22. Hukuk Dairesi 2012/18478 E. , 2013/6159 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
AVUKAT ...
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, fazla mesai, genel tatil ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; müvekkilinin 01.01.2006 tarihinde satış sorumlusu olarak çalışmaya başladığını, ödenmeyen işçilik haklan sebebi ile Adana 7. Noterliğinin 31.08.2010 tarih 13174 sayılı ihtarı ile iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ve bir kısım işçilik alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, işyerinde iki vardiya halinde çalışıldığını, bazı özel günler öncesinde fazla mesai yapılabildiğini, bu fazla mesainin ayda sekiz saati geçmediğini, yapılan fazla mesai karşılığı ücretinin ödendiğini veya yerine izin verildiğini, yıllık izinlerini kullandığını, müvekkilinden alacağı olmayan davacının iş sözleşmesini haklı sebeple feshetmediği için kıdem tazminatı da talep edemeyeceğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İşyerinde prim uygulamasının olup olmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Davalı işveren işyerinde prim uygulamasının olmadığını savunmuştur. Taraflar arasında, işverene prim borcu yükleyen toplu iş sözleşmesi ve yazılı hizmet sözleşmesi bulunmamaktadır. Dosyaya işyerinde prim ödendiğini gösterir belgede sunulmamıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı tanığı Ömer Uslu"nun beyanına dayanılmış ise de yargılama aşamasında söz konusu kişi tanık olarak dinlenmemiştir.Prim ödemesinin işyeri uygulaması haline gelen bir ödeme olup olmadığı, her ay düzenli olarak ödenip ödenmediği, ödeniyor ise miktarı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Buna rağmen eksik inceleme sonucu prim alacağına karar verilmesi hatalı olup hükmün bu yönden bozulması gerekmiştir.
3-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının haftada yirmibir saat fazla mesai yaptığı kabul edilmiştir. Oysa bir kimsenin günde üç saatten fazla sürede fazla çalışma yapması olağan yaşam kurallarına aykırı olacağından, davacının günde üç, haftada onsekiz saat şeklinde fazla çalışma yaptığı sonucuna varılarak fazla çalışma ücretinin hesaplanması gerekirken, bu hususun dikkate alınmaması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Bu sebeplerle mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.