1. Hukuk Dairesi 2016/7891 E. , 2019/4814 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, fiil ehliyetini haiz olmadığı dönemde 753 parsel sayılı taşınmazdaki paylarını davalıya satış suretiyle temlik ettiğini ileri sürerek, davalı adına kayıtlı payın iptaliyle adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davacı tarafından dürüstlük kurallarına aykırı hareket edildiği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verilen karar Yargıtay 14.Hukuk Dairesince; “...Gerek uyuşmazlık konusu taşınmazın davalıya temlik edildiği tarihten önceki, gerekse bu tarihten sonraki raporlar ile varsa doktor ve hasta müşahade kağıtları getirtilerek dosyaya konulduktan sonra tekmil dosyanın Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’na gönderilerek temlik işleminin yapıldığı 17.02.2003 tarihi itibari ile davacının hukuki tasarruf yapma ehliyetinin bulunup bulunmadığı konusunda ilgili ihtisas kurulundan rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken buna uyulmaksızın yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir.." gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda açılan davanın hakkın kötüye kullanılması niteliğinde bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine ilişkin olarak verilen karar bu kez Yargıtay 14.Hukuk Dairesince "...Mahkemece , bozma kararına uyulmuş, ancak bozma gereği yerine getirilmemiştir.Buna göre, gerek uyuşmazlık konusu taşınmazın davalıya temlik edildiği tarihten önce, gerekse sonraki tarihlere ait rapor ve var ise doktor ve hasta müşahade evrakları toplanarak Adli Tıp Kuruma’na gönderilmesi ve işlem tarihinde davacının hukuki tasarruf ehliyetinin bulunup bulunmadığı konusunda rapor alınarak sonucuna göre karar vermek gerekir iken bozma gerekleri yerine getirilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir..” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacının işlem tarihinde ehliyetsiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin verilen karar bu kez Dairemizce “ .. temliki yapan ve temlik tarihinde ehliyeti olmadığı Adli Tıp Kurulu raporu ile saptanan ..."a, 4721 sayılı T.M.K."nun 405. ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 56/1. maddeleri uyarınca vasi tayini için gerekli işlemlerin yapılması, vasi atandığı taktirde öncelikle vasiye tebligat yapılarak davaya iştirakinin sağlanması ve açılan davaya TMK"nın 462/8. maddesi hükmü uyarınca vesayet makamından “husumete izin” alınması, bu şekilde usuli işlemler tamamlandıktan sonra işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken değinilen yön gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 24.09.2019 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat . .. Evli ile temyiz edilen davacı ... ve vasisi ... İslam geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin ve vasinin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Ancak, gerek dolu pafta sistemi ve gerekse doğru sicil oluşturma ilkesi uyarınca hâkim kararıyla doğru sicil oluşturma zorunluluğundadır.
Somut olayda; dava konusu 753 parsel sayılı taşınmazdaki davacı tarafından devredilen 149524328688/817096089600 payın 11.05.2012 tarihinde 3402 Sayılı Yasanın 22/A maddesi gereğince yenilemenin tescili işlemiyle 144 ada 22 sayılı imar parselinde 259373/2150400 paya dönüştüğü görülmektedir. Bu durumda imar parseli olan çekişmeli 144 ada 22 sayılı parselde 259373/2150400 pay üzerinden kabul kararı verilmesi gerekirken hukuki varlığı kalmayan çekişme konusu parselin geldisi olan 753 sayılı kadastral parsel üzerinden infaza elverişli olmayacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değil ise de; anılan yanılgı yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün 1. bendinin hükümden çıkartılarak yerine; 1. bent olarak “ Davanın Kabulüne, ... İli, Merkez İlçesi, ... Köyü Mahallesi ... mevkii 144 ada 22 parsel sayılı taşınmazda davalı ... adına kayıtlı 259373/2150400 payın iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline” cümlesinin yazılmasına, 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 2.037.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.