Esas No: 2020/397
Karar No: 2022/2587
Karar Tarihi: 24.02.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/397 Esas 2022/2587 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2020/397 E. , 2022/2587 K."İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
No : 2017/476-2017/632
İlk Derece
Mahkemesi :... 4. İş Mahkemesi
No : 2015/28-2016/363
Dava, maluliyet aylığının kesilmesi ve borç tahakkukuna ilişkin kurum işleminin iptali, 1.6.2003 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti ve 22.05.2003 tarihinden sonraki çalışmalarının sosyal güvenlik destekleme primine tabi olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili; davacının 1993 yılında malulen emekli olduğunu, malullük aylığı almakta iken çalışmaya devam etmesi sebebiyle aylığının kesildiğini, 2004/7-2013/7 dönemindeki süre içinde yersiz ödenen 73.804,07.-TL'nin borç kaydedildiğinin bildirildiğini, davacının 22.05.2003 tarihinde normal emeklilik koşullarını sağladığını, bu tarihi takip eden 01.06.2003 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğini belirterek, davacının 73.804,07.-TL borçlu bulunmadığının tespiti ile Kurumca yersiz ödemeye ilişkin yapılan işlemin iptalini, normal emeklilik koşullarını sağladığı 22.05.2003 tarihini takip eden ay başı olan 01.06.2003 tarihinden itibaren davacıya yaşlılık aylığı bağlanmasına, davacının emeklilik koşullarını sağladığı 22.05.2003 tarihinden sonraki çalışmaları içerisinde yatırılan primlerin sosyal güvenlik destek primi olarak kabulüne, mahkeme aksi kanaatte ise yapılan malullük aylığı ödemelerinin davacının çalıştığı 2766 günlük süre dikkate alınarak her bir gün için hak kazanılan malullük aylığı ödemesinin kıstelyevm usulü ile hesaplanmak suretiyle davacıya iadesinin gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
II-CEVAP
Davalı vekili; davacının maluliyet aylığı almakta iken çalıştığının tespit edildiğini, bu sebeple maluliyet aylığının kesilmesine karar verildiğini, Kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
Davanın kabulüne; ... T.C kimlik numaralı davacının 22.05.2003 tarihinde yaşlılık aylığı koşullarının gerçekleştiği 01.06.2006 tarihinden itibaren davacıya yaşlılık aylığı bağlanabileceğinin tespitine, davacının 01.06.2006 tarihinden sonraki zorunlu sigorta koluna geçen çalışmalarının sosyal güvenlik destek primine tabi çalışma olduğunun tespitine, Unkapanı SGM nin 04.09.2013 tarih ve ... sayılı yazısı ile yersiz ödeme olarak bildirilen 73,804,07 TL den sorumlu tutulamayacağının tespitiyle yersiz ödemeye ilişkin işlemin iptaline karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacıya 01.051993 tarihinden itibaren maluliyet aylığı bağlandığı, Kurum tarafından yapılan incelemede maluliyet almakta iken,09.07.2004 tarihinden itibaren fiilen çalışmaya başladığının tespit edildiği, davacıya 2004/7-2013/7 dönemindeki süre içinde yersiz ödenen 73.804,00.-TL borç kaydedildiği anlaşılmıştır. Davacı 01.05.1993 tarihinde malulen emekli olmuşsa da ilk sigortalılık başlangıç tarihinin 22.05.1978 tarihi olması nedeniyle 506 sayılı Yasa'nın geçici 81/B maddesine göre 22.05.2003 tarihinde 25 yıllık sigortalılık süresi 44 yaş ve 5000 prim gün sayısını şartını gerçekleştirmiş olması nedeniyle yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının anlaşıldığı, yaşlılık aylığının malullük aylığından daha fazla olduğu göz önünde bulundurulduğunda davacının malullük aylığı almakta iken normal emeklilik koşullarını sağlamasının ardından miktarı daha yüksek olan yaşlılık aylığını almak iradesini taşıdığının kabulü ile bu doğrultuda Medeni Kanunun 2.maddesi sosyal güvenlik hukukunun kamusal niteliği ve sigortalı lehine yorum ilkesi dikkate alınıp, davacıya normal emeklilik koşullarını sağladığı tarihten itibaren malullük aylığından daha fazla olan yaşlılık aylığı bağlanması gerektiği, sırf yazılı müracaatının olmaması nedeniyle davacının sosyal güvenlik şemsiyesinin dışına çıkarılmasının sosyal güvenlik ilkelerine