1. Ceza Dairesi 2016/5461 E. , 2018/1391 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Taksirle ölüme neden olma
HÜKÜM : TCK"nun 85/1, 62, 52/2-4, 54/1. maddeleri uyarınca 15.200 TL adli para cezası
TÜRK MİLLETİ ADINA
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ...’un ...’e yönelik eyleminin sübutu kabul, takdiri indirim sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre bozma kararına uyularak verilen hükümde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin sübuta, katılan ... Örnek vekilinin sair hususlara yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
1) Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanık ..., tanık ... ile müteveffa ...’in yakın arkadaşlar oldukları ve zaman zaman buluşarak birlikte ava gittikleri, olay günü de bu maksatla bir araya gelerek gündüz vakti ava gittikleri, daha sonra ...‘nın yönetimindeki araçla geri dönmek için yola çıktıkları, üç adet av tüfeğini şoför mahallinin arkasındaki koltuğa bıraktıkları, tüfeklerin bulunduğu koltukta oturan sanığın, aracın engebeli yolda hareket halinde olduğu sırada, dolu olup olmadığını kontrol etmediği...’ya ait tüfeğin tetiğine bastığı, sürücü koltuğunun arka alt kısmından giren saçma tanelerinin toplu şekilde müteveffanın sağ lomber bölgesine isabet ederek ölümüne neden oldukları, sanıkla müteveffa arasında herhangi bir husumetin veya kavganın olmadığı,
sanığın olaydan hemen sonra yaralanan müteveffayı tanık...’la birlikte hastaneye götürdüğü anlaşılan olayda, öngördüğü neticenin gerçekleşmesine istemeden neden olan sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK"nun 85/1 ve 22/3 maddeleri uyarınca bilinçli taksirle öldürme suçu kapsamında olduğu gözetilmeden, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde taksirle öldürme suçundan hüküm kurulması,
2) ... Kriminal Polis Laboratuvarında incelenip iade edilen eşyaların dosyada delil olarak saklanması yerine müsaderesine karar verilmesi,
3) Kendisini vekille temsil ettiren katılan ... lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tüm katılanlar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, Üyeler ... ve ...’in sanığın kasten öldürme suçundan cezalandırılması gerektiği yolundaki karşı oyları ile 26/03/2018 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
Yerel Mahkemece, sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK"nun 85/1, 62 ve 52/2 maddeleri uyarınca neticeten 15.200.00 Tl. Adli Para Cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Isparta l. Ağır Ceza Mahkemesinin 28.05.2015 gün ve 2015/7 Esas 2015/154 nolu kararının katılan ... vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz istemi üzerine gönderildiği Dairemizce yapılan değerlendirme sonrasında kararın, suç vasfına yönelik olarak irdelenmesi neticesi “.. sanık ile maktul arasında husumet bulunmaması, olaydan hemen sonra yaralıyı tanıklar ile birlikte sanığında hastahaneye götürmesi, öngördüğü neticenin gerçekleşmesine istemeden neden olduğu da değerlendirilmek suretiyle sanığın 5237 sayılı Yasanın 85/1 ve 22/3 maddeleri uyarınca bilinçli taksirle öldürme suçu kapsamında olduğu gözetilmeden, suç niteliğinde yanılgıya düşüldüğü gerekçe gösterilerek ve oy çokluğu ile bozulmasına karar verilmiş ise de; sayın çoğunluk görüşüne suç nitelemesi yönünden katılmıyoruz.
Olayın oluşumuna ilişkin Isparta Ağır Ceza Mahkemesinin, Dairemizin çoğunluk görüşü ile azınlık görüşü olayın oluşumuna ilişkin kabulün temelinde herhangi bir sorun bulunmamakta ise de, bu kabulün vasıflandırılması noktasında görüş farklılıkları bulunmaktadır.
Şöyle ki;
Dairemizin 25/11/2014 gün ve 2013/3744 Esas, 2014/5581 nolu ilamı ile"...Dosya kül halinde Adli Tıp Kurumu İlgili İhtisas Dairesine gönderilerek, sanığın savunması, kullanılan aracın niteliği, av tüfeklerinin konumu ve yara trajesi dikkate alınarak sanığın savunmasının denetlenmesi açısından av tüfeğinin savunmada belirtilen şekilde patlaması halinde maktül de otopsi raporunda belirtilen yaralanmanın oluşup oluşamayacağı hususlarında rapor alındıktan sonra sanığın hukuki değerlendirilmesi" gerektiği belirtilmek sureti ile eksik soruşturma nedeniyle bozulmuştur.
Isparta l. Ağır Ceza Mahkemesinin , dairemizin bozma kararına uyması neticesi dosyayı tomarı ile birlikte Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesine gönderilmek suretiyle rapor temini cihetine gidilmiştir.
Adli Tıp Kurumu İlgili İhtisas Dairesince verilen 19/03/2015 gün ve 2015/22297/2590 sayılı raporunun sonuç kısmında ise; “..fişek yatağına yeni bir fişek konulması durumunda atışa hazır halde fişek yataklarında fişek var ve gizli horozu kurulu iken tetiklerine basınç uygulanmadan çekme, çekiştirme veya sarsıntı gibi etkenlerle fişek yataklarında bulunan fişeklerin kendiliğinden patlamadığı, yine atışa hazır halde beton gibi sert bir zemine gövdesi üzerinde düşürülmesi sırasında kendiliğinden patlamadığı, atışa hazır haldeki tüfeğin tipçiği yere gelecek şekilde düşmesi yada vurulması sırasında da çalışma prensibine göre emniyete geçtiği, her iki fişek yatağındaki fişeklerin patlaması için, kurma kolu vasıtasıyla kırılmıs olan namlunun fişek yataklarına fişekler konulduktan sonra tam olarak kapatılması me cihazı ile yapılan ölçüm sırasında ön tetiğine 1.4 kg arka tetiğine 2.6 kg civarında basınç kuvveti uygulanmnası gerektiğinin tespit edildiği dikkate alındığında adli dosyada kayıtlı bilgiler, olay yeri inceleme bulguları ile Adli Tıp Kurumu Fizçik İhtisas Dairesi BAlistik Şubesinin raporu birlikte değerlendirildiğinde , sorulduğu üzere av tüfeğinin savunmada belirtilen şekilde, (sanığın kesinlikle tetiğe bile dokunmadığı) patlamasının mümkün görülmediği oybirliği ile mütalaa olunmuştur..”
Şeklindeki raporu karşısında, sanığın savunmasına itibar etme olanağı kalmamıştır. Dinlenen taraf ve tanık beyanlarına göre de, maktülün olaydan önce, suç konusu tüfeğin dolu olduğuna ilişkin sanığı uyarması, avcı olan sanığın, av tüfeklerine yabancı olmadığı da değerlendirildiğinde, tüfeğin tetiğine basınç uygulamak suretiyle, ateş alacağını öngörmesine karşın, hareketine devam ederek neticenin gerçekleşmesine neden olduğu sabittir. Dolayısı ile artık sayın çoğunluk görüşündeki kabul ile eylemini bilinçli taksir ile değil, olası kast ile gerçekleştirdiğinin kabulü gerekir. Zira, tüfeğin tetiğine basınç uygulayarak ateş almasına hareketi ile yol açan sanığın, hareketi sonrası, meydana gelecek netice konusunda olursa olsun demek suretiyle sonucu
kabullendiği görüşünde olduğumuz için sayın çoğunluk görüşüne bu yönü ile katılmamız mümkün değildir.