilmediği, her iki davalının bu nedenle birlikte hareket ettiklerinin belirlendiği, takip dosyasında davalı bankaya gönderilen haciz ihbarnameleri sonucunda toplam 110.091,00 TL tutarında tahsilat sağlandığı, başka bir anlatımla, murisin 08.04.2010 tarihinde vefatından sonra mirasçılarına ait olan para, usulsüz olarak muris hakkında yapılan takibin kesinleşmesi nedeniyle davalı ... tarafından tahsil edildiğini, adı geçen davalının alacağının varlığı kanıtlanamadığı gibi ölü kişi hakkında yaptığı takipte de kötü niyetli olduğu, takip tarihi itibariyle davacı mirasçılara ait olması gereken paranın usulsüz takip sonucunda adı geçen davalıya ödenmek suretiyle sebepsiz şekilde zenginleşmesine yol açıldığı, davalı ..."ün de davacı ..."ın eşi olup, takip tarihi itibariyle takip borçlusu olan kayınpederi ..."ün ölü olduğunu bildiği halde ödeme emrini tebellüğ ederek takibin kesinleşmesine yol açtığı, bu şekilde diğer davalı ... ile birlikte hareket ettiği, ..." a ödenen paranın iadesinden diğer davalı ile birlikte sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın ... ve ... yönünden kabulüne, davalı bankanın takip dosyasından gönderilen haciz ihbarnamelerinin gereğini yerine getirdiği, bankanın sorumlu tutulabilmesi için sebepsiz şekilde zenginleşen takip alacaklısı ... ve onunla birlikte hareket eden ..." ten alacağın tahsil edilememesi gerektiği, diğer davalılar hakkındaki istirdat isteminin sonuçsuz kalması halinde bankaya husumet yöneltilebileceği ve ölü kişi hakkındaki takibi bilip bilemeyeceği, haciz ihbarnameleri kapsamında yaptığı ödeme nedeniyle kusurlu olup olmadığının bundan sonra değerlendirilebileceği, davalı banka hakkındaki davanın erken açıldığı gerekçesiyle davalı banka yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 15/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.