aykırı olduğu, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varılarak, istinaf isteminin reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili; davacının maluliyet aylığı almakta iken çalıştığının anlaşıldığını, aylığının kesilmesine yönelik Kurum işleminin doğru olduğunu, davacının iyi niyetinden bahsedilemeyeceğini, hatalı bilirkişi raporuna göre hüküm kurulduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davacı ... Elçin’ın 1.5.1993 tarihinden itibaren maluliyet aylığı almakta iken, 9.7.2004-19.6.2009 ve 21.10.2010-13.9.2013 tarihleri arasında 4/a kapsamında çalışmaları nedeniyle, kurum tarafından aylığı durdurularak, 2004/7-2013/7 döneminde yersiz ödenen 73.804,07 TL nedeniyle borç tahakkuk ettirildiği, daha sonra ise davacının 19.9.2013 tarihli tahsis talebi üzerine, 1.10.2013 tarihinden itibaren 506 geçici 81/B-A maddesi kapsamında yaşlılık aylığı bağlandığı, davacı tarafından kuruma verdiği dilekçesi ile 22.5.2003 tarihinde normal emekliliği hak ettiğini 1.10.2013 tarihinde bağlanan yaşlılık aylığının iptali ile 1.6.2003 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasını talep ettiği, davalı kurum tarafından, 22.5.2003 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanması için talep bulunmadığından talebin reddi üzerine eldeki davanın açıldığı, Mahkemece, isteğin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
506 sayılı Kanunun 58. maddesi ''Malullük aylığı almakta iken sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 63'üncü maddenin (A) fıkrası hükümleri uygulanır. Şu kadar ki, malullük aylıkları kesilenlerden işten ayrılarak malullük aylığı verilmesi için yazılı istekte bulunan sigortalıya aylık bağlanması, kontrol muayenesi sonunda malullüğün devam ettiğinin anlaşılması şartına bağlıdır.'' hükmünü içermekte iken 5510 sayılı Kanunun 27/3 ''Malûllük aylığı almakta iken bu Kanuna göre veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaya başlayanların malûllük aylıkları, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başında kesilir ve bu Kanuna tabi olarak çalıştıkları süre zarfında 80 inci maddeye göre belirlenen prime esas kazançları üzerinden 81 inci madde gereğince kısa ve uzun vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortasına ait prim alınır. Bunlardan işten ayrılarak yeniden malûllük aylığı bağlanması için yazılı istekte bulunan ya da emekliye ayrılan veya sevkedilenlere; kontrol muayenesine tabi tutulmak ve ilk aylığına esas malûllüğünün devam ettiği anlaşılmak kaydıyla, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında çalışıyorsa görevinden ayrıldığı tarihi, diğerlerine ise istek tarihlerini takip eden ödeme döneminden itibaren yeniden malûllük aylığı hesaplanarak bağlanır.'' düzenlemesi getirilmiştir.
Bu sebeple yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler uyarınca, davacının maluliyet aylığının yaşlılık aylığına çevirilmesi için 22.5.2003 tarihi itibariyle davalı Kuruma yazılı talebinin bulunmaması ve kurumun resen yaşlılık aylığı bağlaması gerektiği yönünde yasal düzenlemenin mevcut olmaması karşısında, maluliyet aylığı bağlandıktan sonra davacının çalışmasına devam etmesi, bağlanan aylığın kesilmesi nedenlerindendir. Anılan kanun maddesinde belirtilen, “malûllük aylığı almakta iken çalışmaya başlayanların malûllük aylıkları, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başında kesilir ve bu Kanuna tabi olarak çalıştıkları süre zarfında 80'inci maddeye göre belirlenen prime esas kazançları üzerinden 81'inci madde gereğince kısa ve uzun vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortasına ait prim alınır” hükmü gereği, mahkemece sigortalının aylığının kesilmesi gereken tarih ve bu tarihler arası ödenen tutar belirlenerek bu tutar yönünden davalı Kurumun istirdat hakkının mevcut olduğu gözetilerek yapılacak değerlendirmeye göre hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 24/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.