
Esas No: 2021/10799
Karar No: 2022/2444
Karar Tarihi: 23.02.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/10799 Esas 2022/2444 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/10799 E. , 2022/2444 K."İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
İlk Derece
Mahkemesi :... 6. İş Mahkemesi
No : 2018/192-2019/45
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, 20/09/2005 - 23/06/2013 tarihleri arasında davalı yanında hizmet akdi ile çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
II- CEVAP:
Feri müdahil kurum vekili 16/11/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle, her ne kadar davacı, davalıya ait işyerinde 2005-2013 yılları arasında çalıştığının tespiti hususunda talepte bulunmuş ise de, davacının tespit talep edilen dönemde sigortalı çalışmasının bulunmadığını, İşe giriş bildirgeleri ile aylık prim hizmet belgelerine göre tutulmakta olan kurum kayıtlarının yazılı delil teşkil ettiğinden, yazılı delil niteliğindeki kurum kayıtlarının aksinin aynı değerde yazılı delillerle ispatı gerektiğini. ayrıca davacının tespit talep ettiği dönemin bir kısmının üzerinden 5 yıldan fazla süre geçmiş olması nedeniyle davanın hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı işveren vekili ise 11/12/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle, açılan davayı kabul etmediklerini davanın reddi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacının iddia ettiği çalışmaların gerçekleştiği düşünülse dahi dava konusu istem süresi içerisinde olmadığından 5 yıllık hak düşürücü süre yönünden davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
III- MAHKEME KARARI:
A- İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, "davacının davasının hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından reddine" karar verilmiştir.
B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
"Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine" karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili dava dilekçesini tekrarlamış, açılan davanın hak düşürücü süreye tabi olmadığını, beş yıllık hak düşürücü süreye tabi olsa dahi sürenin geçtiğinin söylenemeyeceğini beyan ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerektiğini beyan emiştir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun m. 86/9. maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. 506 sayılı Kanunun 79/10.maddesi; “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.” hükmüne amir olup, benzer düzenlemeye 5510 sayılı kanunun 86/9.maddesinde de yer verilmiştir.
506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve benzer 5510 sayılı Kanun m. 86/9. maddesine göre Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Kanunda yer alan 5 yıllık süre, hak düşürücü olup mahkeme tarafından kendiliğinden nazara alınması gerekir. Yönetmelikle tespit edilen belgelerin bu meyanda işe giriş bildirgesinin verilmesi durumunda hak düşürücü sürenin işlememesi, ancak iş bu belgelerin içerdiği işe başlama tarihinden sonraki dönem için söz konusudur. Yönetmelikte sayılan belgelerden birisinin verilmiş olması halinde artık hak düşürücü süreden söz edilemez.
Anılan maddenin yorumunda Yargıtay uygulamasına göre, sigortalının çalıştığı işyerinden askerlik nedeniyle ayrılıp terhisini müteakip aynı işyerinde çalışmaya devam etmesi durumunda, davacıya ödenen ücretten sigorta priminin kesildiği hallerde, Kurumun denetim elemanlarınca davacının çalışmasının tespit edildiği durumlarda hak düşürücü süreden bahsedilemez. Ayrıca çalışmanın blok çalışma niteliğinde olması yani kesintisiz devam etmesi halinde hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi, mevsimlik çalışmanın bulunması ve bu çalışmanın yıllar itibariyle kesintisiz sürdüğünün kabulü halinde de çalışılmayan dönemde hizmet akdi askıda olduğundan hükme esas alınan 5 yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak, mevsimlik çalışmanın sona erdiği yılın sonu esas alınması gerekir. Aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulu'nun 05.02.2003 gün ve 2003/10-7 E., 2//353 K.; 27.04.2011 gün ve 2011/10-52 E.-2011/221 K. sayılı ilamlarında da benimsenmiştir.
Somut olayda, davacının talebinin; 20/09/2005 - 23/06/2013 tarihleri arası kesintisiz geçen hizmetlerinin tespitine ilişkin olduğu davanın ise; 29.08.2018 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Buna göre eldeki davanın, 31.12.2018 tarihine kadar açılabileceği ve hak düşürücü sürenin dolmadığı belirgindir. Mahkemece, davanın hak düşürücü süre içinde açıldığı kabul edilerek davanın esasına girilerek elde edilecek sonuca göre bir karar verilmelidir.
O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, 23.02.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.