3. Hukuk Dairesi 2020/5058 E. , 2021/3952 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ)MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davaların kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, davalılardan Diyadin Belediyesinin işletmekte olduğu termal otelde 11.04.2004 günü yapılan düğünde davacı ..."nin düğünde su bulunmadığından ve otel musluklarından da su akmadığından susaması üzerine otel görevlilerinin lobinin arkasındaki odayı gösterdiklerini ve davacı ..."nin de burada bulunan bulaşık makinası deterjanını su zannederek içtiğini ve bu nedenle rahatsızlandığını, 5 ay tedavi görmesine karşın yemek borusunu kaybettiğini, bu süreçte davacı ..."nin eşi olan davacı ... ve çocukları olan diğer davacıların da manevi olarak zarar gördüğünü ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı ... için 2.500 TL, tedavi giderlerini karşıladığından davacı ... için 2.500 TL, davacı ... için 15.000 TL, davacı ... için 5.000 TL ve diğer davacılar için 2.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Birleşen dosyada davacı ... vekili; ek 10.000 TL maddi tazminat talebinde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen kararın, taraflarca temyizi üzerine davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak Tüketici Mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hükmün davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 24/12/2015 tarih 2014/43455 esas, 2015/37967 karar sayılı ilamı ile; “...sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek
"Davacılar eldeki dava ile davacı ..."nin davalılardan Diyadin Belediye Başkanlığının işletmekte olduğu otelde gerçekleştirilen düğünde su zannı ile bulaşık makinası deterjanı içerek rahatsızlanması nedeniyle uğradıkları maddi ve manevi zararların tazminini istemiştir. Olay tarihinde düğünün gerçekleştirildiği otelin davalı ... Belediyesi Başkanlığı tarafından işletilmekte olduğu uyuşmazlık konusu değildir. Her ne kadar mahkemece, davacı ..."nin düğünde mutfağa girerek kendi kusuru ile su sandığı deterjanı içmesinden davalıların sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; somut olayda otel işletmecisi sıfatını taşıyan davalı ... Başkanlığının kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Zira davalı ... davetlilerin, mutfağa girmemeleri ve özellikle bulaşık makinası deterjanının su sanılıp içilmemesi için gerekli tedbirleri aldığını iddia ve ispat edememiştir. Nitekim dosya içerisinde mevcut bilirkişi raporları da bu yöndedir. Hal böyle olunca dosya arasında bulunan bilirkişi raporları doğrultusunda davalı ... başkanlığının da somut olayda kusurunun bulunduğu gözönüne alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya akırı olup bozmayı gerektirir.” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece; Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, asıl ve birleşen dosyalar bakımından; Ağrı ... ve ... yönünden reddine, davacı ..."nin maddi tazminat talebinin reddine, ... yönünden 12.500,00 TL maddi tazminatın davalı ... Başkanlığından kaza tarihi olan 11/04/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline davacı ... için takdir edilen 5.000,00 TL, davacı ... için takdir edilen 2.000,00 TL, davacı ....için takdir edilen 1.000,00 TL, ... için takdir edilen 1.000,00 TL, ... (....) için takdir edilen 1.000,00 TL, davacı .... için takdir edilen 1.000,00 TL, ... için takdir edilen 1.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 11/04/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... Başkanlığından tahsiline karar verilmiş, karar davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacıların vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. maddesinde; ""(1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. (3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur. (4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir."; 13. maddesinin birinci fıkrasında ise; “Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.”düzenlemesi yer almaktadır.
Buna göre davacılar lehine yukarıda yer verilen hükümler çerçevesinde vekalet ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması usulün 438/7 maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün 10. bendinde yer alan “600 TL” ve 11. bendinde yer alan “240 TL” ibareleri hükümden çıkartılarak yerlerine “1.090 TL” ibareleri; 12., 13., 14., 15. ve 16. bentlerinde yer alan “120 TL” ibareleri hükümden çıkartılarak yerlerine “1.000 TL” ibareleri yazılmak suretiyle hükmün düzeltilerek ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.