22. Hukuk Dairesi 2013/4759 E. , 2013/6172 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm duruşmalı olarak süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; işin mahiyeti itibarıyla duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilmiş olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; 05.08.2002 tarihinden itibaren davalı işyerinde bakımcı olarak çalışan müvekkilinin işyerini zarara uğrattığı gerekçesiyle 21.10.2010 tarihinde iş sözleşmesinin haksız ve geçersiz sebeplerle feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine, müvekkilinin işe iadesine, çalıştırılmadığı süre için dört aylık ücretin ve diğer sosyal haklarının ödenmesine, kanuni sürede başvurmasına rağmen işe başlatılmadığı sözleşmesinde sekiz aylık ücreti tutarında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacının patenti alınmış çeşitli makinelerin özellikle Batch ilaçlama makinesinin kanuna aykırı ve suç teşkil edecek şekilde üretilmesine katkıda bulunduğunun tespit edilmesi ve konu ile ilişkin savunmasının yetersiz bulunması sebebiyle dc haklı olarak iş sözleşmesinin feshedildiğini beyanla davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin haklı veya geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı Kanun"un 18. ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran iş yerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanun"un 25/II. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 2. fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını delil yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
İşçinin davranışlarına dayanan fesih, her şeyden önce iş sözleşmesinin işçi tarafından ihlal edilmesini şart koşmaktadır. Bu itibarla, önce işçiye somut olarak hangi sözleşmesel yükümlülüğün yüklendiğinin belirlenmesi, daha sonra işçinin, hangi davranışı ile somut sözleşme yükümlülüğünü ihlal ettiğinin eksiksiz olarak tespit edilmesi gerekir. İşçinin yükümlülüklerinin kapsamı bireysel ve toplu iş sözleşmesi ile kanuni düzenlemelerde belirlenmiştir. İşçinin iş sözleşmesini ihlal edip etmediğinin tespitinde, sadece asli edim yükümlülükleri değil kanundan veya dürüstlük kuralından doğan yan edim yükümlülükleri ile yan yükümlerin de dikkate alınması gerekir. Sadakat yükümü, sözleşmenin taraflarına sözleşme ilişkisinden doğan borçların ifasında, karşı tarafın şahsına, mülkiyetine ve hukuken korunan diğer varlıklarına zarar vermeme, keza sözleşme ilişkisinin kapsamı dışında sözleşme ile güdülen amacı tehlikeye sokacak özellikle karşılıklı duyulan güveni sarsacak her türlü davranıştan kaçınma yükümlülüğünü yüklemektedir.
Somut olayda, davacının iş sözleşmesi fesih bildiriminde açıklanan sır saklama yükümlülüğüne aykırı, doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunduğu ileri sürülerek feshedilmiştir. Dosya içeriğine göre; davacının davalıya ait işyerinde elektrik operatörü olarak çalıştığı, davalı şirket bünyesinde çalışmakta iken, şirket tarafından patenti alınmış çeşitli makinelerin ve özellikle BATCH ilaçlama makinesinin işyeri dışında kopyalanmasına katkıda bulunduğu, makineye ait bilgileri şirket dışındaki kişilerle paylaştığı yönünde hakkında tutanaklar düzenlendiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar işverence davacının tutanaklarda belirtilen davranışlarına dayanılarak iş sözleşmesi haklı sebeple feshedilmiş ise de davacının somut olarak hangi bilgileri başkalarıyla paylaştığı ve kopyalandığı iddia edilen makinelerin kopyalandığını gösterir somut veriler ortaya konulmadığından feshin haklı sebebe dayanmadığının kabulü isabetlidir. Ancak tanık anlatımları ve dosyadaki diğer delillere göre davacının işverenin muvafakatını almadan zaman zaman davalı işverenle aynı işi yapan başka işyerlerinde çalıştığı, bu nedenle de işverenle davacı arasında iş sözleşmesinin temelini oluşturan güven ilişkisinin sarsıldığı açıktır. Bu durumda normal ölçülerde işverenden iş ilişkisini sürdürmesi beklenemeyeceğinden işverence yapılan feshin geçerli nedene dayandığının kabulü gerekir. Saptanan bu durum karşısında davacının işe iade isteğinin reddi yerine kabulü hatalı bulunmuştur.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı İş Kanunun 20.maddesinin 3.fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 60,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.320,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 25.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.