Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/18539
Karar No: 2013/6110

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/18539 Esas 2013/6110 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı işçi, yıllık izin ücreti alacağının ödenmesine karar verilmesi için mahkemeye başvurmuştur. Mahkeme, davacının mevsimlik işçi statüsünde çalışmadığını ve davanın kısmen kabul edilmesine karar vermiştir. Ancak, davalı işveren tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay, mevsimlik işlerde yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümlerin uygulanmayacağına dair kanun maddesi bulunduğunu ancak yılın ne kadar bölümünde çalışılmakta olan işin mevsimlik iş sayılacağına dair bir düzenleme olmadığını belirterek, davacının çalışmasının onbir ayın üzerine çıktığı yıllar için işyerinde fiilen çalışılan sürelere göre hesaplanacak olan izin ücretinin kabulüne, onbir aydan az çalışılan yıllardaki çalışmalar için ise mevsimlik iş statüsünde geçmiş olmakla isteğin reddine karar verilmesi gerektiğine hükmetmiştir. Bu kararda, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 53/3 maddesi, mevsimlik işlerde yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümlerin uygulanmayacağına dair hüküm içermektedir. Ancak mevsimlik işçiler için yıllık izin hakkı tanınabilir ve mevsimlik iş ilişkisi dışına çıkıldığı hallerde yıllık izin hakkının doğacağı belirtilmektedir.
22. Hukuk Dairesi         2012/18539 E.  ,  2013/6110 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA : Davacı, yıllık izin ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili davacı işçinin davalıya ait işyerinde iş sözleşmesiyle çalıştığını, yıllık izin haklarının tam olarak kullandırılmadığını ileri sürerek yıllık izin ücreti isteğinde bulunmuştur.
    Davalı işveren, 2001 yılına kadar davacının mevsimlik işçi statüsünde çalıştığını ve 2001 yılı Şubat ayından itibaren daimi kadroya geçirildiğini, bu tarihten önce yıllık izin hakkının doğmayacağını savunmuştur.
    Mahkemece, yıllın belirli aylarına yönelik çalışma yapılmadığı, taraflar arasında mevsimlik iş ilişkisinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü süresi içinde davalı vekili temyiz etmiştir.
    Uyuşmazlık davalı işyerinde yapılan işin mevsimlik iş olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Çalışmanın sadece yılın belirli bir döneminde yoğunlaştığı işyerlerinde yapılan işler mevsimlik iş olarak tanımlanabilir. Söz konusu dönemler işin niteliğine göre uzun veya kısa olabilir. Her zaman aynı miktarda işçi çalıştırmaya elverişli olmayan ve işyerinde yürütülen faaliyetin niteliğine göre işçilerin her yıl belirli sürelerde yoğun olarak çalıştıkları ve fakat yılın diğer döneminde işçilerin iş sözleşmelerinin ertesi yılın faaliyet dönemi başına kadar ara vermeyi gerektiren işler mevsimlik iş olarak değerlendirilebilir.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 53/3 maddesi uyarınca, mevsimlik işlerde yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümler uygulanmaz. Bir başka anlatımla, mevsimlik işçi, 4857 sayılı Kanun"un yıllık ücretli izin hükümlerine dayanarak, yıllık ücretli izin kullanma veya buna dayanarak ücret alacağı isteminde bulunamaz. Hemen belirtmek gerekir ki, anılan 53/3. maddede ki kural, nispi emredici kural olup, işçi lehine bireysel iş sözleşmesi ya da toplu iş sözleşmesi ile yıllık ücretli izne ilişkin hükümler düzenlenebilir ve mevsimlik işçiler için yıllık izin hakkı tanınabilir.
    Somut olayda davacı ağırlıklı olarak yılın son aylarında çıkarılmış ve takip eden yılın Mayıs-Haziran aylarında yeniden çalışmak üzere belirli süreli iş sözleşmeleri yapılmıştır. Davacının çalışmaların belli bir mevsimde yoğunlaşması olağan bir durumdur. Davacının sözü edilen çalışmalarının kapatılan Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü işyerinde geçtiği gözetildiğinde, mevsim şartlarına göre belli dönemlerde daha fazla işgücüne ihtiyaç doğması da kaçınılmazdır. Dosya içeriğine göre, uyuşmazlık konusu dönemde davacının yıllık çalışmaları genelde yüzyirmi gün ile iki yüzyetmiş gün civarında değişmiştir. Yılın kalan bölümünde işyerinde çalışması olmayan davacı işçi bakımından yıllık izin hakkının doğmadığı kabul edilmelidir. Yılın çalışılmayan bölümünde davacı işçi bu hakkını kullanmış olup, kanun koyucunun mevsimlik işte yıllık izin öngörmemiş olmasının temel gerekçesi de çalışılan süre itibarıyla dinlenme ihtiyacının ortaya çıkmamış oluşudur.
    Bununla birlikte, davacı işçi on bir ayın üstünde bir süre çalışmış ise sözü edilen yıl bakımından çalışılan süre işçinin dinlenme hakkının varlığını gerektirmektedir. 4857 sayılı Kanun"un 53. maddesinde mevsimlik işlerde yıllık izin hakkının doğmayacağı belirtilmiş ise de, yılın ne kadar bölümünde çalışılma halinde mevsimlik iş sayılacağı yönünde bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Öyle ki yılın tamamına yakın bir bölümünde çalışılma halinde Anayasal temeli olan dinlenme hakkının tanınmasının gerekeceği açıktır. Somut olayda da, davacı işçinin onbir ayın üzerinde çalıştığı yıllar bakımından fiili çalışma süresine göre mevsimlik statüden vazgeçildiği, taraflar arasında işçinin yıllık izin ücretine hak kazanacak şekilde sürekli çalışmasına dair bir sisteme geçildiği kabul edilmelidir. Çalışmanın on bir ayın üzerine çıktığı hallerde mevsimlik iş ilişkisinin dışına çıkıldığı kabul edilmiş ve daha sonraki çalışmalar için yıllık izin hakkının doğduğu sonucuna varılmıştır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.11.2011 tarihli ve 2011/9-596 esas, 2011/725 sayılı kararı).
    Yapılan bu açıklamalara göre davacının çalışmasının onbir ayın üzerine çıktığı yıllar için işyerinde fiilen çalışılan sürelere göre hesaplanacak olan izin ücretinin kabulüne karar verilmeli, onbir aydan az çalışılan yıllardaki çalışmalar mevsimlik iş statüsünde geçmiş olmakla isteğin reddine dair hüküm kurulmalıdır. Mahkemece gerekirse bu yönden bilirkişiden ek rapor alınmalı ve sonucuna göre istekle ilgili bir karar verilmelidir. Hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, 22.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi